Kategori: Türk Şiiri

Sanık

her aşkın bir numaralı sanığıyımya tutuklayınya da uzak durun bendensakın aldanmayın sarışınların azalmasınave siz de süphelenin karınızdan hakim beyçünkü ben tanımadığım kadınları da sevmiştimtenimde alev alev bir yalnızlıkben tanıklık da yapamam ayrılıklaratutuklayın beni hakim beybir kadın soyunmadan avukatlığıma. Yasin Erol-bu aşk öykü tutmaz-

sizi hiç sevmiş miydim?

bakar mısınız bayanbu masumiyet sizin mi tanıdık biri gibi davranıyorsunuz yağmurlara sevinçleriniz cumhuriyet dalgınlığınızsa osmanlı sizi daha önce hiç sevmiş miydim biraz önce göğe bakmış gibi her haliniz teninizde büyük bir güzelliğin yaz çıkartması bunca çocuk bunca siyahlık içindeher aşkta eğilip gözlerinizden mi öptüler ki bedeninizin okulunda dudaklarınız hep yıldızlı pekiyi gölgeli bir hüzünle bakıyorsunuz …

Devamını oku

Şiir ve Sen

Habersiz bir yağmur gibiHer gün yağıyorsun içime Sevinçlerinde ucu ucuna yaşayan bir aydınlık Bana çocukların sevdiği bir denizi Önceliği uçurtmalara tanıyan gökyüzünü Yön arayıcılarının kullanmadığı geceyi Ve sadece yüzünden sevilen bir şehri getir Yoksa gelmem sana Ben aşkta önümü görmek isterim. Bir an önce ikna et o karanfili O şiirden çıkıp gelsinVe eleştirmenlere söyle Edip …

Devamını oku

Şakayık

kanayan bir yüreğin gözyaşlarıydımasanıza dökülen yağmur damlalarına alışık olmayan tam bir çiçekti adı şakayık tercihimi uzak iklimlerden yana da koysam onu almadın ya almayayım dokunuyor bana Yasin Erol

Sevgilim, bir günün ortası şimdi

Sevgilim, bir günün ortası şimdiTaşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesindeUzat bana uzat elleriniİzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlarİstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor Ben seni düşünüyorum seniHani tıpkı o ilk günlerdeki gibiKalbim diyorum kalbimDaha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibiAşkı anılar besliyor düşler …

Devamını oku

Hayat Bu mu

Bir oğlum ölmüş gecenin en kibar saatlerindeağlıyorsam bu bir geri sayımdır acımın şakaklarındakimselere emanet edemem ki artık asil cinnetimi Korkma! ağzına bırakacağım son nefesimi..!Ağzı tabanca.dudakları namlu, sözleri gece mermisi! yaralıydım yaralarım, yüzümün kızardığı aşklarda kaldıelleri çingene bir kız sevdim on dokuzumdakalbimde bir et beni gibi kanar hala gözleriAllah’ın en içten hatasıydım Senin suçun yok hayat!Ben …

Devamını oku

korkmayın unutuluyor

suya hapsedilmiş bakterilerle güzelleşiyorölümün en lacivert masumiyet hadisesi;öğrencilerince taciz edilmiş berbat bir ömür lisesigibi artık üniversiteye hazırlanıyor imparator. katalizöre bir keşke edasıyla yaklaşan azılı vücutönemini yitirmiş plastik bir tabut -kiiçindekikalıba ve ilahi kalabalığabütün etlerin hükmettiği şehvetle yalvarmakta.uzun yol hevesiyle şahlanıyor süratsürat, kendi dışındaki süratle hayale varmakta. öyle bir hayal tasvir edin, hayatı ölümle suçluyorve eğildiği …

Devamını oku

gri siyanür

Az önce ayrıldıkBir koy ilkokuluna çığ düşer gibi ansızın;Gırtlakları kesen kelimelerle veda ettin yasadığın bedenimene A Rh pozitif bir ‘kal’ bulabildimne de 0 grubu negatif bir ‘burukluk’, donakaldığım evin içinde! Kanım, orman basan cinlerin sabahın ilk ışıklarıylageri çekilmesine benzedi dudaklarından uzağa;Yasaklara kenetlenmiş sevişmelerle geçiştirilen hayatlarmasumiyeti zedeleyen o kiraz tatlısı, o siyah renkteki buruk şaraplekelenmiş fotoğraflardaki …

Devamını oku

alp’in defteri

bir organ nakli gibi sevmiştim seniçürük gözlerine bağışlanan ellerim yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim darmadağın kadınların darmadağın ettiği erkekler gibi çok tehlikeli bir sırrı saklar gibi sevmiştim seni! çok eskimiş bir aşkın hatırlanması sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması aslında işin açıkçası rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi fırtınanın camı çerçeveyi indirmesi gibi hayatına yönelik bombalı bir …

Devamını oku

kerrat cetveli

Benim suçum yok!Bir çocuktan bir çocuğa geçen su çiçeği gibi bulaştın bana! Kalbimi kucağıma aldım, kalbim, kapanmayan bir ahşap çekmece sanki yarısı içerde, yarısı dışarda boşlukta asılı kaldı dudaklarına! Bir marangoz ustasıydım adeta bir ayağı mutlaka kısa masa yapan! Bir elimde çekiç, bir elimde çivi kendimi bir resim gibi çakacağım insanı aradım yıllarca! Kim bilir, …

Devamını oku