Kategori: Türk Şiiri

Çakıl

Seni düşünürkenBir çakıl taşı ısınır içimdeBir kuş gelir yüreğimin ucuna konarBir gelincik açılır ansızınBir gelincik sinsi sinsi kanar Seni düşünürkenBir erik ağacı tepeden tırnağa donanırDeliler gibi dönmeğe başlarDöndükçe yumak yumak çözülürÇözüldükçe ufalır küçülürÇekirdeği henüz süt bağlamışMasmavi bir erik kesilir ağzımdaDokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürkenBir çakıl taşı ısınır içimde. Bedri Rahmi Eyüboğlu

Bu Aşk, Bu Şehir, Bu Keder

1. hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim gece feneri hoşçakal kal çaldığım ıslık söylediğim türküdoludizgin karlarda. hoşça kal anneminyüzü hep beyaz yaşmaklı sırı dökülmüş bir yalnızaynada. hoşça kal dolunayınaltında ıhlamur ağaçlarına kazıdığımşey hoşça kal uzaklarda yanananızların parıltısı hoşça kal. 2.bir gün gelecek bu gün debir anı olacak …

Devamını oku

Sana Bakmak

Göğe bakmak gibi bir şeydi anlaşılanAçık mavi bir göğe, gündüz yıldızları olan Sana bakmak gölde kayık olmaktıKış günü köy evinde soba olmaktı bir deYaz günü bir ağacın gölgesinde uyumakElma soymak gibiydi, kavun kokusuİçimdeki hastaneden taburcu olmakSana bakmak bana hep iyi geldiSanki saç örgüsüydün salkım söğütteSana bakmak güzel olan her şeydi Sokak kedisine şefkat, baltalara merhametSana …

Devamını oku

Kadın ve Nehir

İkisi de sürükleyip götürüyor ne varsaKadınla nehir arasında bir fark göremiyorumBuluşuyor bir anlam iki ayrı sözcükteSaçları omuzundan akıyor birisininÖtekinin mızrağı saplanıyor denize Biri ihanet istemez, köprü istemez ötekiKadından ve nehirden ancak aşkla geçilirBiri geyik barındırır sularına eğilenÖbürü bir avcıyı koynunda geliştirir Maraton koşusuna benziyor ikisi deDüş çalarken suçüstü yakalanmış çocuklaraBenim kadınım bir nehrin profilden fotoğrafıSenin …

Devamını oku

Sırası Gelince

acının vergisini verdik, gülün haracını ödedikhüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra sen ki eyvan ağıtlardasürekli ve ahşap bir gülümseme gibi durdungözlerin bozkırdan devşirmeyolların bozgundan derlenmişkaranlık yolcusu turnaların ve kurduney hüzünlere reâyâ olan derviş acının vergisini verdin, gülün haracını ödedinhüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra tarlalarla uzar gider al kısrakgökçe çiçek tozar durur sılalarlaoysa ölüm, bir …

Devamını oku

Veda

daha başından beri hiç sevmedim yerimi:adî gök, bayağı toprak!bu lânetlenmiş yerdeiki arada kaldım;bir betona gerilmiştim, ufaldım;aşkları koparıyor bizi, hüznü öteki,durmadan bir leşe konuyor akbabalar…akşamlar biraz düşkün; yollar, kanayan yollar…ay lağımda batıyor ve sözler hiçbir yerde;her zaman kalbimizin yerinde ince duvar…aldanış! belki uğursuz bir gölgebulanmış kalmış…belki her aldanıştan kalan siyah aynalar!rüzgârı kuytulardan esirgemeyen ne varmış?ve daima …

Devamını oku

Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınızÇekingen, tutuk, saygılı.Bütün yakınlarınızSizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden(Siz böyle olsun istemezdiniz)Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyiKalbinizi dolduran duygularKalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuzÇirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.Yılların telâşlarda bu kadar çabukGeçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizdeAçan çiçekler vardı,Gecelerde ve yalnız.Vermeye az buldunuzYahut vaktiniz olmadı. Behçet Necatigil

Gizli Sevda

Hani bir sevgilin vardıYedi-sekiz sene önceDün yolda rastladımSevindi beni görünce Sokakta ayaküstüKonuştuk ordan-burdanEvlenmiş, çocukları olmuşBir kız, bir oğlan Seni sorduHiç değişmedi dedimBildiğin gibiAnlıyordu Mesutmuş, kocasını seviyormuşKendilerininmiş evleriBir suçlu gibi ezikSana selam söyledi Behçet Necatigil

seni çok özlüyorum, elan…

-bu şiiryalnızca yaşlı atlarıngenç insanların insafına karşı vurulabildiği gece yarılarındathe cure-this is a lie eşliğinde okunacak- kalbimkanlı çakıl taşlarıyla doluseni çok özlüyorum, elan… benialıp doktorlara götürüyorlarhaplar,otlar,boklar veriyorlarbanakendine bile hayrı olmayantek çocuklu ahırlar ve dualar veriyorlar her günaklımda kalansimsiyah gözlerine tutuna tutunayarı ölü bin bir haldeeve dönüyorum…içimden küfür dolu kamyonlar geçipcehenneme gidiyorya geri gel…ya da seninle …

Devamını oku

Düşlerimin ‘’Bozkır tenli’’ adamına

Tanıyorum seniYıllar önceAynı ağaçta çiçeklenmiştik. Mızrabın dillendirdiğiİki teldik bağlamadaBir türküden söylendik Tanıyorum seniSeviyorum diyeAyrı dillerden seslendikAma sevmiştikDokunmadan da olsaTutmuştuk ellerimiziÇünküBirileri aynı uçurumdanAtmıştı bizi Tanıyorum seniAyrı uykulara yatıpAynı rüyaları görmüştükBaşka coğrafyalardaAynı ekmeği bölüştükAynı gökyüzüne serçelenipAynı ürkeklikle uçmuştuk Tanıyorum seniGülümsememden öpmüştün beni Zeynep Güngör Kaya