“Nuri Pakdil’e” Beton duvarlar arasında bir çiçek açtıSiz kahramanısınız çelik dişliler arasındaDirenen insanlığınSaçlarınız ıstırap denizinde bir tutam başakElleriniz kök salmış ağacıdır zamanaO inanmışlar çağının.Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gererSiz ölümsüz çiçeği taşırsınız gögsünüzdeKaranlığın ormanında iman güneşidir gözünüzSoluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger. Gün doğar rüzgar eser bulut dolanırRahmet şarkısı söyler yağmurlarAlnınız en soylu isyandır demir …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Ölünün Kıyıları
M.Akif İnan’a Gök boşanarak üstümüzeBizi ıslak saçlarından geçirir karanlığınGece siyah bir at olur da uçarUykumuzun soluyan denizine. Babalar ölümü dengede tutarSeçerek en sağlam vakti arabasına.Şimdi o araba uçuyorsaBir Asya çölünü kanat yaparakEy üstümüze gelenEy çocukların gözlerinden dökülenÖlümü konuşan damla damlaEy beklediğimiz her anEy bize son sözü muştulayanBizi bulan şahdamarımızdaEy sürücüleri babalarımız olan. Bir an dudaklarıylaDeğen …
Şub 23
Şehrin Ölümü
Giriş Duvarlar çıkıyor önüme Şehrin mahpus yüklü duvarları Hiçbir sır kalmamış ardında hiçbir duvarın Nereye gitti diyorum benim elbisem nerede Şehir soyunmuş diyor biri Şehrin elbisesini çalmışlar Bütün şehir çöküyor yüzünde bir insanın Şehir boğuluyor içinde insanların kan gibi bir sesle Mor bir kabus çöküyor üstümüze Parkta son ağaç da ölüyor intiharı hatırlatan bir ölümle …
Şub 23
Rilalizar`a mektup bile değil
bir şey anlatma derdinde değilim senin gibi dert edilecek neyimiz var? kitapları yakar, insanları öldürür, bahşedilen gözleri de kör edersek, dert edecek neyimiz var? yaptığım şeylere günah ,sevap deme ahlaklı , ahlasıksız deme iyi ,kötü deme yapmadığım şeyleri bana yama vadide ki sarı ot nasıl sürtünüyorsa havaya, öyleyim ben toprağın karnını deşen başımı rahat bırak, …
Şub 23
Varlığa Ve Yokluğa
insan ne zaman alışır hayata baba? yağmurun değdiği her yerdi yüzün seni sordum da irkildi toprak ölümü bildim, büyüdüm çocukluğum mevsimsiz bir leylak bir yelkovan gidişi bir akrep yürüyüşü ötesi iyilik, güzellik…alıştığımız bir yarayı sarıp sarmalamak gecikmiş sözlerin ağırlığı heybemde bir karanfil, solgun, öyle kedere bulanarak nasıl dökülürse döküldü toprağına sözlerim de söküp nallarını atların …
Şub 23
Rengarenk Bir İstanbul Akşamıydı Yüzün
Ben maviyi seçmiştimSen beyazlar içindeyken… Yürür gibi seviyordum seniAdım adım ve zamanlaHatırladıkça düşünüyorDüşündükçe hatırlıyordumÖzündeki sarışın benliğini.Hasımlar ediniyordumKendi avuçlarımdaKaderi, İzmir’i ya da bir başkaSahil hikayesini…Bir adım ötemde dururkenKızıla çalan küskün kederin,Kocaman hayaller kuruyordumSana dair ve hissettirmedenÖlüyordum bazı akşam üstüleriHem de her seferindefarklı bir köşe başındaYangına döküyordumDüş kırıklarımı. Ben yağmuru seçmiştimSen beyazlar içindeyken… Kuşlar gelip geçiyordu başımdanTürlü …
Şub 23
Uyanış
– ne acı bu denli geç rastlamak sana ve böylesine erken ayrı kalmak sonunda (Voznosenskı) avcumdaki ırmağa göğsünü yaslar leda parmaklarımdan geçer rüzgârın yalnızlığı taşların ruhuyum yağmurun dalgınlığı dua edemem artık geç kaldım tanrıya kimsenin avlusu olamam şimdi arka bahçelerin korkusuz karanlığı terk ettiğim kuyularda dinlenir hayat yüzümde unutur şaşkınlığını kendini sulara anlatır leda gecenin …
Şub 23
Aldı Beliğ
başa çıkması çetin, bağlı olanıngücü de yetmez ki çözülüp ayrılmayasen, düşünü kurduğum sıcak buluşma!bir de düşte kalmayan, yürek incitensoğukluk verici fikir olmasa! çekip gitmeyenden bir türlüve aldırışsız kalandankolay bir yolu yok uzak durmanınvazgeçip her şeyden bir köşeyi seçmek de güçkaçmak tanıdıklardan, sebepsiz uzaklaşmakyalanlarla doluyken etraf, düşmancave rast geldikçe, canı kendine çekengözlere özürler sıralayarakyalın bir öpücüğe …
Şub 23
M
gül yaprağı düşse kanıyor bu yara duruşun bakışların böyle demiyor ama bildim mi? ah sen onu ne çok… ne zaman ölsen adı karışıyor adına: gök denize karışıyor bak şurada gömülüsün ondan kalan yakamozda gördün mü? gün doğuyor ay doluyor “Yoksa tek başına bu kuytu yerde” rüzgâr ne soruyor sana bildin mi? batan güneş tecellin senin …
Şub 23
Ara Sıra
Yalnızlığa dayanırım da, birbaşınalığa asla..Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka..Bir dost göz arayışıyla.Saat tıkırtısıyla….. KorkmamGeçinip gideriz biz mutluluğumla,ama‘Günün aydın, akşamın iyi olsun’ diyen biri olmalı..Bir telefon sesi çalmalı arasıra kulağımda…yoksaZor değil, hiç zor değil,demli çayı bardaktakarıştırıp bir başınayudumlamak doyasıya….Ama‘çaya kaç şeker alırsın? ‘Diye soran bir sesolmalı ya ara sıra…… Elif Şebnem Akal