Kategori: Türk Şiiri

Süveydâ

Ne yana baksam hüznüntelaşı…”bende bulutlanmalar” Her şiirboşluğa savrulan bir sicim gibigülkaranfilve zamankadar ürkek aynalarerguvâni sessizliğe bürünürdüyalnızlığa sürüklenirdi akşammelankoli ve korkuyla içiçe Her şeyölüm kadar çocuksuher yertarz-ı kadîm üzretenhagül, karanfil ve zaman…. Ne yana baksam hüznüntelaşı… “bende bulutlanmalar” Umman Şahiner

Safirnâme

bunu nasıl yazmalınasıl edip yazmalı bunu?dil yanarken ateşinde yalım yalımdüştü yakamızdan güzalıcı karanfilmayestro!dünyadan erkler korosu sen de mi demekten yoruldu sezaruzadıkça uzadı akşamlar sabahaellerinde dörtnal iziaynattı hodan çiçeği:hiç kahraman yok!hiç kahraman yok!ne yeni ne eskisiçitiledikçe bozaranpuslu göğün altında yitirdik kabilelerimizi-totemi o içten gül!-bir nefesti tek bir nefesdonmadan gölsondan bir önceki vakterişti, doldu mühlethey cânım, heyecânım!dile …

Devamını oku

Sonsuz Şiir

– sen sonsuz bir şiirsin aslında I – mahzun gözlerinde bir sonsuz şiirbir baksan yanarım dilim lal olurgözlerin gözlerin bir sonsuz nehirbir aksan kalbime ihtilal olur el edişin aşka bir sonsuz şiirseninle istanbul olur her şehirbir yürürsün ki ah! ne desin şairendamın bir suna bir maral olur rüyan bile yağmur bir sonsuz şiirpişir gözyaşıyla gönlünü …

Devamını oku

Zaman

Susarak anlattım bütün gizliyiSakladım duygumu ben konuşarak Bir acı tarlası sessiz yüzündeAşkı yürürlüğe koyma savaşı İçimde bir düzen kaynaşmaktadırBüyük ve çekingen bakışlarından En iyi anlatış artık susmaktırAnladım bunu ben seni bilince Gel denize yaslan yalnız denizeSırrını denizler taşır insanın Zaman bir hızdır ve yıldızdır akanEsneyen günler ve gece üstünden Bir uyku bölmezse anılarımıKorkarım çıldırtır bu …

Devamını oku

Hissi Kablel Vuku

recm edilmiş kelimelerle konuşalım ki ağzımız taş görsün sevgilimmürekkebi dağılır ezberimizdeki son surenin gözlerimiz uçuklarbileğini kıra kıra dağa koşan bir çocuk kadar dayanırız acıyaşehrin dişine dokunuruz belki ihtiyar evler gibiiğne deliğinden eriyip geçeriz rüyalarımız karışır suyaanne yarısı bir kışa sığınalım ki soğuk vurmasın uykumuzu sevgilimağaçlar kasılıyor ve incirin çekirdeğine saklanmak geçiyor aklımızdançeliği eritecek bu kar …

Devamını oku

Gül Nar

su kaybıdır bizedeğmeyen her yağmur hazırlan önümüz baharellerini kıra sürmelisindağ var bilirsin taş var yağmur varönümüz baharsu iner çerçöp inerve sağrısı yelesi toy bir tay iner hazırlan sana diyeceklerim var esmer cezeryemseni sevdiğimi herkes biliyor şu uzak tepeler deşu gölge ağaçların turuncu arabahem şu üzerindeki turuncu giysi sende bil istedimsaçlarındaki turunca selam karakalemim sevgilim son …

Devamını oku

kefâret

“..ey kadın ! yarana secde et . et ki bu tek marifet..” ah siz ! siz ve izleriniztenden aşikâr şu gönülde. ömürde nefesten ziyadebiliyorum eski bir hikâye olacaksınız günün birindeüstünüze koklanmayacak güllere felâketyarama özneve son arzum nihayet. olsun varsınnasılsa bütün şarkılar özleminiz kadar nihavent ay salınırken gökte hece hece gözlerimeödenirken kefâretve yaseminler sessizce sokulurken geceyeaklıma …

Devamını oku

İmru’l Kays

Atların lisanını bilirimkadınların gizli tarifesiniitin hergelenin biriyimmuhabbet tellâllarına göre Kalmadı yatmadığım haneüryan girmediğim bahçeİmru’l Kays’ı öldüren zehirbana da sunuldu kaç kere Doludizgin geçtim Yesrib’iMekke’yi kona göçegörmek için şairin ülkesiniindim kadim Yemen’e Yemen : Mısır keteninenakşedilmiş bir kaligrafi :yüz bin sağmal devebir o kadar soru işareti Yemen : çölün eteğineserilmiş bir pösteki :yüz bini çini kâsebir …

Devamını oku

Öğle Uçurumları

Öğle vakitleri; benim ser-i mezarımmurdar ettiğim hayat yorganların altında Hep böyle uyanıp çenemi yuvarlıyorumHacminden taşan bir karanlık var. Canlı ve ölmeyecekmiş gibi durançalışkan insanların fotoğraflarındabelki bu yüzden yokum Masumiyet, iplik, tuğla gibi kelimelerleaçıklanabilir bir durum yaratmak istiyorumAnlam bir patırtı halinde dökülüyor dışarıdanŞimdi ne yapmalıyım?Diyelim ki ben dikenli bir kaktüsümgünün soluksuz bahçelerinde büyüyenBu zavallı kaktüs ne …

Devamını oku

Sürgünlere Sürülmüş Bir Sürek

Beklemek, ana karnında başlar ilkin, dokuz aydır.Beklemek, ölümdür ki beklenilende bilinmez, bilinmek istenmez.Beklemek, hayatın kendisidir ki sürekli beklenilecek bir şeyler buluruz.Beklemek, doğum ile ölüm arası ve ölüm sonrasını kapsar.Beklemek, hayata anlam katar bir bakışa göre.Beklemek, hayatın anlamını aramanın kendisidir diğer bir görüşe göre.Beklemek, insanı sıktığı gibi hayatı da sıkar.Beklemek, olgunlaşmaktır belki de.Beklemek, beklemenin kendisi azap …

Devamını oku