benim adım insanların hizasına yazılmıştır.hergün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olsaydımölüm ve acılar çatsaydı benidüşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlaksözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydımdiri-gergin kasları konuşsaydım“kardeşler! ” deseydim “kardeşlerim! ”“bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan“bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olanbakın yaklaşıyor…”yazık, şairler kadar cesur değilimçoçukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdangövdem …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Nuh gemisine almadı beni
Nuh gemisine almadı beni. Tektim çünkü.Çokluğu tehdit eden teklikti tekliğim, tekilliğim. Nuh’unkine inat.Oysa gemiye binebilmenin ilk ve biricik koşuluydu çift olmak.Bu nedenle her türden birer çift alındı gemiye.Sürekliliği sağlamak için. Türün sürekliliğini. Türkçede iki kişi çok kişidir.Kendimle başım belada.Yine gemi dışındaydım.Suların ortasında.Birazdan suların üzerine çökeceği bir kıyıda.Suyun içinde.Tek başına.Artık sahilsizim. Dücane Cündioğlu
Şub 23
-Abdülhamid düşerken-
Abdülhamid polisiyeyi çok severdiben de Abdulhamid’i çok severdimAbdülhamid beyaz eldiven koleksiyonu yapardıbenim de beyaz eldivenlerim varAbdülhamid görse çok severdiAbdülhamid mahsusçuktan teşkilat kurmuştu hatta…Abdülhamid düşerken bile güzeldi… Güven Adıgüzel
Şub 23
bir barbar kendin tartar bir barbar aşağlarda
ey susam!.. ey karanlık!.. ey borçlarını ödemeyenler!..sen o ses misin en aşağılardan gelen!..karıştırın bütün otları o aşağlardayıkın benim güvenimi,soğuk bir at olsun seslendigim ses, yıkın!.. ben koşarım aşağlara, koşarımyıkanacak boğulacak su bulsam… ey her şey!.. ey beni gülünç eden bitki sapları!..sessiz katlanmalarıyla… içimde ölmüş çocukları sallayanvazgeçilmez uğursuz şarkının salıncağı!..ben durmadan en utandırıcı şeyleri hatırlasam.nasıl camsı …
Şub 23
Bir Şiire Krallığım
En zoru cumartesi sabahlarıdır bilir misiniz?Noktalama işaretleri bile soğuktur soğuktur soğukturKahvaltı telaşına kaptırıp kaptırmamakla kendimiGülümseyip gülümsememek arasında kendimiHadi uzatayım birazdan Sultanahmet fetişizmine kendimiArasında darmadağın kalmışlığımdan yıllardır bilirimKalp ağrılarımdan bana kalan sabahlardan bilirimLa bohem hayatların mirasından bilirimNe ağzımda acı tadı kahvenin ne penceremde güneş takvimleriSanki Mikalengelo “Kalk ve yürü!” dedi Musa heykelineOndan bilirimİnandığım yanlışlardan inanmadığım doğrulardan …
Şub 23
Alerji
Beni kırdınSen de kayıpsın ama dedi göz ucuylaGökyüzünün susmasından alınmışBir kızın yağmursuz küskünlüğü Sen ki ağacını beğenmeyen yaprakYüzüğe sığınan ağıtYürüdüğün sokakların hatırasısınBana kalsa gölgeni yere düşürmemToprakta bırakmam iziniYarım kalmış ruhlarla açılmasanBahçeler toplanmaz yalnızlığındaParmaklarında ince uzunDindirirsin bir hayaliKendinin imgesisinSadece ölümün beğendiği Ey denenmiş yanılgıların tamircisiEvlerde insanlarda aşklardaVe yüzünün benim olan taraflarındaHayattan nem kapanO bakımsız alerji Bırakın …
Şub 23
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmezler Erkan
Hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerineBu halde bile boğulmadım boğdurulmadımEski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmışAteş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarınaİstemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm varMedrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önceSene 99 ben İstanbul acemisi yıllar önceİnmişim trenlerden adım yakama ilikliMustafa Kutlu’dan çıkmışım vermişim şiirlerimiTalebeyim ama talip değilim ne yeşile …
Şub 23
aşktır
bu kara yazgılı bataklık beni çektikçe ben bir falancanın oğlu filanca bu sırnaşık kader, bu aynalı sözler antolojisi, bu çekip giden misafirimizbende bir şey biriktiriyor. bende bir şey. bende bir şey.…anlayın işte kuşlu bir şiir yazmak istiyorum albatros kırlangıç neolursayoruldum kendimi kurcalayarak bu fiyakalı düşüşü uçmakbu bozulmuş zembereği zafer sanmaktan ve heyhatbir çift kanat aramanın …
Şub 23
Ben Sizde Hiç Kimseyim
-sevdiğim şairler için- bilmenizi isterdim doğrusu: ben sizdeçok eski hüzünleri özlemeyi öğrendimdil içinde kaç dil olur, bilmezdim,dilimin altındaki gizli dili öğrendim güzel ayrılmayı, tutkulu kavuşmayı,tanımsız pişmanlığı, şiirin balından ağılar,ölümcül ağılardan iksir damıtmayı,nice halleri öğrendim ben sizde tutup bir dağın eteğini yeryüzünedağıtmayı, iki semender arasına uzanarak,çakıllı ırmak yatağında böğürtlen dalınasarılıp uyumayı ay altında, ölümü gelincik toplamayı …
Şub 23
Ey Adına Narin Dediğim!
-hatalı gül savunması- bu toprakta kuzeyli rüzgârlarakapalı bir limanım yoktu,karayel öylesine savurdu hep.sandınız ki, tutunduğum her dalı kırdım;sapa patikalarda kır zambaklarınıgözyaşıyla karşıladığımı bilmediniz. sandınız ki haz içindeydimşiirlerle, kitaplarla, dergilerle esriktasasız yaşayıp gidiyordum;dağ eteğinde mavi çiçekli hayıtlarınuzun saplı gelinciklerin donattığıyaz ırmağı kıyılarında yalıncak! sandınız ki ey, o şair her sabahdüzgün adımlarla çıkardı evindençiçeklere öpücükler dağıtırdı,sevgi kumsalı …