Kategori: Türk Şiiri

Şiirde Göçer

hiçbir yerin yerlisi değilimbenden yollarda söz edilsinkara trenlerde geçsin adımuykulu yaylılarda düşüm görülsünçünkü bir yanım sana gelirken dostumbir yanım hep bir yerlere gider hiçbir yerin yerlisi değilimbelki bulutlarla soydaşımuçuyorum -yağmurumuacılara yağdırmaya koşuyorumyakılan şiirlere -bir de sana dostumyağmurumu yağdırmaya koşuyorum(şiir yansa bilene mavi bir bulut oluro da yağar acılara) hiçbir yerin yerlisi değilimgurbeti olanın sılası olurne …

Devamını oku

Nuh gemisine almadı beni

Nuh gemisine almadı beni. Tektim çünkü.Çokluğu tehdit eden teklikti tekliğim, tekilliğim. Nuh’unkine inat.Oysa gemiye binebilmenin ilk ve biricik koşuluydu çift olmak.Bu nedenle her türden birer çift alındı gemiye.Sürekliliği sağlamak için. Türün sürekliliğini. Türkçede iki kişi çok kişidir.Kendimle başım belada.Yine gemi dışındaydım.Suların ortasında.Birazdan suların üzerine çökeceği bir kıyıda.Suyun içinde.Tek başına.Artık sahilsizim. Dücane Cündioğlu

-Abdülhamid düşerken-

Abdülhamid polisiyeyi çok severdiben de Abdulhamid’i çok severdimAbdülhamid beyaz eldiven koleksiyonu yapardıbenim de beyaz eldivenlerim varAbdülhamid görse çok severdiAbdülhamid mahsusçuktan teşkilat kurmuştu hatta…Abdülhamid düşerken bile güzeldi… Güven Adıgüzel

bir barbar kendin tartar bir barbar aşağlarda

ey susam!.. ey karanlık!.. ey borçlarını ödemeyenler!..sen o ses misin en aşağılardan gelen!..karıştırın bütün otları o aşağlardayıkın benim güvenimi,soğuk bir at olsun seslendigim ses, yıkın!.. ben koşarım aşağlara, koşarımyıkanacak boğulacak su bulsam… ey her şey!.. ey beni gülünç eden bitki sapları!..sessiz katlanmalarıyla… içimde ölmüş çocukları sallayanvazgeçilmez uğursuz şarkının salıncağı!..ben durmadan en utandırıcı şeyleri hatırlasam.nasıl camsı …

Devamını oku

Bir Şiire Krallığım

En zoru cumartesi sabahlarıdır bilir misiniz?Noktalama işaretleri bile soğuktur soğuktur soğukturKahvaltı telaşına kaptırıp kaptırmamakla kendimiGülümseyip gülümsememek arasında kendimiHadi uzatayım birazdan Sultanahmet fetişizmine kendimiArasında darmadağın kalmışlığımdan yıllardır bilirimKalp ağrılarımdan bana kalan sabahlardan bilirimLa bohem hayatların mirasından bilirimNe ağzımda acı tadı kahvenin ne penceremde güneş takvimleriSanki Mikalengelo “Kalk ve yürü!” dedi Musa heykelineOndan bilirimİnandığım yanlışlardan inanmadığım doğrulardan …

Devamını oku

Alerji

Beni kırdınSen de kayıpsın ama dedi göz ucuylaGökyüzünün susmasından alınmışBir kızın yağmursuz küskünlüğü Sen ki ağacını beğenmeyen yaprakYüzüğe sığınan ağıtYürüdüğün sokakların hatırasısınBana kalsa gölgeni yere düşürmemToprakta bırakmam iziniYarım kalmış ruhlarla açılmasanBahçeler toplanmaz yalnızlığındaParmaklarında ince uzunDindirirsin bir hayaliKendinin imgesisinSadece ölümün beğendiği Ey denenmiş yanılgıların tamircisiEvlerde insanlarda aşklardaVe yüzünün benim olan taraflarındaHayattan nem kapanO bakımsız alerji Bırakın …

Devamını oku

Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmezler Erkan

Hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerineBu halde bile boğulmadım boğdurulmadımEski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmışAteş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarınaİstemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm varMedrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önceSene 99 ben İstanbul acemisi yıllar önceİnmişim trenlerden adım yakama ilikliMustafa Kutlu’dan çıkmışım vermişim şiirlerimiTalebeyim ama talip değilim ne yeşile …

Devamını oku

nerde bir sevda kelimesi

Şu gördüğünüz masaya bir aşk şiiri yazmak için oturmuştum sevgili insanlar muhterem konuklarım Pazenle kaplama parmaklar Elele tutup denizlerin üstüne basarak Dalgaları mahçupluk duvarlarını aşarak Bir aşk şiiri biçimlemek için başlamıştım. Deyin ki resitalim Çekiştiriyor bıyıklarımı yakalarımı Konfenksiyoncu kızlar Nasıl bilebilirler kimim nasıl tanırlar içimi Kertenkele gibi duruyorum bir an altında tunç bir güneşin Papatyalar …

Devamını oku

Yalansız

yalansız kaldın işte, bahanesiz, insansız kaldın, yakub olmayı denedin, tuttun yahyayı bekledin bense burada, geçkince bir delikanlı olarak mektuplar yazmayı denedim şehirden şehre evvelden de öyle olurmuş, gece bulaşırmış kalbimize, biraz yosun kokarmış biraz yosun kokarmış, biraz topal olurmuş vuruşarak çekilen çeteciler, biraz ölürlermiş günü geliyor diyelim bir annenin bir bebeğe doğru büyüyor diyelim anneüzgün …

Devamını oku

Açlık Türküsü

Aşk gelmiyordu ve kızgın kokuları çoşkunluk bağırması gençliğin Söyleyelim bir kere daha halk suçsuz Öfkenin sessizliğe yürümesi kendiliğinden Mansurun halkı öfkeye kendini çarka tutması eşyanın bebekler gibi avutulduğu da olmuştur Sütten kesildiği yürümeye alıştırıldığı (Ey veli dağları eğit yine Mağaralardan em yine) Kedilerin cübbe eteklerinde İnsanlığın en berrak denizine uzanıp İstirahat buyurduğu Söyliyelim bir kez …

Devamını oku