Kategori: Türk Şiiri

Şiir Okuyan Kızlar

zamanın nedensiztutunanlara.. I Kalbi eve dönen yoksullarınbir şarkıyı taşıyacak kadarsahil görmemiş yabanlıklar büyüten yalnızlığı! Sen, sise doğru yürü! Şarkı söyleyebileceğin bir kıyı,duyabileceğin bir kulak,yabanlığını örteceğin tülden bir sisgenç bir kızın eski güzelliklere duyduğu üzünçtür. Hatırla ve yakar sessizliğine: geçmişine.üzünç ki, susadıkça acıktırır tenimizi. II Denizin üstünde dolaşan uyku,düşlerde gezinen göz! Zaman ki, eskitilmiş güzelliklerin kanatlanmasıdır.Ayrılmak …

Devamını oku

Angela

giremedim evine dünyanınben hep eşikte kaldım kapadım perdelerimi kaçtım içimepervazlarımı, -silme cezayir-gayrı çakar da almaz bu fitiloğun duro mantar ağulu, şu bulut nemli eksik olan ne, gecenin ceplerindeeksik olan ne, ellerinde açtım perdelerimi, kaçtım dışımaupuzuuun bir merdiven, yoksaserpenesi mi serpilen ömrünbilemedim, serenini bendiniben müneccim değilimmelek desen hiç değilçok kahve döktüm üstünüze, tuzlu tıynetimde aşk çıktı, …

Devamını oku

Bahar Hanım

Bahçemizde bir cümleydiniz bahar hanım, kalbinizebir bulut gibi girerdim, bilirsiniz aşk hep kaybederdibir melekle yer değiştirirdi ruhumuzun iç kanaması,heves hiç uyumazdı rüyalarımızda, durmadan bir mer-mer daha kopardı şuramızdan, dağılan bir mürekkebinlezzetiydiniz, mektuplarınızla boşluğunuz arasındagümüş tüyler dökülür, masanızda kimseye gönderile-meyen yoksul bir şiirin çocukluğu dururdu! Sizin meleğinizi hiç üzmedim bahar hanım, kelimeleringurbetinden geçiyoruz, şiir hep genç …

Devamını oku

Sır Meseli

âh o derin susuzluk, kanımdakidalgaların durmadan, durmadan, durmadanyazıp sildiği ~*~ 1. biz bu sokağı fesleğenli bilirdik, ezeldenşurada bir çeşme vardı hanisuyu güvercin sebili, gölgesi söğüt! semâvi bir şey midir iyilikneresinde konuşlanır sonsuzluğun-o son susuzluğun!-kötülük neresinde? saldım atımın dizginlerini, uzaktantanrı görünüyordu ve kan rengindeydiufuk çizgisi bir cebimde gizlice okşadığımtetiği taze çekilmiş bir gökyüzüötekinde topaz benekli bir …

Devamını oku

Üzgün Mektup

Saflığım ve telaşlı yanımla ruhunda bir sabah gülümseyişi olmak, kelimelerimle sana dokunmak istiyorum. Yüzünde sarışın bir huzur var. Gözlerindeki anlam bir yanıyla evcil, öbür yanıyla sanki aşkın ayaklarına kapanacak kadar derin. Sana teşekkür ederim gözlerindeki bahçe hep ışıldadığı için. İçimin denizinde bir kayık yüzüyor bir de küskün kır çiçeği.Seni düşünürken boynumun sokağından bir fayton geçiyor. …

Devamını oku

Füg Çiçekleri

uzadı gölgesi kurganların, kavi ve sildi korungalar pembe terini alaca değirmisine akşamın şimdi su verme zamanı yaralara ve sardunyalara 1 acı sen miydin yalınayak geçen yanımdan ağzında firuze bir ıslık ve bir türküyle, inceden: ‘değmen benim gamlı yaslı gönlüme’… ben miydim o küçük mercan balığı, o kef-i derya uçsuz bucaksız yelkenlere düş açan incisi incinmiş …

Devamını oku

Sevdanın Son Kerem’i

Yanlış düşler içinde dalgın dalgın yürüyenBaşını çarpıp kanatan ara-sıra gerçeğeİkide bir karıştıran ağaçtaBir dal mı olduğunu yoksa yaprak mıYoksamaya çalışan alaycı bir ormanıSensin toz kumaşlı giysiyi sevenİnce bir uğultunun küçük kardeşiSevdanın son Kerem’ine benzeyen Seni bir yerlerden ısırıyor gözleriAntika eşya gibisin aşkın sergi salonundaGörkemli gösterilerin yapay oyuncularıTükrük üretmeye alışkın ağızlarcaBilgiç laflar ediyorlar karşındaKonuşsun susmayı beceremeyenSen …

Devamını oku

Çünkü Biz En Çok Aşkı Sustuk

-daha bağları yazacaktım uzayıp giden masalını ninemin bin bir geceden- çünkü biz en çok aşkı sevdik, sedefli inci taneleri aradı ince ellerimiz boncuk terli ayasında mavinin yedeğimizde hep bir kırba sevinç tabanlarımızda can kırıkları özümüz her yandığında inceden elenen h’ûn aşk ile aşılanan ol yaralı nesteren -dağları yazacaktım daha kavi ıhlara vadisinde yatan gemileri- çünkü …

Devamını oku

Otobiyografi

Sana artık Ahmet Erhan diyorlarYalnızlık, ölümün üvey kardeşiEve hep geç saatlerde gelen babalarınayak izlerinden yükselen buğuBir toprağın, dalına dokunamadığı yerde büyüyen boşlukAyışığında kaldırımları süpüren bir kadınınikide bir durup, burnunu önlüğünün koluna silmesiGibi boğuk, gibi çıldırtıcı, gibi silik Sana artık Ahmet Erhan diyorlarNereye gideceğini yitirmişyol, uçurum, dağ, bayır, çölBir kuşun kanadından çıkan kavBir kibritin ömrünün, bir …

Devamını oku

Aşk Kocaman Bir Kent

sana taşıdım kendimi aşk boyuncasenden taşındım yoksul yoksul ve ince gelirken yeniydiyollar evler çatılarsen yeniydinyeniydi çiçekağaçlar taşındım sanaiçim sıra ırmaklar sende oturdumaşk kocaman bir kentti o sıralar o sıralar gök mavisu berrakekmek doyurucu senden taşındımkuru toprak, soğuk hava ve batakgözlerim eskitmiş seniçok bakmalar yol mu kısa, ömür mü azdaha var, varaşk,insan yaşadıkça yaşar Arife Kalender