Yanyana geldikçe daha uzak Birlikteyken daha kimsesiz Bir ağrı sızım sızım yeri belirsiz O da yalnız Ben de yalnız Acılar tütüyor bacamızdan Görünmeyen taş duvarlar örmüşüz Duvar olduk kendimize kendimiz Ne yana dönsek Kendimize çarparız Aziz Nesin
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Dar Dünya
Yüreğim gövdeme sığmıyor Gövdem odama Odam evime sığmıyor Evim dünyaya Dünyam evrene sığmıyor Patlayacağım Acımın acısından susmuşum Ki suskunluğum göklere sığmıyor Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım Gönül dar geliyor sevgime Kafam beynime Ah şakaklarım Çatlayacağım Anladım artık anladım Kimselere anlatamayacağım Aziz Nesin
Şub 23
Yalnız Kaldığım Günlerden Biri
Hani herşeyi hissedenHani benim yarımdın senYalan söyleyen de senKızıyorsam sevgimdendirHep sevgimdenŞimdi artık git istersen Bitkinim bitkinKaç gündür oruçtayımArtık ağlamam lazım… Kaç gündür habersizimAdaletin bu mu seninŞimdi hepten git istersenÇok mu önemliydi sankiYalnızca bir öfkeydiBırakıp gittin sen beniMerak eden bendim seniHâlimi hiç sordun mu kiİşte sevgi işte sevdaYağmur gibi sokaklardaKorkuyorum bu gidişle… Sev dedin sevdim işteİntikamsa …
Şub 23
mutluluk fotoğrafı – 1
meğer dostluklar da anayollara atılan bir çiçek demeti gibi hüzünle ezilirmişmeğer sevgili kardeşim bu resimde oldukça mutlu görünmeliymişim benyanağımı bir kaynağa yaslarcasına tutmalıymışım karımın omuzunaelim sana ait bir çaya şeker atar gibi tereddütsüz ve işlek olmalıymışgözlerimde birşeyler infilak etmeliymiş; bir yıldız kayarcasına, bir sunauçup gitmeliymiş ben gülünce(dudaklarımın genişliğince olmalıymış gülümsemem)saçlarım itinayla öne düşecekmiş; yarlardan dökülen …
Şub 23
güle ve aşka veda
Kalbinin durağında eyleşmeden geçiver verimli kuluçkada peydahlanan balçığın tahammülsüz atların sırtına bindirildi bırak da can çekişsin bir alabalık gibi ruhun kirli sularda gözeyi anımsama künyende tabiatı hatırlatan ne varsa rendele hafiflesin boynundaki ağırlık çocukluğunun masal küresinden sökülmüş ülkelerini bir bir geçir madeni ipten ve bu afyonlu çağın mabedinde tesbih çek güle ve aşka veda güle …
Şub 23
modern aşk
gemilerde, otobüslerde, uçaklardagittim seni bulmak içinseni yani doğru kişiyidoğru kişi kimdoğru kişi bazan en yakınındaolabiliyordu insanınbazan en uzağındabunu bilmiyorduksonunda doğru kişiyi değilhep kendimizi buluyordukaldırmıyorum ben şimdiintizar ettiğim birisi yokdua ediyorum hayatıma girenyanlış kişiler içinbana gelince benhazan yüzlü bir adamı aradım hepbir sonbahar günü beyaz pardesüylekurumuş yaprakların üstündenkapımı çalmasını bekledimgelse ne olacaktıonu da bilmiyordum yaolanaksız bir …
Şub 23
İnsan, Tanrı’nın nimetlerini yiyip, Şeytan’ın sözünü tuttu.
Onurlu bir yaratılış ve onursuz bir yüz çeviriş. İçine benim de dahil olduğum rezil bir kirlenme çağı. “Kral çıplak!” diye bağıran erdemli, güzel çocukları birer birer yok ettiler. Krallar giyinik, insanlık ise çırılçıplak artık. Öyle ise. Yeryüzünü gündüzleri bir kerhane ve kârhaneye çevirenler, geceleri uykularını bir pezevenk tedirginliği ve yalnızlığı içinde uyuyacaklar. Sevdiği kadının topuğunu …
Şub 23
bu son mezar kalbimde hicranla kazılan …
bu şiirde iki göz var biri senin; biri onun Senin o karanlık, küf kokulu matem gözlerini terkediyorum biliyorum; saçlarının sarısı gözlerinin yeşiline karışmış biliyorum; sana benzemek için melikeler birbiriyle yarışmış fosforlu ve derin bakışlarına çağlar boyu nice destanlar yazılmış oysa ben görülmedik bir lale yaprağına gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum gözlerin değişip kaplasın karanlığı bütün …
Şub 23
Feci
diyebilirim ki kırk yıl sürdü içimkırk yıl sürdü içimi titreten zamanbu muammabaşımı en feci yastığa koyupyüzündeki tek tanrılı dinleri denedimyüzündeki en unutkan yerleri diyebilirim ki bilinmeyen dualar buldumbaşka bitkilerıhlamursusmak ve yutkunmak geldiğimde tek tanrılı dinlerde yer yoktusuratımı astımkırk vakt’e bakıp sana inandım her duası feciyle biten bir ibadet çeşidi buldumkırk yıl günde beş öğün yutkunmaksefadan …
Şub 23
Çalma Neyzen
Bu nasıl bir çalıştır neyzen Allah aşkına? Yeryüzünün bütün denizlerini üzerime yürütüp, bütün dağlarını üstüme mi yıkacaksın hiç acımadan bu gece?Hangi acının metruk akşamlarını doldurdun yüreğinin yeminli düşlerine? Kördüğüm bir zaman kan mı damlattı iniltiyle yıkanmış siyah saçlarının dalgalarına? Ben sana “sus” demem, yüzyıllarca üfle, cehennemler gibi ateş hücum etsin üşüyen sırrıma ki, alev alev …