Kategori: Türk Şiiri

Dilenci

”Ölüm, mahşer günü bir siyah koç suretinde getirilip boğazlanır” bir siyah koç gibi öldürüldü ölümüm kızıl çığlıklara döndü izdüşümüm ölüm ölüm alacak elinizden ‘ıyşınız aşığınız diye delik delik kaçtığınız ölümlerinizden bir yudum ölüm bir yudum ölüm veriniz nerde yok mu ölümleriniz dininiz mezhebiniz aşkına ölememekten döndüm şaşkına rabbiniz taptığınız aşkına bir yudum ölüm bir yudum …

Devamını oku

Elifbamdan Arta Kalan

az sonra beni çağırırlarburalı değilim yanımdamemleketimi bildirir bir belge getiremedimüzgünümhiç kimse fotoğrafımı çekmediizin vermediğimuygun durmadığım söyleniyor/-aksine efendimbenim annem belirlenemedi/birazdan beni çağıracaklarını umuyorumsigaramda yol görünüyorburdan da dengimi tutuyorumbol miktarda Eylül biriktirmiştim/aslında kasım demek istiyorum/ker*** duvfar diplerinden topladımkoynumdabütün ceplerimdeAkdeniz kıyısından devşirdiğimrenkli çakıllarkaydırak taşları midye kabuğuve ince kumun içindelersigaramda yol görünüyoryakında beni çağırabilirlerAnne’m en gizli sırrını sonuçta ‘Ay’a …

Devamını oku

Gün Batar Kuşlar Döner

söylemedi deme gidiyorum geldiğim yere arkama çalı toynaklarıma telis bağladım iz bırakmadan en sessiz gidiyorum cari sadakam nakibim /yeryüzünde bid’atım/ menend ü rakibim terekem yok sıfıra çarpıldı hikmet-i vücudum alacağım kimseye borcum yok varis bırakmadan gidiyorum kimse bilmeyecek var olmuşum olmamışını gidiyorum kefensiz sedasız nam u şöhretsiz gece nevbetinde aydım şekibindim /olmayacak yoruldum/ gelmeyeceksin sabahı …

Devamını oku

Acı

Acı, hassasiyetini kabuklaştırıyor insanın.Ölmek galiba bu.Ayrılığa alışmış gibiyim.Tevekkül, teslimiyet.Ve heyecanların gün geçtikçe kararan pırıltısı……Alışkanlıkların insanı pestile çeviren çarkı.Artık yanarak değil, tüterek yaşıyorum.Nemli bir tomar gibi.Kanatlarım her gün bir parça daha ağırlaşıyor.Galiba ihtiyarlıyorum… Cemil Meriç

Ağlamak bir şey değil

Eylül gölgesi düşmüş güneşeAğlamak bir şey değilHançer sokuyorlar adamın sırtına Murat Kapkıner

Hiç Kimse Beni Beklemiyor

beni görenalelacele dolaşan ayaklarımla sokaklardabir yerlerde birileri bekliyorbir yerlere gidiyorum sanırhalbuki hiçbir yerdehiç kimse beni beklemiyor ‘artık bu solan bahçede’ne gül kaldı nede gülistanaşk yalnız bende sadıkyalnız ben kaderle yaşamışımbenim dışımda aşk mutlak yalanrüzğar bende nasılda gerçekfırtına borayüzüm bu aleme ait degilsesimin büyüsüahrettenhem sığmıyorumhem dünya tutması varimansa işte müminimçile ise işte eyyubdayanmaksadayanamıyorum işte dayanamayarak/aklımı alanneden …

Devamını oku

Merdiven

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak… Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta… Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, …

Devamını oku

İnsan ki Hasret Kadar

Aşksa:sağır da olsa dile döner seslenir..Düşse:eni sonu suya düşer ıslanır… Aşktan öte başka hangi tohum yeşerirhangi dal sürgün verir ezildiği yerinden? (… Dolunaydı …Dağların buğulandığı,toprağın yoncalandığı aydı… Öpsem,yaralanır sandığımçiçekler kadar körpeydi bahar..Bir yanım sazınca külhan,yağız, civan, atmaca;bir yanım nazınca uslu,suskun, ıssız, utangaç,savrulup savrulup sokaklarasöylediğim şarkılarsüsüydü ömrümüzün,yitince bulunmaz zenginliğimiz…Ne güzel günlerdi ahne güzeldin gençliğimgönlümü tarih düşüpömrümce …

Devamını oku

Gelmeden Evvel, Geldin, Birlikte

Gelmeden Evvel KalbimBenim bir ormandı,İsimsiz, asude,Bir büyük orman;Ve gölgelerinde revanOlan hafi suların aks-i şevk-i müttaridiDağıtırken sükutu bihude,Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman,Ne zamanGirecektin o kalb-i mes’ude? Etmeden zehr-bad-ı fasl-ı elemReng-i eşcar ü abı fersude,Dolacak mıydı seslerin, bilmemO tehi saye zar-ı mesdude? Sanki hicrana bir teselliydiŞeceristan-ı kalb içinde revanOlan hafi suların musiki-i nevmidi. Geldin Bir günAkşamın …

Devamını oku

Özlemin Kadar

Toprağın iştahıyla dallardankuruyan yaprakları topluyor rüzgarüşüyen çocukların teniyle kelebeklersindi solgun çiçeklerin dibinegöğün karaşın kıvılcımları kırlangıçlartel tel sıyrılıp bulutlardangöçtü uzaklarayaz bitti… Nasıl isterdim, ah yazgımı değiştirmeköpüşür gibi sessizliklesu içen bir ceylanınhalka halka dudaklarındançakılların, yosunların köpükteki nazına doğrubaşıboşakıp gitmek bir derede… Zift ve kemik arasında sıkışıpezilmiş filizin uğultusuylataşıdığım ruhumdan utanarakotları dinliyorumne başka sızım olsaydı keşkene başka sözüm …

Devamını oku