Kategori: Türk Şiiri

Sahne-i Ömrümden Nefs-i Emmareye Hitabım

Âlemin bağ-zârını sikeyim Sünbül ü verd ü nârını sikeyim Andelib-i nizârını sikeyim Hâsılı nev-baharını sikeyim ! Bana yoktur lüzumu gülşeninin, Şeb-i tarîk ü rûz-ı rûşeninin Ne gulâmının ne de zenninin Hepsinin tâ mezarını sikeyim ! Ağlamam ben, ben erkeğim erkek, Hayli güçtür bana cefâ etmek, Minnet etmem bu ömre de felek, Atını al, tımarını sikeyim …

Devamını oku

Sabah

Sabahı etmek zorBitmiyor ki bu geceler;Çocukların bünyesi içindir, anladımVaktin sıkıcı uzunluğu.Ya biz, bu uzun vakt-içindeKaranlığında gecelerinNasıl yaşarız? Bütün yeryüzü, bütün gökyüzüEn namuslu vaktini yaşar sabahları. Aydınlıkla yıkanırSabahtır affedenGeceler boyu hayasızca işlenenFenalık ve günahları. Ağaçlar kırda, dağda, şehirdeSabahları alımlıdır.Yeşiline gönül verdiğimiz çimenKoklayıp koklayıp da sevdiğimizÇiçeklerin her çeşidi.Sabahları şebnemlidirHava sabahları safBiz, sabahları namuslu ve iyi. Sabah olmalı, …

Devamını oku

Zakkum

-Bu bitkiyi yiyen,ölmüş hayvanların etleri de zehirlidir- sağ elinde seni İstanbul’a götüren tren biletisol elinde sabaha kadar kestiğin dört kirpiküçüncü elindesenden sonra içeceğimkilometreceler tütüntonlarca alkolyüz binlerce yalnızlık yani sen demesen de ben anladımgözlerinden okuduğum acıylaşimdiye kadar ok…umadığım kitapları da anladımRomeo, Shakespeare’i öldürmeliRomeo, Shakespeare’i öldürsün! kan tükürüyorum girdim her mecliseoksijen bile bana dokunuyor artıkciğerlerim bölünüp her …

Devamını oku

Yaz Kapılarında

Her şey bir güzel kız için yazılır, diyor.Kırkına yakın, yılgın biraz.İsteksizce yanıtlıyor derginin sorularını.Öğrenci derneğinde konuştuğu akşam uzaklarda gibi dinleyenlerden, güvenle konuşuyor –üst üste kazandığı yenilgilerin güvenliği içinde.Oyunlarından sahneler geçiyor gözlerimin önünden,değişik zamanlarda, değişik sahnelerde izlediğim:çürüyen bir şey, çocukluktan erginliğe geçerken,yarı kaçık soylular, saray artıkları, kırık bilgeler,şehvetle kutsallığın kucaklaştığı tenha köşeler…Sonra kurtulmak için boğuntusundan günlük …

Devamını oku

Karanfil Sokağı

tekmil ufuklar kışladıdört yön,onaltı rüzgarve yedi iklim beş kıtakar altındadır. kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllarray, asfalt, şose, makadambenim sarp yolum, patikamtoros, anti-toros ve asi fırattütün, pamuk, buğday ovaları,çeltiklervatanım boylu boyuncakar altındadır. döğüşenler de var bu havalardael, ayak buz kesmiş, yürek cehennemümit, öfkeli ve mahzunümit, sapına kadar namusludağlara çekilmişkar altındadır. şarkılar bilirim çığ tutmuşresimler, heykeller, destanlarusta ellerin …

Devamını oku

Eski

1. Her akşam gelişen bir ayrılık buluyorum evimdeduvarlara gizleniyor o, ruj lekelerine,onun aklı bir şelale, hep bir martıyla birlikte,üstelik güz düşkünü, kanı küstürme telaşında.İçimiz yer değiştirirdi çoğu kez, ne kadardürüsttü ikimizin de elleri titrerken. Şimdi ince bir anıya yaslayıp başımısökülüyorum senden. Artık bir bıçağın ucuağzımla beslediğim aşk. Yüzünde akıp duran irkilişbana ne kadar kül, ne …

Devamını oku

Bir Şeyle Mukayyetiz Serbest Değiliz Efendim

şaştım, senin hançerin bu kadar mıydıvarmadı yüreğime için suçlu bir deniz gibidokunma yüreğime tabansızım,aklım başımda, ellerimuyanık bir atmaca gülüşünde ellerin boyalı da olsa kentten de gelsendağdan değilsindokunma yüreğime şu ölenler kimdi, şu şarkı nerden sanadokunma yüreğime sondur bu akşamlar, geceler diriltir benibir kuşun sesinde sen nerdesin hepimiz nerdeyizgüneş oyalıyor ikindiyi bir kuş sesinde kuşla mukayyet …

Devamını oku

Yara İçinde Yara

Bak, bu beyaz karanfil senin akşamın olsunHohlayıp onunla silersin kalbiniNe zaman yüzüne çalışsam gökyüzü oluyorGöğsün yaz içindeDağlara bakmaya koşuyoruz birlikteAma sen sıyırıp gidiyorsun içimi. Bir ırmaktan aktıkça yıkandığımKılıç için dokunmuştun ipektin kesinlikleBana kızdığında kuş seslerine yenilirdinHızlandırırdın soluğumuHarlı gövdene alıştırırdınTenin gelip de geceme vuruncaSoyunur çoğalırdınİçimde, batığına aşık bir denizin kokusu. Bir bıçağın iki yüzü, huysuz dilinNerede …

Devamını oku

Kanama

Kumunu yitirmiş bir çölün hüznüönemlidir bir düş’ün depremindenölümün sevinci her silah sesikalbimde çalkalanır bir deniz bunu bilmekten. Yüzünü yerinde kullanmıyor sevgilimdalgınlığını da,onda bir geyiğin dağlar kadar korkusukanı görünüyor bir avcının dürbünündentoplardamarında doğurgan bir acıinciniyor zamansız gökyüzünden. Sessizlikten öğrenmiş tutkuyuayrılıkla şakalaşmaktanaşkı için şarkıya uğramış durmuştaş sözcüğünü duyunca kırılan cam gibi paramparçabir bakıma göz ağrısı.Çam kokulu dudakları …

Devamını oku

Kelebek

son isteğin nedir?sorusu,çok, çok kolaydır,ilk isteğin nedir?sorusundan.çünkü,o soruyukimse kimseye soramadı,korkusundan. Özdemir Asaf