Ben de pek hoşlanmıyorum şiirden: çok daha önemli şeylerolmalı bütün bu zırıltıdan öteNe var ki insan katkısız bir nefretle okuyunca şiiri,gene degerçeğin bir yeri olduğunu görüyor onda.Kavrayabilen eller, açılabilengözler, gerekirse diken dikenolabilen saçlar, öyle şatafatlı yorumlara açıkoldukları için değil, yararlı oldukları içinönemlidirler. Anlaşılmayacak kadar uzaklaşırlarsaasıllarından,aynı şey hepimiz için de söylenebilir, anlamadığımızşeye hayranlık duyamayız, denir: baş …
Kategori: Şiir
Şub 23
Postnişin
Füsun ki, gözlerinin postnişini o idi,Kederdir yüregimin degişmez postnişiniKırmızı mavi deniz karardıgında akşamYüregim zaten soğuk, çek yalnızlık! EliniBirazdan görünecek o çatık kaşlı adam,Ve serbest bırakacak anıların selini….Karda soğuk kokardı paltosu Peder Bey’inSoğuğun da kokusu mu olurmuş? DemeyinBabalar paltolardır, siyah, gri, lacivertHer pederin pederi kendi yüreğine dert,Her anne yüreginde kendi annesi anı,Bilinç okyanusunun köpek balıklarıysa,Parçalar anılara …
Şub 23
Niyâzî-i Mısrî Dîvân’ından Seçmeler
Tevhîd ile Kalbini Cennet bağı yap, çesme-i tevhîd ile,Rûh bahçeni gülsen eyle, gonca-i tevhîd ile. Hem mekansız, hem zamansız, nihâyetsiz yollar,Kat’ider gönül erbâbı, kuvvet-i tevhîd ile. Her ne kadar, yüz karası, yaptıysa isyan sende.Temizlenir her yerin, sâbûn-i tevhîd ile. İns ve Cin âlemlerini, aşarak arşa çıkar,Kim ki mi’râc eylediyse, cezbe-i tevnîd ile. Ey Niyazî Ârif-i …
Şub 23
Otların Uğultusu Altında
1.Hangi hayal hangi hatıranın yerini tutarBir gövdeden ötekine gölgelenen zamanlarEy çaresizlikten yapılmış yaşama bilgisiTaşların taşlarla konuştuğu bu yalnızlıktaİnsan üzüntüden başka nedir ki… 11.Hepimiz kendimizi gömdük geliyoruz. Yakamızda birer gözyaşı fotoğrafıAvuçlarımızda ölümden soğuk bir duaToprağın merhametine inanarak korkuylaBirbirimizin omuzları üstündenMezarlığın dışındaki hayata bakarakİçimizde dünyadan yapılmış bir kederBizi yaşamakla cezalandırmış bir tanrıGömdük kendimize geliyoruz. 23.Birinci konuşmacı, “şiir …
Şub 23
Bahara Doğru
Kış bitmiş sayılmaz henüz,yanına çömelmişbahar hakkında konuşuyorumbodur limon ağacıyla,soğuktan uçları biraz yanmışyapraklarının,gene de canlı ve dilbaz,ne biliyorsa anlatıyorhızla yutarak kelimeleri,soruyorum, daha ince kimsesözetmemiş ona Monet’ninufarak tablosundan,gidip içerden getiriyorumkartpostalını resmin,bakıyor uzun uzun, susuyor,kimbilir ne düşünüyor. Enis Batur
Şub 23
Unutup gülümsemen çok daha iyi
İlk geçliğinde vazgeçti güzellikten, Umuttan, sevinçlerden, hoş davranışlardan vazgeçti; Gözlerini kapadı boş özentilere bakmasınlar diye Ve acı gerçeği seçti. * Kıpırdama dur, kıpırdama dur kırılan yüreğim; Kıpırdamadan dur ve kırıl; Yaşam ve dünya ve kendi benliğim, Bir düş uğruna değişti. * Aşk için iş işten geçti, sevinç için, geçti; İş işten geçti, iş işten geçti. …
Şub 23
İdea’nın Aynası
Madem ki çaresi yok, gel öpüşüp ayrılalım.Hayır, bitti benim için; sana verecek bir şeyim yok artık:Ve seviniyorum, evet, tüm yüreğimle seviniyorum,Böyle tertemiz özgür kılabildiğime kendimi.Sonsuza değin ayrılmak üzere el sıkışalım, tüm yeminlerimizi yok edelim,Ve günün birinde gene karşılaşırsak, eski sevgimizden bir tek zerrenin kaldığıNe senin yüzünden anlaşılsın, ne benimkinden,Şimdi Aşkın son nefesinin son solumasında,Nabzı düşen …
Şub 23
Öğretmene İlahiler
II. Yanıyor değdiğin her yerve yüreğim donan ateş– yitirdim ölümlülerin her tepkisinine gözyaşı, ne de bir söz…Dokunmayın bana tesellicilerçünkü avunmak ihanettir!Dokunmayın, ölmedi Oölmek bitti Onun için. * (O kendi çiçeklerini dikenve çağırılmadan gelen ruh) Ebedenölmez çiçeğiGeceleyin uyanan menekşegünebakanların Kıblesidalına konmuş kuşların yükselttiği resimbir damlacık gülüşü güldamlası. (O günışığı kadar eskiyenve her gün yeniden doğan ruh) …
Şub 23
Hüznü Avuçlarından İçiyorum Bu Şehrin
yalın sözler söylemeliyimherkes anlamalıönce sen anlamalısın beni. 1. rüyalarıma gölgesi düşüyordu salkımsöğütleriningecenin saçlarını okşarken rüzgaryağmur izi bırakıyordu bedenimdebabam iki büklüm olurken hayata karşıumutla ve kan ter içinde çıkıyordu merdivenleri.arnavut kaldırımlı sokaklar nasıl değişmişti birdenyok olurken güzelim akasyalarparmakuçlarımdan kayıyordu çocukluğumben büyüyordum. o cumbalı evhıçkırıklara boğuluyordu yıkılırkenboyun büküyordu beyaz zambaklarsultaniyegah susuyorduarka bahçedeyol alıyordu elinde tespihnur yüzlü haminnem …