sarıp sarmaladı bizikanatlarıyla bezginlik; beşikten mezarabaşımızın ucundan ayrılmadı hiçlik * kadınlar az şey beklemiyor sizden * Yaşam o zaman güzeldir, ancak, tehlikeler yaşandıkça;insan unutur kendini; ayrımında olmaz… * ne ki, yürekli bir insan son vermekisteyince çekilmez yaşamına; doğa dikilirkarşısına, ölüm kendi elinden olmadı diye. * Ve senöyle umursamaz duruyorsun bakışlarınla * Daha kötüye gidiyor zaman; …
Kategori: Şiir
Şub 23
Diğer Kayıplar
1 ahmet bir kadın dehlizlerinde kayboluyor‘garplılaşmanın neresindeyiz’ diye soruyorkasılırken o kadının geçmişinde bedenihiçbir yerindeyiz ahmet, aşkın da garplılığın dahiçbir ışık yok tünelin ucundahiç alkış yok ahmet bu temsil-i ömrün sonunda. ışıklı bir caddede yürümek gibidir sevmekahmet, kalbinin kitabını yürümek gibidiryağmurlu bir havada ilan-ı aşk eylemek hayrettin de kayboluyorama o nişanlısının masa işlemelerindenkendine bir şiir hazırlayarak …
Şub 23
Yalnızca Çocuk Kitapları Okumak
Yalnızca çocuk kitapları okumak,Yalnızca çocuksu düşüncelere kapılmak,Yetişkinlere özgü ne varsa uzaklaşmak,Sonra tüm acılarından yeniden doğmak. Ölesiye yoruldum ben bu hayattan,Hiçbir nimeti kabulüm değil gayrı,Ama hâlâ seviyorum şu dünyayı,Başka bir dünyam yok, belki ondan. Şimdi uzak bir bahçede kendi kendimeBasit, ahşap bir salıncakta sallandığımı,O yüksek kayınları, o orman karanlığınıPuslu hatıralar içinden seçiyorum yine. Osip MandelstamÇeviri: newalaqasaba
Şub 23
Otoportre
Bilgisayar, kalem ve daktilo arasında geçiyorgünümün yarısı. Bir gün yarım yüzyıl olacak bu.Yabancı şehirlerde yaşıyorum ve yabancı insanlarlabana yabancı konular hakkında konuşuyorum bazen.Çok müzik dinliyorum: Bach, Mahler, Chopin, Şostakoviç.Gücü, zaafı ve acıyı buluyorum müzikte, üç şey.Dördüncüsünün adı yok bende.Şairleri okuyorum, yaşayan ve ölü şairleri; azmi,inancı ve gururu öğreniyorum onlardan. Büyükfilozofları anlamaya çalışıyorum –çoğu zaman küçücükbir …
Şub 23
biri gül yakmış olmalı ocakta
biri gül yakmış olmalı ocaktasanki genişlemiş gibi dam İlhami ÇiçekBu Hüznün MesnevisiKetebe Yayınları
Şub 23
Biz (Zaten)
önce…Çeşitli, birçok kaynaktan akıp biriken öfkemiz,öyle olur ki, (belki) zavallılığı içindepek de haketmediği —belki, layık bile olmadığı—bir biçimde, boktan birinin kafasında patlar:Aslında, o çok daha beterini haketmiştir; ama,işte layık değildir buna aslında. Öfkemiz kördür— en çok da ayna karşısında… Öyle olur ki, bir sürü yönden üzerimize çullanançeşit çeşit baskılar, bir basınç kaçağındabiraraya gelip, suratımızın önünde …
Şub 23
Gündüz Yarasaları
I.Neyiz ki biz?İlk ışınları görününce güneşin,Kaparız tepenin gözkapaklarını —Çam değiliz ki, kollarımız açıkÜrpererek karşılayalım donuk ışığı.Gölgeler kısalınca çıkarız ortaya,Açıklıktır, aydınlıktır aradığımız,Parlaklıkta bulur gücünü görüşümüz.Tanımayız alacakaranlığı delen,Tepelerin arasından seçen bakışı. —Kör olmuş ışıktan gözlerimiz.Gündüz yarasalarıyız biz. II.Geceyi düşleriz gündüzken,Geceyken de gündüzü, —Yitirebileceklerimiz yitiktirOnlardan uzaktayken — amaÖzleriz, döneriz yenidenYitirmedenYitirebileceklerimiziYitiremediklerimize.Yitirebilirdik, deriz;Ama yalnızca bir fiil çekimi bu —Tutsaklıklara bağlamışız …
Şub 23
Sallanan Eller
Zeynom: Giderken dalgaların ardından baktım sana yıllardan sonraHiçbirşey eskimemişHerşey yepyeniOlabilir mi? Ne çok duygu yaşanıp geçmişDenizde sürüklenen iki somun ekmekYemyeşil bir sarmaşık, kökleri kopukNe çok yol, ne az varış Güneşin kuruttuğu, rüzgârın savurduğuKarın soğuttuğu, onca iççekişGünlerin yavaş akışla oluşturduğuNe az yer, ne çok geçiş Geçmedik belki, gitmedim belki benSen orada uzaktan el sallarkenRüzgâr sustu, dalgalar …
Şub 23
Yaşlı Profesör
Ona eski günleri sordum,hâlâ genç olduğumuz,saf, deli fişek, şapşal, toy zamanlarımızı. Bir şeyler kaldı elbet, gençlik hariç,diye yanıtladı. Ona hâlâ emin misin diye sorduminsanlık için neyin iyi neyin kötü olduğundan. İllüzyonlar içinde en ölümcülü,diye yanıtladı. Ona geleceği sordum,hâlâ açık seçik görebiliyor muydu. Çok fazla tarih kitabı okudum,diye yanıtladı. Ona fotoğrafı sordum,masanın üstünde duran, çerçeveliyi. Bir …