Ey gülümseyiş, ilk gülümseyiş, bizim gülümseyişimiz,İnsan nasıl da o: ıhlamurların kokusunu soluyuş,park sessizliğini dinleyiş, birden, birbirimizdeyken,yukarlara bakış ve şaşkınlık, gülümseyinceye dek biz. O gülümseyişte anımsanması vardıbir tavşanın, karşıki çimendeoynayan. O gülümseyişin çocukluğuböyleydi. Daha ağırbaşlı bir etki bıraktı ondasonradan gördüğümüz kuğunun devinmesi:durgun havuzu bölüyordu kuğu, sessiz akşamıikiye bölercesine. Ve saf, açık göğe çizilmiş,gelecek gecelerle kaynaşan ağaçların …
Kategori: Şiir
Şub 23
Duino Ağıtları – Rainer Maria Rilke
1. AĞIT Tuhaf şey elbette, artık şu yeryüzünde oturmamak,Unutmak bundan böyle daha yeni edinilmiş alışkıları,İnsanca geleceğin anlamını verememekGüllere, vaatlerle dolu öbür şeylere;O sonsuz korkulu ellerde ne idiysekOnu artık olmamak ve öz adını bileKoyup gitmek bir kırılmış oyuncak gibi.Ne tuhaf, dilekleri dileyememek daha,Bütün olan her ne varsa darmadağın uçuşurGörmek uzayda. Zahmetli şey ölü olmak,Yeni baştan, ağır …
Şub 23
Edirne
Biz ne zengin haritalarGördük Arda’lı, Tuna’lı Ki o günler bir EdirneVardı döşeli dayalı; Dalları altın yemişliKuşları altın gagalı… Yuvalar vardı, şen şakrak,Ağaçlar vardı yuvalı… Tası ayetli, oyalıSular içerdik şifalı ** Balkan’da dağlar tepelerÖbek öbek, oymak oymak… Dağları aşıp Tuna’daKanad kanad ordu yeymak. Uçmak Tunca’dan Vardar’aVardar’dan Vistül’e kaymak… Sonra, ne acıdır bir günTunca’yı Tuna’ya saymak. ** …
Şub 23
San’at
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,Bizim diyarımız da binbir baharı saklar!Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar. Sen kubbesinde ince bir mozayik arar da,Gezersin kırk asırlık bir mabedin içini.Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,Bize heyecan verir bir parça yeşil çini. Sen raksına dalarken için titrer derinden,Çiçekli bir sahnede bir beyaz …
Şub 23
Sanat
Dinle, yeni şair, eski ozanı,Okuyor yürekten Altun Destan’ı…Deme, “Kopuz kırık, yoktur çalanı!,,Çalgı gönül sesi, kopuz bir ağaç. Kutlu-taş’ı yoksa ilhâmı kutlu,Kanı gür içmezse kımız ne mutlu,Umut bir kanatsa, daim umutlu,Ona ozan derler, yoluna Ortac. Diyor ki: Siz Parnasse, biz Ortac-eri,Bizden olan her fert görür ileri,İğreti sanattan, milli hüneriİstemez yabancı eserlerden bac! Aruz sizin olsun, hece …
Şub 23
Mukaddime
Karaosmanzâde Câvide Hayri Hanımefendi’ye Zannetme ki güldür, ne de lâleÂteş doludur, tutma yanarsınKarşında şu gülgûn piyâle… İçmişti Fuzuli bu alevden,Düşmüştü bu iksir ile MecnûnŞi’rin sana anlattığı hâle… Yanmakta bu sagârdan içenler,Doldurmuş onunçün şeb-i aşkıBaştanbaşa efgân ile nâle… Âteş doludur, tutma yanarsınKarşında şu gülgûn piyâle! …
Şub 23
Yandım
Men könlüme hemdem seni sandım,Saymaz yana keçdin göz önümden.Yandım ele yandım, yandım ele yandım! Sahilde ayaq izlerimiz var,Sen eşqine and içdin o yerde,Her kelmene, qelbimle inandım. Heyhat, niye qelbimdeki odlarSönmür, yene sönmür, yene sönmür!Gel, sanma bu yanmaqdan usandım. Saymazyana keçdin göz önümdenYandım, ele yandım, ele yandım! Süleyman Rüstem
Şub 23
Sensiz
Annemle karanlık geceler bazı çıkardık;Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlıkSessiz uzatır tâ ebediyyetlere kollar…Guyâ o zaman, bildiğimiz yerdeki yollarBirden silinir, korkulu bir hisle adımlarTenha gecenin vehm-i muhâlâtını dinler…Yüksekte sema haşr-ı kevâkiple dağılmış,Yoktur o sükûtunda ne rüya, ne nevâziş;Bir sâ’ir-i mechul-i leyâli gibi rüzgâr,Hep sisli temasiyle yanan hislere çarpar. Göklerde ararken o kadın çehreni, ey mâh!Bilsen …
Şub 23
Nehir Üzerinde
Akşam… Sarı bir hasta semâ… Bir gam-ı mechûl…Sisler gibi tutmuş yine sahilleri eylûl,Bir hüzn-i müzehheb gibi durgun yine Dicle,Sessizliği olmuş yine rü’yâlara hacle. Faslın yeni lerzişleri her sâyede mahsûs,Gûyâ ki uyur kalb-i tabiatta bir “efsus!”Her şey o kadar gamlı, soluk, mübhem ü bî-fer,Gûyâ ki ölür hüzn-i sevâhilde perîler… Çıkmıştık o gün Dicle’ye, sessizce küreklerNehrin zehebî …
Şub 23
Bir Mayıs
Ey işçiBugün hür yaşamak hakkı seninkenPatronlar o hakkı, senin almışlar elinden. Sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zenginKalbinde niçin yok ona karşı, yine bir kin? Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;Lakin seni fakr etmede günden güne berbâd. Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden, Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.Bir parça da …