Kategori: Şiir

Pembe Yalı

Kızlar vardır kıvırcık salata gibiAğızları burunları kıvır kıvırBacak bacak üstüne vapurlardaRüzgâr eser oraları buraları görünürBaktıkça fık fık eder adamın içi Vay canına tükürdüğümün İstanbul’uBir oynak olur Fındıklı önlerindeElimde yüz iğnelik çapariPoyraz gibi dalarım palamutlaraAltımda Turgut Reis motoru Rumelihisarı’nda Orhan’ın mezarıNe gittim ne gördüm gitmek de istememTaze ekmek bir parça beyaz peynirŞimdi olsa şuracıkta rakı içerDenize …

Devamını oku

Yolcu

Gurûb vakti eşyanın yorgun huzûrundaGörüyordu vaktin hacmini bekleyen bir bakış. Ve masanın üstünde birkaç turfanda meyvenin hayhuyu.Gitmekteydi ölümü idrâkin belirsiz semtine.Ve bahçenin kokusunu, rüzgâr, ferâgat halısının üstündeSaçmaktaydı yaşamın saf hâşiyesine.Ve zihin, yelpâze gibi, çiçeğin parlak sathınıTutmuştu eliyleVe yelpâzeliyordu kendini. Yolcu otobüsten indi:“Ne temiz gökyüzü!”Ve caddenin uzayıp gitmesi aldı götürdü onun gurbetini. Gurûb vaktiydi.Geliyordu kulağa bitkilerin …

Devamını oku

Otuz Üç Kurşun

Bu dağ Mengene dağıdırTanyeri atanda Van´daBu dağ Nemrut yavrusudurTanyeri atanda Nemruda karşıBir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudurBir yanın seccade Acem mülküdürDoruklarda buzulların salkımıFirari güvercinler su başlarındaVe karaca sürüsü,Keklik takımı… Yiğitlik inkar gelinmezTek´e – tek doğüşte yenilmedilerBin yıllardan bu yana, bura uşağıGel haberi nerden verekTurna sürüsü değil buGökte yıldız burcu değilOtuzüç kurşunlu yürekOtuzüç kan pınarıAkmaz,Göl olmuş …

Devamını oku

Kara

Çarpmış,Paramparça etmiş,Kara sütü, kara sevdayla seni…Ve kara memelerinde dişlerin asi,Karadır, upuzun yattığın gece,Felek, ah ettirir, boynun kıl-ince…Cihanlar, çocuklar, kuşlar içindeSızlar bir yerlerinAdsız ve kayıpSızlar, usul-usul, dargınVe kan tadında bir konca,Damıtır kendini mısralarınca… De be aslan karam,De yiğit karam,Hangi kalemin yazısı,Zorlu yazısı,Belanda? Anadan doğma nişan mı,Sütlü barut damgası mı,Bir gece parçası mı kaburgandaki?Kız kakülü, ne hal …

Devamını oku

Döndüler Evlerine

Evlerine döndüler ve karılarına,   bir defa bile hayatlarında,   tanımadıklarını söylediler benim gibisini,Ama… Döndüler evlerine. Evin ne kadar da temiz dediler bana,   hiçbir sözüm kimseyi incitmezmiş hatta,   havam da gizemliydi belli ki,Ama… Döndüler evlerine. Bütün erkekler beni övüp dururlardı,    ne de güzel gülüşüm, aklım, kalçalarım vardı,    yine de bir gece geçirdiler benimle, belki üç, …

Devamını oku

Ben dizeler toplayan, sen çiçekler devşiren

“Fakat fırtınadaki korkunç rüzgarBütün tasarılarımı alıp götürdü…” ~ François Coppée, Haziran “Sık sık düşündüğüm bir mutluluk rüyası,Kırlara bakan bir barınak sahibi olmaktır…” ~ François Coppée, İç Gezinti “Zira aşkla dolu kalbimAcılarının arasında bulur,Aziz çiçekler arasında senin bakışınıVe kokular içinde senin nefesini…” ~ François Coppée, Mayıs “Ve leylakların çiçek açtığını gördümTeskin edilemeyen acımla birlikte…” ~ François …

Devamını oku

İlahi Komedya

Birinci kanto Yaşam yolumuzun ortasındakaranlık bir ormanda buldum kendimi,çünkü doğru yol yitmişti. Ah, içimdeki korkuyutazeleyen, balta girmemiş o sarp, güçlüormanı anlatabilmek ne zor! Öyle acı verdi ki, ölüm acısı sanki;ama ben, orada bulduğum iyilikten söz edeceğim,gördüğüm, başka şeyleri söyleyeceğim. Oraya nasıl girdiğimi bilemeyeceğim,öyle uykum gelmişti ki,doğru yolu bırakıp gittiğimde. Ama yüreğimin içinekorku salan vadinin bittiğitepenin …

Devamını oku

Aynı Hikaye

-Şule’ye, kaybolduğumuz bir yerdeyizhatıralarımız da çekip gitti biz kaldıköfkelenebilsek bir ve kapansak yineçok değil dağlar kadar ancakher acı kendi yarasıyla çünküşimdi bir dolunayşimdi bir yağmur ve yağdığı gibiaşk var ayrılıksa hep onardı kendinibakıp kaldık öyle ve çok ağladıkkapkara bir umuda yaslandık: şaşırtıcıbir bıçak gibiydikdaha yalın söylemek gerekirseyanıldık ve durmadan unuttukaşk mı varşimdi bir beyaz sis …

Devamını oku

Galata Kulesi ile Kız Kulesi

Karaköy’den kalkan vapurlar bilirYıllardır nasıl yangın Galata KulesiKız Kulesi’ne Hatırlar herkesHezarfen Ahmet Çelebi’yiAz birazÇekebilmek için ilgisini Kız KulesininUçurttu o zat-ı muhteremiÜsküdar’a kadar Bugünse artıkGörmek için deniziSağa sola oynatması gerekecekBetonarme binaların arasındaÜzgün duran boynunu Ali Asker Barut

İki Olmak

Onlar, otlar, burada yoklar. Dedim sana.Bunca zaman geçti, çok bekledim, sen beklemehâlâ yoklar.Ben durdum, bekliyorum, onlar yoklar.Çok bekledim. Böylece,katıladım kendimi, durdum, taş oldum. Yoklar.Biri sonra kırdı taşımı.Yana devrildi biri. İki oldum. Yoklar. Önümsıra yürüyordu yol ve içimde yan yatmış dağlar.Açtı içimi, biri gördü, zamanın gümüş simive keskin kristal ağlar. Birhan Keskin