Kategori: Şiir

Ticaret

Çocuk hastanesininkarşısındaki oyuncakçıgün geçtikçe artankazancı içinşükreder Tanrı’ya Yem satan ihtiyarınyıllar önce kanatlarınataş attığını bilmedenher sabah aynı meydandatoplanır güvercinler Ve kitapçı tezgahınınen önüne sıralanırbir şairinöldükten sonrabütün kitapları Sunay Akın

Dişi Kuş

Kuru bir otgibi yaşıyorumgözlerden uzakpatika bir yolunkıyısında Tek suçumsap olamamakbaltanınkanlı oyunlarına Ama yine deumut dolu kalbimbelki bir dişi kuştaşır beni diyedaldaki yuvasına Sunay Akın

Ana Oğul

Oğul bakıyor        yürümeyi bile göze alamayan yaşlı anayaadım atsın diye koluna giriyorve düşünüyor yıllar öncesini o anda:        “Onun gibiydim bir zamanlar        ayaklarım güvensiz titrek…        Beklerdim uzatsın diye kollarını        esirgesin beni yürümeye başlarken…” Aynı ürpertili bekleyiş, aynı sevecen dayanışmayer değiştiriyor şimdi …

Devamını oku

Beklemezken

Dalgalar vardı denizdeSevdaya gitmişliğimUmuttan dönmüşlüğümBir vapurun köşesindeGüzeldimKoparılmamış bir meyvenindalındaki hasatsızlıktaydımZamansızlıktaydımAzı karar çoğu zarar derdibekleyenimDalgalar vardı içimdeDüştüm dalımdanBeklemez oldum. Karin Karakaşlı

Kaptan

1eflatun gözlerin olduğunu bilmiyordumgece yarısını yaşamaktan yorgunum ayazın avucunda unutmuştun elleriniönünden geçtiğim halde beni tanımadınben değiştim biliyorum hem sakal bıraktımşiirlerim külrengi kumrular gibi uçuyorlarbakır çalığı göklere katiyen tahammülüm yokhele paris’in gökleri aklımı başımdan alıyorbana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor ayazın avucunda unutmuştun ellerini karanlığın arkasında kıvılcım gözlü xxxxxxlargölgelerine yaslanmış evliya gibi bekliyorlar ışıklar kırmızı …

Devamını oku

Karin Karakaşlı

en zorlu coğrafya: kalpen zalim terör örgütü: aşken büyük işkence: umuten zorlu taşıma aracı: tabut *** Saç hatırlar bir vakitİçine gömülmüş elleri yüzleriSaç anımsatır şimdi kendinden geçenleri *** Taşa atfedilenleri anımsaYalan söylersen taş yağar başınaTaş kesersin acıdan kavrulduğundaVe taş basarsın yüreğine dermansızsanO yüzden taşın altına bakacaksınKaçarı yokElini taşın altına sokacaksın… *** Evdeki dilbilgisineuymuyor sokaktaki hayatKabahati …

Devamını oku

Tabut

Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,Yarın kendileri dolduracaklar. Her yandan küçülen bir oda gibi,Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.Sanki bir taş bebek kutuda gibi,Hayalim, içinde uzanmış kalmış. Cılız vücuduma tam görünse de,İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.Geride kalanlar hep dövünse de,İnsan birer birer yine giriyor. Ölenler yeniden doğarmış; …

Devamını oku

Örümcek Ağı

Duvara, bir titiz örümcek gibi,İnce dertlerimle işledim bir ağ.Ruhum gün boyunca sönecek gibi,Şimdiden ediyor hayata veda. Kalbim, yırtılıyor her nefesinde,Kulağım, ruhumun kanat sesinde;Eserim duvarın bir köşesinde;Çıkamaz göğsümden başka bir seda… Necip Fazıl Kısakürek

Manzara Gülüşlü Kız

Harflerin gülüştüğünü senin adında gördüm! Haydar Ergülen Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimizLâ-edrî Gülüşlerimiz nasıl da söndü galadan sonra sokağa atılan çiçekler gibi Cemal Süreya Çocuk gülüşlü ağız! Hayattan daha fazla,Çok defa ölüm bizi tutar ince bağlarla.Charles Pier Baudelaire (bu sensinve sesinbu terin ve tenin ıslaklığıkal öyleısıt gözlerimi gülüşlerinle…) Yılmaz Odabaşı Bu yüzden ayağım sürçüyor. Ve yağmurAcıyan …

Devamını oku

Herkes bu meydana bir zafer için gelir; ben ise sade sana yenilmek için geldim.

Koruluğun başbaşa, düşünceli ve dilsiz ağaçlan arasında her zaman bir kız dolaşır. Yeni sürmüş bir dal gibi incecik vücudunu vakit vakit buraya atan, bilinmez hangi yürek dağıdır. Rüzgârlı havalarda kendi gönlü gibi karmakarışık olan ağaçlar, durgun geceler bir meşveret fısıltısı ile, sanki onunla içten içe konuşurlar. ** Kızcağız gene bilmez ki, bu ele avuca gelmez …

Devamını oku