Hüzün içinde yürüyen dört insan omzununAnlamaz birçokları sonsuz güzelliğindenSözcükler çıkagelir umulmadık bir vecdleDönülmez serüvenlerin gülünden dikeninden Yüzü kanlı kız çocuklarının göz uçlarındanSıyrılır da anlamı dört insan omzununDönülmez serüvenlerin sevincinden hüznündenBeslenir alevleri bu delişmen uykunun. Nazir Akalın
Kategori: Şiir
Şub 23
İkindi Güneşi
Bu oda – ne kadar iyi bildiğim bir yer burası.Şimdi bu da, bitişik oda da işyeri olarakkiralanmış. Acentelerin, tüccarların,şirketlerin yazıhanesi olmuş bütün ev. Ah, ne kadar bildik bir yer bu oda. Bir divan vardı kapının yanında,onun önünde bir Türk seccadesi;hemen yanında, üzerinde iki sarı vazo duran raf.Sağda, hayır, karşıda, aynalı bir dolap.Ortada yazı yazdığı masave …
Şub 23
Ondokuzuncu Asır
1.Erişti evc-i kemâlâta nûr-ı idrâkâtYetişti rütbe-i imkâna kısm-ı mümteniât 2.Besâit oldu mürekkeb, mürekkeb oldu basitBedâhet oldu tecârible hayli meçhûlât 3.Mecâz oldu hakîkat, hakîkat oldu mecâzYıkıldı belki esâsından eski mâlûmât 4.Mebâhis-i felek ü arz ü hikmet ü kimyâDeğil vesâvis-i ezhân ü vehm ü temsilât 5.Mesâil-i nazarîye tecârib oldu senedErişti hadd-i yakîne fusûl-i zanniyyât 6.Ukul-i zâhire sâid …
Şub 23
Hazan Bahçeleri
Kalbim yine üzgün, seni andım da derindenGeçtim yine dün eski hazan bahçelerindenYorgun ve kırılmış gibi en ince yerindenGeçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuşGördüm ki yazın bastığımız otları solmuşSon demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuşGeçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Yahyâ Kemâl Beyatlı
Şub 23
Baba, “hatıran belleğimde demirleyen bir gemi”
Nerede saklayacağım henüzölmemiş bayramlarımı?Nasıl özgürleştireyim dilin kafeslerindeferyat eden kanatlarımı? Nasıl meskenedineyim belleğimi? İşte belleğim, su üzerindeyüzen enkazdan bir körfez. Adonis Durur bellek çizmez olurbu bir tehdit midir hayatımızaanımsamak o daha mı bü- yüktür yoksa?Gülten Akın Bir gözyaşı her düştüğünde belleğeYürek sızlarYarın düşecek olanlarınEndişesiyle. Hulûd el-Mualla Bellek durduğunda unutuş tırmalar kapılarıaynı sözler tekrar yine tekrarkapandır, kısılıp …
Şub 23
Üşüyorum!
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpırUzak çok uzak bir yerleri özlüyorumGözlerim parke parke taş duvarlardaAçılıyor hayal pencerelerimHafif bir rüzgar gibi süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarakGüvercinler ülkesinde dolaşıyorBir çeşme başı arıyorumYarpuzlar arasında kendimi bırakıpMis gibi nane kokuları arasındaRuhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şeyGüne gülümserken papatyalarDualar gibi yükselir ümitlerimGüneşle kol kola kırlarda koşarakSiz peygamber …
Şub 23
Artık ayrılığına kendimi alıştırarak avunmağa çalışsam yeridir
Vechi var kasdeylesem hicrinle ülfet etmeğe, Cenânî
Şub 23
Nutk-i Şerif
Bu aşk bir bahr-i ummândır buna hadd ü kenâr olmazDelîlim sırr-ı Kur’ân’dır bunu bilende âr olmaz Süre geldik ezelîden pîrim Muhammed Alî’denŞerâb-ı lâ-yezâlîden içenlerde humâr olmaz Eğer âşık isen yâre sakın aldanma ağyâreDüş İbrâhîm gibi nâre bu gülşende yanâr olmaz Kıyamazsan bâş ü câna uzak dur girme meydânaBu meydânda nice başlar kesilir hiç sorar olmaz …
Şub 23
Çöl
Yağmur oldum, paranoyak oldumCanım sıkıldı, bir votka içtimDeniz kıyılarında ağlama noktalarını ben seçtimHiç değmedi gözlerim yaşlarına Sabahı polis korkusuyla aydımDurdum yaslandım bir iş ilânınaBin kere evlendim ben bu Hayat’laBir kere adam gibi boşanamadım Telef oldum, uzun bir şiirdeBaktım hiçbir naneye yaramıyorYaranamıyor gönlüm bu sularaDeniz eskisi bir göl oldum Adım ummandan uzak… belki çöl oldum Ahmet …