Siyah tülün altında sıktım elini…“Bugün neden büründün bu solgunluğa?”İçirdim ona buruk kederimi,Sarhoş ettim sızdırasıya. Nasıl unuturum, yalpalayarak çıktı gitti.Eğri bir acı konmuştu ağzına.Korkuluklara değmeden merdiveni indim,Ardından koştum avlu kapısına. Soluk soluğa bağırdım: “Şaka,Tüm bu olanlar. Gidersen beni öldürürsün.”Güldü tüyler ürperten bir rahatlıklaVe dedi: “Rüzgârda durma üşürsün.” Anna Ahmatova Koyu tülün altında ellerimi büktüm“Niçin bu kadar …
Kategori: Şiir
Şub 23
Çam Kozalağı
Tohumların içinde saklıYumukçaSıkılısın AçılıncaPetek gibiKızarmıştır balın Sal sal tohumlarıVakti gelinceSal tohumları toprağaÇoğalÇoğalırsın Kuruyunca dalındanİnmelisinSincaplarınSevmesi için seni Önce yeşilsinBüyürken çam yeşiliBiraz da çayıra benzersinSonra sonra kahverengiKozalak rengiGözlerimsin. Hasan Varol/Çiçek Atlasım
Şub 23
İçimdeki Ağaç
Göğün çekici üstümdeDenizin hiçliği yanı başımdaBir gider bir gelirim sevgilimElimde hoş kokulu kırmızı bir elmaİçimde bir elma parlaklığı Neden ağardığını bulamazsın sevinciminBaksan da göremezsin sevgimin terlediğiniCeplerimdeki kuş sesleriBaşka bir şey değil, çağrıdır sanaHer yanıma yerleşen gülümsemene İçimdeki ağaç sensinYüzlerce kuş havalanır üstündenSevgilimSeni çoğala çoğala sevdiğim zamanTuhaftırGeyikler kente iner Ahmet Ada
Şub 23
Göl Düşleri
– Bir kız el ediyor gölün kıyısında. – Göl mutsuzluk söylemine hazırlıyor. – Yoğun bakım cehenneminden yeni çıktımGömleğim kanser lekesi, mutsuzluğumGünden güne artıyor, biçimini buluyor bendeKaçıp sığındığım hüzün – Sözcükler kör, göl durgun. – Çözülmek üzere geyiklerin indiği göl,Gök sancağını arıyor, sancaktarı olduğumdaÖzgürlüğün, ey çorak toprak, elini verRüzgâra bürünerek gel yanıma – Sözcükler kan, yeryüzü …
Şub 23
Tinin Yürüyüşü
İzi kalmıyor güzün kışa armağan edilecekGüneşin tırpanı diniyor, akşam olmak üzere,İyi akşamlar tarla kuşuUzaklaşıyor bak umudun resmiDilsiz çakıl taşlarının üstüne düşüyorLeylek sürülerinin gölgesi Geldi de geçiyor taşın kıvılcımıBahçeden bahçeye GılgamışArıyor hâlâ ölümsüzlüğüAsma kuşunun çatallanan sesindeSusarken patika, sedir ormanı,Ölüm geçiyor yaprağın içinden Sazlar mı olur söğütler mi artık,Dipsiz söz, büyük kargış konuşmakBir ırmağı. Şaşar kalırımKenger otunun …
Şub 23
Sığ Sularda
Siz hiç duyarsız insanlaraŞiirler sundunuz mu? Bir kıraçta kuru dala‘Belki’ sularını salıp,Yeşerir de al yemişlerVerir diye umdunuz mu? Ardı sırsız aynalaraYalnızlığı silmek için,Bakıp bakıp karşınızdaKaranlığı buldunuz mu? Aykırı isteklerdeSeslerin, sessizliğiSilip süpürdüğüOdalarda oldunuz mu? Siz hiç sığ sulardaBoğuldunuz mu? Şükrü Erbaş
Şub 23
Diğer Yarı / Uçurum
Ey anıkendini güneşe çıkar, canın sıkılsın ordakendini unut orda, sararkendinden kaçtıkça kendine rastlaey geçmiş ve sarı kumar. Uçurumu anladıminadım bitti artıkuçurumu anlayan haklıdıruçurumu anlayan susar. Sarı kumar ve kehanet boynundan başlayan o ipekuçurumdan atladım, uçurum ne demekikiye bölünmüş bir bütünoysa ben senin içindeğiştirilecek bir şeydimbu yüzden yüzüme tuttuğun rüzgârparçalarıma verdiğin asitseni de yaralayacakbeni olduğu kadar. …
Şub 23
bir kör ve bir pusula….
Hayatın bir pusulası var mı Ahmet ?Yönleri pek seçemem ki benyön körlüğü oluştu bende sonradan.Koklayarak buluyorum artık kuzeyi de güneyi deKuzey çürük kokuyor çokca, keskin bir amonyak kokusu yakıyor insanın genziniGüneyi ise lodosun getirdiği taze çiçek kokularından biliyorum…Gülme … .gülme, doğru söylüyorum AhmetDoğuyu aramıyorum mesela hiç,evimin doğusunda kırlangıçlar yuva yapmışseslerini duyduysam yönümü doğuya çevirmişim …
Şub 23
Su Sızdı
Bazı şeyler kalır bazen yarım, bir sözcük , bir fırça darbesi yada eksik bir nota gibi bekler durur boşluk içerisinde zamanının gelmesini bazı sokaklar vardır çıkmaz her zaman aydınlığa her anahtar açmaz bazı kilitleri oynanır bazen sahnede provasız oyunlar ama her oyuncu kaldıramaz rolünün gereğini değiştirir bazen attığın ufacık bir adım baştan sona kaderi kaçırdığında …
Şub 23
Sıragöller
Haşhaş tarlaları arasından geçeceksin.Beyaz ve mor haşhaşları havaya savurarakYeni bir afyon bulacaksın kendine.İşte o zaman beni unutma,Şairini, onun şiir yazan ellerini,İçine dizilen sıra gölleri,Kendi kendine konuştuğun seni,Her şeyi, hiçbir şeyi unutma. Zakkumların arasından bir şehre gireceksin,Aşk şiirleri, tabiat şiirleri, tarih şiirleri düşünerekBir dinamit yapacaksın kendine.Korkma, ateşle onu.Öldürecek nice balıklar vardır sularında,Patlamayla dirilecek nice balıklar vardır.İşte …