Kalbim, seninle bir gün yalnız kalacağız,Şu daha birkaç yıllık mihnetin sonundaBir dere kenarında, çimenler koynunda,Seninle hayallere, yalnız dalacağız. Kalbim, sen çocuk kaldın, tanımadın kini,Memnun olacağım senden bir baba kadar.Derken, ürperecek bir rüzgârla kavaklar,– Seher! Dinleyeceğiz, sonsuz musikisini… 1939 Ziya Osman SabaCümlemiz / Can Yayınları
Kategori: Şiir
Şub 23
Gün Gelir
Gün gelir, hatırlamak bile bir acı olur.Gençlik aşkı, sevinci, daha dünkü ümidi…Yumruklasan göğsünü bir boş yankı duyulur. Gün gelir, en gür çeşmeler damla damla kurur.Bakarsın, bir yazın ağaçlarında şimdiÜç-beş kuru yaprak çırpınır durur. Ziya Osman Saba
Şub 23
Meydan Okumak
Bizde neden ağlayan bir Fuzulî çıkmışŞimdi anlıyorum bunu derinden.Kaç Fuzulî, Fuzulî olmadan önceKahrolup gitmiştir üzüntülerinden. Öyle çekmişim kiArtık benden sonraBirkaç satırımın yaşaması bile bana vızgeliyor.Artık bahçemdeki yemişlere ne güleryüzlü bir dost ne hırsız geliyor. Demek, diyorum, bu duruma gelirmiş budana budana bir şair.Ölümsüzlüğe sırtını dönmüş şiirArtık acıya meydan okuyabilir. Hasan İzzettin Dinamo
Şub 23
Dokuzuncu Sonnet
Yağmur yağıyor, kış yağmuru şakır şakırGecekondumuz birkaç yerinden yine damlıyor.Üstümüz eski püskü, tel dolap tamtakırUmutsuzluk aç karga sesleriyle bizi selamlıyor. Pusmuş kilimin üstünde altın gözlü sarmanBir huzur müziği üflemede mırıltıları.Gürültüler kopmada evin ardında zaman zamanDağı çökertmekte üstümüze yağmur suları. İçiyoruz Şerife’nin yorgun eliyle koyduğu çayıIsınıyoruz, peri padişahının sarayıBizim gecekonduyla hemen yer değiştiriyor. Tepe koptu dayandı …
Şub 23
Müslüman Kadın Olmak
Müslüman kadın olmak bu dünyada,İçi kabararak dehşet saçan yer sarsıntısından,Şakağına dayanmış buz gibi namlunun soğukluğundan,Aylardır açlıktan kıvranırken kırışmış bedeninle,Dostların diyete girerken aşırı semirmektenBir kuru ekmek bulamamaktan daha zordur. Ali Şeriati
Şub 23
Cihânda Aşık-ı Mecrûha Sanma Râhat Olur
Cihânda ‘âşık-ı mecrûha sanma râhat olurNeler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur Ölünce dermeni kalsun çıkarmanız dildenTahammül eyleyemem ol da bir cerâhat olur Le’îme renciş-i hatır verir kerem etmekMukayyed olmasun erbâb-ı dil ki zahmet olur Zamânede yine bir berk-i ‘îş girmez eleFelek müsâ’ade itmez ne bî-mürüvvet olur Yakında kûy-ı harâbâta uğradım YahyâNe hûb cây-ı safâ …
Şub 23
Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünler
Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünlerUslanmadı gitdi gör o dîvâne disünler Peymânesini her kişi doldurmada burdaŞimden gerü bu meclise mey-hâne disünler Dil hânesini yık koma taş üstüne bir taşSen yap anı iller ana vîrâne disünler Gönlünde senin gayrü sivâ sûreti n’eylerLâyık mu bu kim Kâ’be’ye büt-hâne disünler Yahyâ’nın olup sözleri hep sırr-ı mahabbetYârân işidüb söyleme …
Şub 23
Hafif Yaralama
Atlar vurulduğu vakit yoldaki akislerineAyaklarını ver; kendiminkilerin üzerinde duramıyorumAllahım kalbimin kırıklarını alYa da kalbimiKan tutuyor boğuluyorumDünyadan hıncımı alamadımMurat değil kastettiğimBaşka bir şeyKader yazıldığı gibi okunmaz lügatimizdeNasıl seslensem, ne desem bilemiyorumİmgeler kurban istiyorYüzümü bahara dönüyorum olmuyorBu öfke hep ondan mı yoksaBiliyorum sanıyorum her seferindeÇaresiz bir hastalığın uykusu gibiHiç fatiha bilenin olmadığı bir yerde ölmek gibi bir …
Şub 23
Karanlık Duvarlar
I. Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollardaHerkes bir yere gidiyor önünü alamıyorumÇaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimseelini uzatmıyorBir gürültülü yaşamağa gidiyor dünya boşalanbir deniz gibi Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu. Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önümeAlıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollarGidip gelmelerim bu dar sokaklardaİnsanların koşup dolduğu bu dar yapılardaBir kısır döngüye girmek …
Şub 23
İçimi Basan Efkar
İçimin vadilerinde kış kıyamet;Rüzgarlar biteviyeYavrusunu yitiren kurdu sesleniyor.Ve ay her geceGümüşi bir yalnızlığı anlatmak içinDoğuyor sanki öylece. İçimin dağlarında askerlerSırtlarını kayalara vermişlerBeklemekteler.Yaptıkları, pusatlarını elden geçirmek sadeceBir de, arada birEllerini alınlarına götürerekUfku gözetlemek. İçimin dağlarını duman basmış:Ağaçların dalları bir o yana bir bu yanaVe yapraklar ve kuşlar birbirine karışmış;Savruluyorlar gökyüzüneVe onlara ve hareket eden her şeye …