Kategori: Şiir

Yırtılan Kâğıt Gibi On Yıl

Şimdi anlıyorum insanlarNeden ölümsüz olmak isterÇünkü yetmez yaşanacaklarÇünkü bitmez özlenecekler BindokuzyüzseksenyedideÖlümsüzlük akla gelmezdiBindokuzyüzseksenyedideÇünkü ölüm düşünülmezdi BindokuzyüzseksenyedideGelecek yoktu aklımızdaŞimdi gelecek geçmiş olduGeçmiş gelmeyecek olsa da BindokuzyüzseksenyedideGökyüzü daha mı geniştiDaha çok insan ısınırdıGüneşler açtığında sanki BindokuzyüzseksenyedideDünya bitmez görünüyorduÇay tabağında şeker gibiOn yıl geçmez görünüyordu BindokuzyüzseksenyedideHerşeyi biliyor gibiydimYırtılan kağıt gibi on yılGürültüyle geçti bilmedim BindokuzyüzseksenyedideÖlümsüzlük akla gelmezdiBindokuzyüzseksenyedideÇünkü ölüm …

Devamını oku

Huzurunda Biraz Yenileceğim

Seninle iki satır konuşmak için gayretler aldımBize gelişi üç yeni zelanda dolarıİnandım hep kontradan gelen yalanlaraMüdahale istedim iktisadi birimlerdenSana, bana ve tüm geçmişlerimizin ruhunaEnflasyonum düştü, işsizliğim artıştaİyi olmayacak hastanın ayağına yanlış teşhisCebimden piyasaya temsili kavimler göçüKuraklık, açlık hiç yoksa parasızlık Gıyabında biraz seveceğim seniBir mektup yazacağım uzun yıllar sonrasına Seninle iki satır konuşmak için harfler …

Devamını oku

Köprüde Sabah

Gece, yavaşça siyah mantosunu sürüklerVapurlar, şimdi suya bırakılmış kütükler,Ufuk, banyo edilen bir fotoğraf camıdır.. Dağlar dudaklarını boyar pembe bir tüyleKöprüde fersiz gözler açılır üzüntüyleSabah, ızdırap çeken kalplerin akşamıdır.. Kollarını gererken iş bekleyen bir sandal,İlk ışıklar açılır esmer sularda dal dal;Rüya görür kıyılar bir uyanık uykuda.. Gecenin bir mehtabı andırırken sonları,Gemi fenerlerinin ziyadan bastonlarıKaybolur ağır ağır …

Devamını oku

Köprünün Geceleri

Bir saat, ta uzaklarda ikiyi çaldı…Şehir artık kâbuslu bir uykuya daldı…Sarınarak ben de eski bir pardesüye,Sağa, sola yıkılarak indim köprüye… Ne dizimde kuvvet, ne cepimde para…Bilmiyorum niçin geldim buralara!Hava berbat… Deniz ulur, gökyüzü ulurBu soğukta iliğime işledi yağmur…Bakmayarak fırtınanın boğuk sesineÇöküverdim köprünün bir kanepesine… Deniz bazan susup bazan homurdanıyor;Üsküdar’da birkaç ışık sönüp yanıyor:Eşelenen kıvılcımlı bir …

Devamını oku

Köprünün Çocukları

Güneş karşı dağlardan çıkarken yavaş yavaşKöprüde görülüyor hararetli bir telaşKemerlerden geçerken zerzevat kayıklarıSislere gömülüyor Marmara açıkları. Yeni gelen bir vapur çalıyor tiz bir düdükYanaşarak köprüye alıyor bir öpücükKöprü yangınlığıyla bu hoyratça buseninİnliyor tatlı tatlı… İnliyor derin derin… Ufacık bir istimbot ötüyor canavarca,Bu sesle sarsılıyor köprü dakikalarca…Artık o da uykunun zincirini kırıyor… Bu ihtiyar haliyle köprü …

Devamını oku

Üç Ağaç

Üç devrilmiş ağaçpatika kenarında kalakalmışunutmuş oduncu; söyleşiyorlarüç kör gibi, aşkla sarmaş dolaş. Veriyor kıpkızıl güneşsıcacık kanını budaklı odunlarave apaçık bağrındankokular karışıyor rüzgara Biri kıvrık, sarılmış ötekine, uzatıyorkocaman kolunu, titrek yapraklarını,ve üstündeki yaralaryalvarıp duran iki göz sanki. Unutmuş onları oduncuGidip birlikte olacağım, bu gece.Tatlı reçineleri sokacağım içime.Onlar ısıtacak bedenimi.Ve suskun ve sarmaş dolaş bulacak biziGüneş, bir …

Devamını oku

Elizabeth Barrett

38. Sone Beni ilk öptüğünde yalnız, yazı yazdığım bu elinParmaklarından aldı öpücüğü;Ve o zamandan beri elim daha beyaz ve daha temiz,Dünya-selamlarına cevap vermekte yavaş, meleklerKonuştuğu zaman “Aman dinle’yle,” çabuk.Bir yüzük takamazdım oraya Ametistden, daha güzel görünen,O ilk öpücükten. İkincisi birincisini geçti yükseklikten veArayıp bulmaya çalıştı alnı ve kaçırdı yarısını,Öbür yarısı saçın üstüne düştü . Hediyenin …

Devamını oku

Yel Değirmenleri

Yaşamak azaptır çok zaman,Dualara açıldı ağız.Tükendi dizlerde dermanAkşamı bulamayacağız. Sürülerini götürdü BeniisrailGitmek düştü adamlara.İmdada yetişti Ebabil,Kuşlar vurdu camlara. Geceye, göklere minnettarım,Mütarekenin verdiği haz.……………………………………..Gün doğarken bozuldu tılsım,Sokakların çağrısı sabah olur olmaz. Beni kurtaracak biri yok hazırda,Ölümün takibi henüz çok geriden.Mihneti esvap gibi geçirip sırta,Yel değirmenlerine hücum yeniden. Behçet Necatigil Sonraki yıllarda, ilk şiirindeki “azap” için şunları …

Devamını oku

Kahverengi

Ahşabı gıcırdıyorEfendimizNazik basabilir misiniz kalbimeSesiniz Gulliver kalıyorTahtakuruları inciniyorEfendimizSaat kulesinden atar mısınız sesiniziOysa nice şarlatandan ıskartaya ayırmıştım kalbimiKutsanmış sokaklarda ayak dirediRoma’dan kalan eski bir kitabe içindeYandı Neron’un emriyleÖksürdüm efendimizAmbara buğday doldurur gibi öksürdümAh bir bilsenizÇürük ceviz ayıklar gibi baktılar kalbimin içineŞişşSessiz olunTahtakuruları inciniyorOturma izinleri bitiyor ayın dönümündeTerkedilmiş sessiz bir mezarlık olacakKalbim ‘tahtalı köy’ kalacak Bu yazılanlaraEn …

Devamını oku

Muhatap

bunda merak edecek ne varbir mısra, hayat kurtaran bir mısraa’yı ne kadar uzatacağını bilmeyenlerden şairintikam alacaktırtercüme kokan yerli kahpeliklerdentelif olsa da fark etmeyecekotuzuna gelmiş ama yirmisine gelememiş kızlardan şairkırkına gelmiş ve adına para bastıramamış erkeklerdenhiç asabı bozulmayan, başka her yeri bozulanaptallar için tekrar etmek gerekirseşair intikam alacaktırküçücük elleriyle büyük davranmaktadırbunda haklıdır telefonlar şarzda, her şey …

Devamını oku