seni, anlatabilmek seniiyi çocuklara, kahramanlaraseni, anlatabilmek seninamussuza, haldan bilmezkahpe yalana art arda kaç zemherikurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdudışarda gürül gürül akan bir dünyabir ben uyumadımkaç leylim baharhasretinden prangalar eskittimsaçlarına kan gülleri takayımbir o yanabir bu yana seni, bağırabilsem senidipsiz kuyularaakan yıldızabir kibrit çöpüne varanaokyanusun en ıssız dalgasınadüşmüş bir kibrit çöpüne yitirmiş tılsımını ilk sevmelerinyitirmiş …
Kategori: Şiir
Şub 23
Gül Şiir
geceyarısı, karanlık bir bozkırdaışıklar içinde akan bir tren kadar yalnızımiçinde onca insan, içinde dünyasoluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkumve bilmeyen sonsuzluk nedirhaklı olan kim bu kargaşadaateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiirucu bucağı olmayan bu çığlığınortasında nasıl barışılabiliranlamak isterim, hangi yasabir beşikle bir darağacınıaynı ağaçtan, ne adına var edebilir sorular sormak için geldim …
Şub 23
Muleta
geçtikti bir gün haniormandan ve aydınlıkların fısıltısındankenti görmeye gittikti yağmurdayürüdüktü dar sokaklarda saatlercegirdikti sonunda yanık yağ kokuluçinko tezgahlı bir meyhaneyegöz göze geldikti sevimsiz bir papağanlademiştin o gün bana, anımsıyorumah, acısız boğulabilir insan eylüldü, mavi dönemiydi sanki picasso’nun-denize inen atlılar-sonra sonra guernica ve‘chat et oiseau’yıl bin dokuz yüz otuz dokuzyas içinde bütün dünyaşehirler yanmış yıkılmışgördüktü ne …
Şub 23
Zamansız Gül
yüreğimyorgunbir yıkıntının yüzyıllıkçaresizliğinde bembeyaz bir kuğudansüzülen kan kadar belirginduruyorumudu aşındıran sızı sakın gelme yanımazamansız bir güz mevsimiyaşanan şimdi burada Nur Bulum
Şub 23
Artık Kullanamam Seni
artık kullanamam senibir gül olarak aşk şiirlerimdeçok büyümüş, çok güzelleşmişçok ama çok kendin olmuşsun şimdi ancak seyredebilirim senibir nehri seyreder gibibir nehir ki yatağını bulmuştadını çıkarıyor her kıpırtısının her kıvrılışının, her balığınınve karla kaplı o mor dağlarınardında güneşin her batışınınbenimdir o dağlar, yalnız benim yol açtığın için sen onların içindenancak yansıtabilirim kendimi şimdisenin durgun akan …
Şub 23
Rüknettin’in Kalbi İçin Kehanetler
I rüknettin’in aynalarda ağladığı kadar var. bir mevsimin kıyısından tutarsan rüknettinkurak ovalara yağmurlar yağar,ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi,kalbin şiir olup vadilerini sular. senin de vadilerin vardır rüknettin!kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendinikurtarıp o yangında ilk önce kalbininiyedir, aynalarda azalır sesin. II doktorumben bu kalbimi sarınır örtünürümkış gecelerinde o nu yakar ısınırımüşürsem helak olacağımdan korkarım. doktorumgayya kuyusuna inmek …
Şub 23
Ses (İm) Duvardan Düştü… /… Kaldırın
(ses düşerse, kelimeler yara alır) – pardon,’seni seviyorum’ diyen bir ses buradan geçtimi acaba?– hayır bayan, görmedik bir adam çıplak sesle şarkı söylüyor,sesi üşeyecek diye çok korkuyorumbir kadın limanda günah çıkartıyor,günahları denizi kirletecek diye tedirgin oluyorum tut(ma) beni gecekaranlığında şarkılara gebe kalıyorum – pardon, ‘seni özledim’ diyen bir ses uğradı mı acababuraya?– hayır bayan, uğramadı …
Şub 23
Dilimde ay tutuldu…/…dilsizim
(akşam şaraba yatıracağım yüreğimi../..yarına bi’şeyciğim kalmaz) korunaklı şiirler yaz bana, sevgilim olmayan sevgili sağanak yağışlı günlerimde sığınacağım bir yer bulunsun bari, şiirlerde bir ev’cağızım olsun üç oda bir salon yalnızlığımı kiraya vereceğim heveslenme, senin için düşlerim başka aklını başından alıp, gezmeye götüreceğim ne güzel gülüyorsun, dudaklarında eski Istanbul resimleri öyle kal lütfen, yüzüme baktığın anın …
Şub 23
Unutuyorum Sensizliğe Alıştığımı
Aşkın ve acının vadilerindenGeçerek yürümeyi öğrendi kalbimGözlerin var mıydı seninGörebilir miydin duygularımınMaverada açan çiçekleriniEllerin var mıydı seninTutabilir miydin uzatsaydım ellerimiNefesin zor fırtına dağıttı bedenimiParmaklar arasında duman duman her akşamÖlümle randevumu hatırlayıp yenidenMezarıma yürürkenUnutuyorum sensizliğe alıştığımıİçimin kan rengi okyanusundaZıpkın yemiş balık gibi yüreğim. Nurullah Genç
Şub 23
Savrulan Külleri Ömrümüzün
Bir kızın kocaman gözlerinde gördümbulutların dağlara sessizce çöküşünü Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci Ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda Harelenen sularda bir yanık kokusu ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi Işık zamana bağlı zamansa onun kocaman gözleridir artık Anladım tarih de yazılmaz bir aşkın sayfalarına düşmüyorsa …