Sözlerim varsaVar demeksin Birinci Bölüm 1.Ağır bir zamandı sürekli ve anısızGözden önceki göz içinde yalnızSomut hayvanlar yürürdü hayvanlarlaAğaçtan önceki ağaçlar büyürdüAçardı hasatsız gökyüzünüUstan önceki sabah kanlarlaBulut tapınağında bir yıldız 2.Evreni tostoparlak uyur böcekDüşünde gökleyin kocamanGök mü yoksa böcek mi önceDuruşur bir anda geçmişle gelecekGeyik akarsurları özlediğinceHem su hem geyiktir akanDüşle gerçekleyin iç içe 3.Bildik bakışları …
Kategori: Şiir
Şub 23
Ölümün Kıyısındayım
Ölümün kıyısındayım,Kendim kendim değilim,Bir başkasıyım artık… Yok oldu benliğim,Geçmişimde kayboldu,Çocuklar gibi bağıra çağıra ağlamak isterdim…Çekiniyorum işte olmuyor,Çıkmıyor sesim… Öylece dolaşmak istiyorum,Sessiz, durgun bir deniz kenarına atmak istiyorum kendimi…Ne bir limanı olsun, ne de yolcu bekleyen gemiler…Yalnızlığımı doyasıya yaşamak istiyorum,Doyasıya… Sensizliğin “S” ini bile unutmak istiyorum…Ölümün kıyısındayım,Yalnız ve tek başıma… İbrahim Kiras
Şub 23
Yırtılan Kâğıt Gibi On Yıl
Şimdi anlıyorum insanlarNeden ölümsüz olmak isterÇünkü yetmez yaşanacaklarÇünkü bitmez özlenecekler BindokuzyüzseksenyedideÖlümsüzlük akla gelmezdiBindokuzyüzseksenyedideÇünkü ölüm düşünülmezdi BindokuzyüzseksenyedideGelecek yoktu aklımızdaŞimdi gelecek geçmiş olduGeçmiş gelmeyecek olsa da BindokuzyüzseksenyedideGökyüzü daha mı geniştiDaha çok insan ısınırdıGüneşler açtığında sanki BindokuzyüzseksenyedideDünya bitmez görünüyorduÇay tabağında şeker gibiOn yıl geçmez görünüyordu BindokuzyüzseksenyedideHerşeyi biliyor gibiydimYırtılan kağıt gibi on yılGürültüyle geçti bilmedim BindokuzyüzseksenyedideÖlümsüzlük akla gelmezdiBindokuzyüzseksenyedideÇünkü ölüm …
Şub 23
Huzurunda Biraz Yenileceğim
Seninle iki satır konuşmak için gayretler aldımBize gelişi üç yeni zelanda dolarıİnandım hep kontradan gelen yalanlaraMüdahale istedim iktisadi birimlerdenSana, bana ve tüm geçmişlerimizin ruhunaEnflasyonum düştü, işsizliğim artıştaİyi olmayacak hastanın ayağına yanlış teşhisCebimden piyasaya temsili kavimler göçüKuraklık, açlık hiç yoksa parasızlık Gıyabında biraz seveceğim seniBir mektup yazacağım uzun yıllar sonrasına Seninle iki satır konuşmak için harfler …
Şub 23
Köprüde Sabah
Gece, yavaşça siyah mantosunu sürüklerVapurlar, şimdi suya bırakılmış kütükler,Ufuk, banyo edilen bir fotoğraf camıdır.. Dağlar dudaklarını boyar pembe bir tüyleKöprüde fersiz gözler açılır üzüntüyleSabah, ızdırap çeken kalplerin akşamıdır.. Kollarını gererken iş bekleyen bir sandal,İlk ışıklar açılır esmer sularda dal dal;Rüya görür kıyılar bir uyanık uykuda.. Gecenin bir mehtabı andırırken sonları,Gemi fenerlerinin ziyadan bastonlarıKaybolur ağır ağır …
Şub 23
Köprünün Geceleri
Bir saat, ta uzaklarda ikiyi çaldı…Şehir artık kâbuslu bir uykuya daldı…Sarınarak ben de eski bir pardesüye,Sağa, sola yıkılarak indim köprüye… Ne dizimde kuvvet, ne cepimde para…Bilmiyorum niçin geldim buralara!Hava berbat… Deniz ulur, gökyüzü ulurBu soğukta iliğime işledi yağmur…Bakmayarak fırtınanın boğuk sesineÇöküverdim köprünün bir kanepesine… Deniz bazan susup bazan homurdanıyor;Üsküdar’da birkaç ışık sönüp yanıyor:Eşelenen kıvılcımlı bir …
Şub 23
Köprünün Çocukları
Güneş karşı dağlardan çıkarken yavaş yavaşKöprüde görülüyor hararetli bir telaşKemerlerden geçerken zerzevat kayıklarıSislere gömülüyor Marmara açıkları. Yeni gelen bir vapur çalıyor tiz bir düdükYanaşarak köprüye alıyor bir öpücükKöprü yangınlığıyla bu hoyratça buseninİnliyor tatlı tatlı… İnliyor derin derin… Ufacık bir istimbot ötüyor canavarca,Bu sesle sarsılıyor köprü dakikalarca…Artık o da uykunun zincirini kırıyor… Bu ihtiyar haliyle köprü …
Şub 23
Üç Ağaç
Üç devrilmiş ağaçpatika kenarında kalakalmışunutmuş oduncu; söyleşiyorlarüç kör gibi, aşkla sarmaş dolaş. Veriyor kıpkızıl güneşsıcacık kanını budaklı odunlarave apaçık bağrındankokular karışıyor rüzgara Biri kıvrık, sarılmış ötekine, uzatıyorkocaman kolunu, titrek yapraklarını,ve üstündeki yaralaryalvarıp duran iki göz sanki. Unutmuş onları oduncuGidip birlikte olacağım, bu gece.Tatlı reçineleri sokacağım içime.Onlar ısıtacak bedenimi.Ve suskun ve sarmaş dolaş bulacak biziGüneş, bir …
Şub 23
Yel Değirmenleri
Yaşamak azaptır çok zaman,Dualara açıldı ağız.Tükendi dizlerde dermanAkşamı bulamayacağız. Sürülerini götürdü BeniisrailGitmek düştü adamlara.İmdada yetişti Ebabil,Kuşlar vurdu camlara. Geceye, göklere minnettarım,Mütarekenin verdiği haz.……………………………………..Gün doğarken bozuldu tılsım,Sokakların çağrısı sabah olur olmaz. Beni kurtaracak biri yok hazırda,Ölümün takibi henüz çok geriden.Mihneti esvap gibi geçirip sırta,Yel değirmenlerine hücum yeniden. Behçet Necatigil Sonraki yıllarda, ilk şiirindeki “azap” için şunları …