İpini kopardığım yılların ötesindeBir cigara içimi konaklamak isterkenDüşlerimin haziran denizleriVurur kayalara, dökülür kayalardanHangi dalgaya tutunmaya çalışsamNereye çevirsem gözlerimiŞaşıyorum kendi kendimin ardından. Neredeydi, nasıldı, ne zamandıDüşlerimin çizdiği unutulmaz yollardanGörülmemiş sanılarla geçip gittiğimTutkuların mevsimlik çiçekleriKokulardan kokulara uçururken beniAvucumda bir özlem susuzluğu kaldıSes gibi, ışık gibi ölümsüz duyarlıklardan. Arasaydım, arardım bütün bileşimleriGizlerinden, giysilerinden soyutlayarakNe sorular sorardım düşünüyorum daPencereme …
Kategori: Şiir
Şub 23
Ayışığı Sonatı
– Birinci Şiir Bütün ışıkları söndürdüm Ardına kadar açtım penceremi. Nasıl beklediğimi bilirsin Unutma e mi? Bir beyaz kedi gibi gel pencereme Öyle sessiz gir içeri. Yalnız oturamıyorum artık Sıkılıyorum geceleri. Bir kilim ser odama, dört köşeli Üstünde asma yaprakları olsun; Dost yüzlü gölgeler içinde, Misafirim olursun. – İkinci şiir – Küçük avuçlarımı hatırlarsın …
Şub 23
Sımsıcak Çok Yakın Kirli
Damakta serçe gibi seken bir şarap şimdiUstamın üzüme attığı enfes düğüm;Ve gözetimi altında çarkıfeleklerinUzak buzulların soluğuna yatırılmışBinlerce saptan çekilen şu narin rakıKumaşı çürütüyor lâcivert-beyaz hışmıyla,Nicedir içimde taşımakta olduğumUçuk Minerva’ya göktaşları gönderiyor;Bir çözülme dilimde sulardan yıldızlardan,Diyorum; nerede olursa olsunBir ısırganı bile koynuna alıp yatabilir insan,Bu lebi deryanın,Bu gelinciklerin,Bu işin ve eylemin,Bu hayatın, ölülerin ve kahramanların,Reçinenin ve …
Şub 23
Eros İle Thanatos
sana sarı bir yaz gönderdim onu bir zaman gibi koynunda sakla önce kuytular göle çekildi ayrılık, ayrıldığın yerde değildi herkes, artık, elbette dağ’dır biraz ve sarı yaz senin perden suya gömdün yaprağın adını bir kentin hüznüne benzedin birden aşklar kimliksizleşti: süslü zamanlar! sen ki kendi kendinin özleminden sıkılırdın… sorardın: ‘olur mu, anlamak aşkları eski güllerden?’ …
Şub 23
Çok Şükür
Deli gönül, neyi özler durursun ?Acınacak dostun, cânanın mı var ?Dünya yansa yorganım yok içinde,Harap olmuş evin, dükkânın mı var ? Hatır, gönül bulamazsın birinde.Dama dedi dişisinde erinde,Vatan dedikleri yangın yerinde,İnsanlığa hâlâ imânın mı var ? Nene yetmez senin şu kuru kavalPîr aşkına sıkıldıkça durma, çal.Maltadaki kurnazlardan ibret al,Paran mı var, bağın, bostanın mı var …
Şub 23
Denizin Beklediği
Seni sevmek mor denizlerdi birazNe kadar gidilse bir o kadar bitmeyenUmutlar ve yıkışmalar ardında direnilenSeni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz Seni sevmek yaşamanın aşılmaz büyüklüğüSeni sevmek kan dolu yüzyılları korkutanVe sığınıp ılık kıyı kentlerine bir akşamSeni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü Varılırdı daha saydam günlere isteselerİsteseler yalnızlık giremezdi evlereSeni sevmek bir kırlangıç olacak bekleselerVe uçacak …
Şub 23
Zara’da
Ayaklarının ucuna basa basa sokul,dur arkamda,ellerinle gözlerimi kapa.Topu topu kaç defa göz göze geldik,kaç defa tuttum ellerini…İnan ki,ister İstanbul’da olayım,ister Zara’daaklıma gelmez bile…Askerim, nöbetteyim, vakit gece,bölük uyur,insan, olur olmaz şeyler kurartek başına kalırsabir gemici feneriyle. 1949, Zara Arif Damar
Şub 23
1949
Ne zaman yüreğime eğilip baksameski aşkımdan kalan kırıntılarınparıldayıp söndüğünü görürüm Bir yaz gecesinin karanlığında gözlerimilerde yan yana duran iki gölge seçeristasyon binası köprü merdivenlerrumca söylenen bir şarkıyı dinlemek içinkulak kesilirsonra bir tren gürültüyle gelip geçer Ne zaman yüreğime eğilip baksam İstanbul, 1949 Arif Damar
Şub 23
Alacakaranlıkta
Akşam karanlıklarla sarmaş dolaşSen de sarılmışsın yalnızlığına,Taksiler kurşun gibi gelir geçerTroleybüsler salına salına. Tek tük kadınlar aydınlatır caddeyi.Genç kızlar beyaz neonlar gibi.Ortancalar gül rengi ışık saçar,On beşine varmamışlar masmavi. Sen de yalnızlık saçarsın.İçmeye korkarsın, efkâr basar.Ağlayamazsın elâlem var.Şapkanı bile çıkaramazsınSaçlarını uçurur rüzgâr… Gittim deniz kıyısına oturdum.Akşam karanlıklarda sarmaş dolaş,Ben de denize akıyordumIrmaklar gibi yavaş, yavaş… …
Şub 23
Kalp Kalesi
kalp kalesi! ben sanasürgün, sen bana hüzündayanır mı hüsn ü aşk bukırgındır yollar döndükçeburçları bengisuyunda Aşk’ınve kimbilir hangi soyunda güzün kalp kalesi! sen yaslı Söz’ünkopar zincirlerinihem oğlun hem mahpusunolan Söz bu! hem gecehem gündüzün kanadını açatım, geç ateşi ve… Hüzün kalp kalesi! her dizebir gizli bahçedirsevda senin hisarınah çeken kılıcınbir düğüm olan adınsonunun başındadır yazve …