Kategori: Şiir

Vedia

düşkün gölün hüznüdür geceleyin ağlar/da balığını yollamak düşkün balık acılı geceleyin ağlar/da gölüyle vedalaşmak  solucanın vedası toprak kokan yurduna düşündürmez kimseyi               Müntehir mi olmalı Barış Özdemir

demir tozu

beni su olduğuma inandırıyorlardı hikmetbeni daha başka bir şey olamayacağımabeni iyi ki size inanmamayaçok söylüyorlardı hikmet, tekrar ne fena beni bir su birikintisiyle karıştırıyorlardıdağlardan inip gelmiş olanlakapalı şeylere hiç sevinmemiştim dağ yolları gibiydim kim gitse doğru yerde olmak istemiyordum hikmetbazen sende u harfini düşünüyordum olmuyordu kavram olmaya hazır değildimsizinle olmaya hazır değildimbeni içinizde bir tarladan …

Devamını oku

Yaza Sızıla

”Ölüm harfleri ha! dedi, onlar sizin ölümünüzü de yazmayacak mı?!” I Rengarenk uçurumlarım vardı benim, eskidenRengarenk çıplak güçlerim-onları salardımüstlerine, rüzgarda oraları ürperirdikadınların, gölgelenirdi yüzüm, iki kayaarasında kalır, acırdım. Yolunu şaşırmışbir kadırgaya incelirdim, eskiden. Çok eskiden… izler bulur, yazıtlarda adımı okurdum,su yazıtlarında. Bakın, bir hayvanım da vardı,beni büyüten, çok yaşlı ……………..bir kaplumbağa ……………………….., hep o anlatırdı …

Devamını oku

Kapına Geliyorum Bugün

Gökyüzündeki tüm mavileri toplayıpbasmadan yol-üstü papatyalarınaboynunu düşleyerekve düşmeden kapına geliyorum bugün Yamalarımdan taşan yaralarımlaöperek bir nehri yatağındanellerimi toprakla yıkayarakve kurulamadan kapına geliyorum bugün Alıp gırtlağımdaki güvercin ölüsünüürkütmeden tel-aşığı posta kuşlarınıkeskin gagalarından öperekve ıslatmadan kapına geliyorum bugün Bütün güzel okul-bahçesi çocuklarıyladokunmadan ceplerindeki mendilesırma saçlarını okşayarakve harçlıklarıyla kapına geliyorum bugün Ve n’olur gül kurusu sevgilimgülen yüzünü düşürmedenyeşil …

Devamını oku

Zurnanın Zırt Dediği Yer

Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmamış;Ama size kalacak .Olur a, Sultan Süleyman bilememiş işini;Ama siz bileceksiniz.Şöyle sizinle beraber üç beş kişi;Öte yanı kör dövüşü.Bir gün yaşamışsınız, ömrünüzde bereket;Akşam olmuş kendiliğinden;Bir konağınız var dayalı döşeli;Kapıda arabanız, oda oda mutluluğunuz;Kadehte kuş sütü var,tabakta minare gölgesi…Biraz da aşk masalı ekleyin bu düzene;Eklediniz mi?Oh, yaşamak ne güzel şeymiş be!Güzeldir tabii… …

Devamını oku

Zara’da

Ayaklarının ucuna basa basa sokul,dur arkamda,ellerinle gözlerimi kapa.Topu topu kaç defa göz göze geldik,kaç defa tuttum ellerini…İnan ki,ister İstanbul’da olayım,ister Zara’daaklıma gelmez bile…Askerim, nöbetteyim, vakit gece,bölük uyur,insan, olur olmaz şeyler kurartek başına kalırsabir gemici feneriyle. 1949, Zara Arif Damar

1949

Ne zaman yüreğime eğilip baksameski aşkımdan kalan kırıntılarınparıldayıp söndüğünü görürüm Bir yaz gecesinin karanlığında gözlerimilerde yan yana duran iki gölge seçeristasyon binası köprü merdivenlerrumca söylenen bir şarkıyı dinlemek içinkulak kesilirsonra bir tren gürültüyle gelip geçer Ne zaman yüreğime eğilip baksam İstanbul, 1949 Arif Damar

Alacakaranlıkta

Akşam karanlıklarla sarmaş dolaşSen de sarılmışsın yalnızlığına,Taksiler kurşun gibi gelir geçerTroleybüsler salına salına. Tek tük kadınlar aydınlatır caddeyi.Genç kızlar beyaz neonlar gibi.Ortancalar gül rengi ışık saçar,On beşine varmamışlar masmavi. Sen de yalnızlık saçarsın.İçmeye korkarsın, efkâr basar.Ağlayamazsın elâlem var.Şapkanı bile çıkaramazsınSaçlarını uçurur rüzgâr… Gittim deniz kıyısına oturdum.Akşam karanlıklarda sarmaş dolaş,Ben de denize akıyordumIrmaklar gibi yavaş, yavaş… …

Devamını oku

Kalp Kalesi

kalp kalesi! ben sanasürgün, sen bana hüzündayanır mı hüsn ü aşk bukırgındır yollar döndükçeburçları bengisuyunda Aşk’ınve kimbilir hangi soyunda güzün kalp kalesi! sen yaslı Söz’ünkopar zincirlerinihem oğlun hem mahpusunolan Söz bu! hem gecehem gündüzün kanadını açatım, geç ateşi ve… Hüzün kalp kalesi! her dizebir gizli bahçedirsevda senin hisarınah çeken kılıcınbir düğüm olan adınsonunun başındadır yazve …

Devamını oku

Çürüyen Otlar

I Bilinmez hangi şehirdeYaşarsın aşktan habersiz,Küçük çakıl taşım, nasıl bulayım!Kaybolmuşsun bir kocaman nehirde. Bu kimin çocuğu, der, seni görenler.Benim çocuğum, diye, sesim gelir uzaktan.Bunca kötülüğü bağışlatır bakışınYanakların kızarır ağlamaktan. Bir gün sokakta rastlasam, elleriniAlsam avuçlarıma okşasam.Sıcaklığını tanır da mısralarımdanKız kardeşimsin sanırlar belki. Son orada, ben buradaBirbirimizden habersizAyrı yaylalarda yeşeren otlar gibiBekleye bekleye çürüyeceğiz. II Senin …

Devamını oku