Seni seviyorumçağladıkça coşan suestikçe dellenen rüzgarekildikçe anaçlaşan topraköğütler bunu bana seni severkentürküden türküye geçer ırmaktoprak yaz yağmurlarıyla oynaşıröğle tozlarıyla dolanır rüzgar ufkuadınla uyarırlar beni seni seviyorumbağda çillenen salkımdalda allanan meyvaöttükçe kendini tüketen kabakçı kuşuöğütler bunu bana seni severkenyaz güneşi şehvete boğar bahçeyikükürt adetleriyle solar bağ yapraklarıballı incirde yaşar -bin bir cilveli- aşklarınıturunç gerdanlı kuşlarhaberler getirir …
Kategori: Şiir
Şub 23
Bir Sevda Türküsü
Sokul yanıma,çığlıklar dolarken kentin sokaklarınayirmidört ayar yankılar düşer dağlardan.Üşürüm kar giyinmiş ağaçlar gibisımsıkı tut ellerimiki,bir kır çiçeğikorkusuzluğuna ulaşayım.Tuz ekmek ve şarap kadar kutsal,okunması düşlenen bir kitabınel değmemiş koyakları kadar gizemli,sevdaya ait ne varsa içimdesırtımda taşıyorum akşamları.Rüzgarın baştan çıkarıcı çağrısına kapılıpipini koparan uçurtma gibiçılgın olmak istiyorum,bu yüzden,görmüyor musun kollarımsana uzanıyor savaş alanınıntam ortasındanPeşimde kanıma susamış canavarlar …
Şub 23
Sevgili
Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne;Saçlarım içindedir saçları;Hali var, ellerimin halinden;Rengi var, gözlerimin renginden;Kapılmış, koyulmuş gölgeme,Göğe karşı bir taş gibi. Gözleri var, açıktır, herdaim,Uykuyu haram ettiren bana;Ya güneşleri önüne katan,Ya o ışık delisi rüyaları,Güldürür ağlatır da güldürür beni,Söyletir bilmeden ne söylediğimi. Paul Eluard
Şub 23
Hiç Kimse Bilemez Beni
Hiç kimse bilemez beniSenin bildiğin kadar Gözlerin, içinde uyuyupKoyun koyuna uyandığımız gözlerin,Ağarttı dünyanın tüm geceleriniİnsan parıltılarınla senin Gözlerinden başladı yolculuğumDünyalar ötesine anlamlı bir güzellikİçinde binbir hevesle uçtuğum gözlerin Gözlerinde yansıtırdı biziBitip tükenmeyen yalnızlığımızO bakışlar değil ki şimdi gözlerindeki Hiç kimse bilemez seniBenim bildiğim kadar Paul EluardÇeviri : Sacide Üçer
Şub 23
Gel Bahar
Ben mi çıldırmışım, sen mî delirdin?Yalvaran sesimden bu kaçış neye?Git dediğim zaman koşar gelirdin, Gel şimdi de inan bu efsaneye! Şimdi günler birer peymanedir gel! Yıllardır kaybettim o tatlı sesi, Bir türlü içimde ötmez o bülbül, Bir ömre bedeldi bir tek nağmesi, Hem ötmez, hem içten gitmez o bülbülKalbim sükûtuna kâşane oldu.………… Hasret dedikleri zorlu …
Şub 23
Son Hatıra
Adını ellerimle çizdim altın kumlara,Küçülen gözlerimde kurudu son damla yaş;Kumsal, deniz, sal, rüzgâr senden en son hatıraSolan ruhumda sana bembeyaz bir soğuk taş!… İşte, rüzgâr esiyor, dalgalar coştu yine,Kumlara işlediğim hayalin de kayboldu,Hicranınla yanarken ben derinden derine,Karşında, solan yüzüm gibi, güneş de soldu… Dalgalar, sürükleyin beni de enginlere,Kumların arasında ben de bir parça taşım…“Ayrılmayız beraber …
Şub 23
Bu Şiir Kömür Kokar
öyle insanlar gördüm ki ölüm peşlerine düşmeye korkardı kılları uzamış hayvanların yanı sıra ya kuyulara iniyorlar ya kuyulardan çıkıyorlardı kazmaları kürekleri lambalarıyla ya insanlar gibi toprağın üstünde ya köstebekler gibi toprağın altındaydılar bir düdük sesinde bütün şehir ayaktaydı dağlara tepelere doğru bir ayaklanmadır başlıyorduikinci düdüğe kadar bütün şehirde tıs yoktu uyudum uyandım hep aynı seslerdi …
Şub 23
Çaylar Kuyusu
Ana, kardeş çocuk bıraktılar geldiler, Yeryüzünden yüz kırk metre aşağıya indilerBir uğultu duyuluyor, neyleyim neyliÇıkamadılar tam kırk sekiz kişi idiler…. Yüzbeş işçi indi yeraltına bir postadaKırksekizi kaldı yeraltında bir postadaİncir Harmanı bölümünde Çaylar KuyusuAğır olur kara gözlü kömürlerin uykusuÇeker kucağına Ereğli’den, Devrek’tenNice uykusuz garipleri bir anda uyuturÇaylar Kuyusu derler bir derin kuyudur. Ceyhun Atuf Kansu
Şub 23
On Altı Ton
Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştırZavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştırKas ve kan ve deri ve kemiklerZayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırtOn altı ton yüklersin, eline ne geçerDaha da yaşlanıp daha da borca batarsınAziz Peter beni çağırma çünkü gidememRuhum şirkete zimmetliGüneşin ışıldamadığı bir sabah doğdumKüreğimi alıp madene doğru yürüdüm9 numara kömürden on altı …
Şub 23
Yukarda
Uzak bir göğün altındaydı deniz,Suskunluğun adak testisi,Kocaman deniz suların altında.Dipte maviliklerin oynaştığı,Küçük bir balığın kanadı gibi yalnız,Umutsuzluğun bir anlamı kalmadığı,Kumlara gömülmüş ya da kayaya takılmışÇapanın, gemisini bekleyen çapanınAltında, toprak başlar ya, sonra daMaden, az önce çökmüş madenin altında,Lamba söndükten sonra yıkılmış tavanınVe duvarı tutan kalasın altındaTek başınaydı işçi, karanlıkYok etmiş gözlerini amaKendindeydi daha ufak bir …