Şevkız ki dem-i bülbül-i şeydâdâ nihânızHûnuz ki dil-i gonce-i hamrâda nihânız Biz cism-i nizâr üzre döküp dâne-i eşkiÇün rîşte-i cân gevher-i ma’nâda nihânız Olsak n’ola bî-nâm ü nişân şöhre-i âlemBiz dil gibi bir turfa mu’ammâda nihânız Mahrem yine her hâlimize bâd-ı sabâdırDâim şiken-i zülf-i dil-ârâda nihânız Hem gül gibi rengînî-i ma’nâ île zâhirHem neş’e gibi …
Kategori: Şiir
Şub 23
Bir İçki Şarkısı
Ağzımızdan dökeriz kadehi Aşk ise girer gözlerimizden; Yaşamın bilinecek gerçeği Yalnız bu, yaşlanmadan, ölmeden. Ağzıma götürüyorum kadehi, Sana bakıp iç çekiyorum ben. William Butler Yeats Çeviri: Osman Tuğlu
Şub 23
Kahverengi Peni
FISILDADIM ‘Çok gencim, ‘diye Sonra da, ‘Yaşlıyım’ diye, ‘oldukça’; Aşk olasılığım var mı bilmek için Bir Peni fırlattım havaya. ‘Git ve sev, git ve sev, genç adam, Eğer gençse ve güzelse kadın.’ Ah Peni, ah kahverengi Peni, Düğümlendim düğümüne saçının. Çetrefil bir şeydir ah aşk, Yoktur içindekileri bilecek kadar Yeterli bilgelikte kimse, Ta ki uzağa …
Şub 23
Lethe
şiir, şiirin kurdudur işte zümrüt ve sürüngen bir dize gidiyor;-gidişi öteki şiire doğru’dur şiirdir seni saran sur kalbim, usul bir düden ve sanki bir büyüden artakalandı ve aktıydı yazları söylete söylete lethe! yeşil bellek! sen de unuttundu yurdunu ve birdenbire kendi suyunu terk eden bir ırmak gibi aktındı şiirden şiire Hilmi Yavuz
Şub 23
Akşam ve Kandil
mevsimidir, kendi hüznüme döndüm… akşam annemle aramda bir süs gibi dururdu; saatler rikkatle vururdu; özensiz bir eşya kuraklığı dağılmış bahçemize; ve her şey kandil… hangi ağacın yapraklarını siyah kadifeyle örttün Ölüm? hangi Söz’ü bana verdin de benden geri aldın, ey Dil? Birden mevsimler selsebil Aktılar; görünmemekti dileğim; Siyah kadife sızdırıyor, Işıkta yağlanıyor gül, Odamda kirli …
Şub 23
Şükrü Erbaş ve Bir Şiirin Oluş Yapılış Yazılış Süreci
Beni şiire genellikle bir küçük ayrıntı, herkesin geçip gittiği silik bir görüntü götürür.Kalabalık içine sıkışmış bir sessizlik, doğayı çın çın inleten bir yalnızlık, bir gözyaşı kurusu, tedirgin parmaklar, kekeleyen bir ses, bir hançer gibi eğri alın çizgileri, düğüm düğüm kirpikler, düştüğü yeri oyan bakışlar, vazgeçişin menevişlediği bir yüz, kimsenin duymadığı bir iç çekiş.… Her biri …
Şub 23
İbrahimin Yıldızları Yakaladığı Gece
İbrahim’in yıldızları ilk gördüğü geceyi hatırlar mısın?Satürn’e bağırdı: ‘Sen benim Rabbimsin!’Öyle mutluydu ki! Seher Yıldızını gördüğünde Ona bağırdı, ‘ Sen benim Rabbimsin’ Ve onlar batıp gittiğindeÖylece parçalandı. Dostlar! O bize benzer:Batıp giden yıldızları bir ilahlaştıran da biz değil miyiz? Vefasız yıldızların vefalı yoldaşlarıyızPorsuk gibi birer toprak kazıcıyız; arka pençelerimizin gerisindeUçan kiri hissetmeye aşığız Ve kimse …
Şub 23
Gizemli Gül
Gül gibidir ruhum, ve dikenidir bedendeki şehvetBahar Allah’ın rahmeti, gazabı ise soğuk kış Tomurcukları iyi ameller, dikenleri bedenin ayıbı Faziletle süslenir o, ve cennette huzur bulur. Vakit eriştiğinde, bahar vasıl olduğunda, Allah’ın gülü olacaktır, tek seçilmiş olan. Angelus Silesius
Şub 23
Dünyada Tükenmez Murat Var İmiş
Dünyada tükenmez murad var imişNe alanı gördüm ne murad gördümMeşakkatin adın Murad koymuşlarDünyada ne lezzet ne tad gördüm Ölüm var dünyada yok imiş muradGünbegün artıyor türlü meşakkatKalmamış dünyada ehl-i kanaatİnsanlar içinde çok fesat gördüm Nusveran-ı Adil nerede tahtıSüleyman mührünü kimse bıraktıResul-i Ekrem’in kanunu haktıHer ömrün sonunda bir feryat gördüm Var mıdır dünyaya gelip de kalanGülüp …
Şub 23
Geçen Şey
Kocaman yıldızlar altında ufacık dünyamız, Ve minnacık bir “hane”: Kokar kır çiçekleri gün ağarmadan, Anısız, uykusuz, Kokar nane. Ta öncelerden beri mestolmuş herkes, Bir bakıma her şey “mestane”. Hayal edilir nazlı yar yönlerden, Aşk ile kuşlar süzülür, Değisir gökler şahane. Farkında değil gönül, Sanki hepten divane; İçimizden, dışımızdan Geçer vakit Zalim, zalimane ! Fazıl Hüsnü …