Kategori: Şiir

Öyle Günler Gördüm ki

Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıpBahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıpYüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışiklar gözlerimi oyardı,Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı. Öyle günler gördum ki, duvarlar gelir dile,Gözumde canlanırdı eşkiya masalları.Varlığımı sarardı, hain …

Devamını oku

Bir Hırçın Yürek İçin

ne sağnaklar görmüşüz,yarılan gökyüzündenalnımız yıldırımlarla ağmış.. ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda,coşkusundan kırılmış kaburgamız.. dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız,aşmışız ne zifir uçurumlar.. …yine de ürkütmeden öpmüşüz bir ceylanı gözlerinin yaşından.. …incitmeden tutmuşuz ağzımızda yorulan kelebeği.. şimdi asmalardan korukların tadı silinmiş.. sesimizde sendeleyen bir keder..uykusuzluk serin serin sızıyor acıyan tenimizden..ziyanı yok,nasıl olsa gönlümüzde aşkın yeri çok derin… ne …

Devamını oku

O gitti

… KoyduFincanına çayını.Sütle de karıştırdı.Kül tablasına,Koydu sigarayı.Dudaklarına götürdü,Sıcak fincanı.Kalktı sandalyeden.“Otur” dedim.“Geciktim” dedi.Geri gelmeyecekti.Biliyordum.Kahve fincanını,Götürdüm dudağıma.Soğumuştu.Yanımdaydı.Dokundu yüzüme.Konuşmadan benimle,Ayrıldı yanımdan.Kapı sesi.O gitti.Bir pazar sabahı.Ve ben ağladım. Şafak Temiz

Yürek Çağrısı

Acılı yağmurlarla düşmüşüm yereTatlı su göllerine akamıyorumYüzüm yüreğim deprem dalgasıBu gül kıyımlarına bakamıyorumHer sevi bir türküdür bağrımdaHer öfke bir ağıtAğıtlar kuşatmış dört yanımıKendi türkülerimi haykıramıyorum Şarkılarla bezeniyor ufuklarYüreğim patlıyor dağbaşlarındaYüreğimSancımı duyar mısın yaralarındaKuş seslerinde yas nağmeleriŞarkılar sabır ve çile makamında Mendilimde öfke çıkınımda bilinçUykusuz kalır mısın kitaplarımaDudaklarımda hüzünAvuçlarımda sevinçKulak verir misin çığlıklarımaDağları aşarak gelmişim sanaDemir …

Devamını oku

Yenik Serçe

Iyabanve asidağlara dağılan taylar gibive yangıngençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi adana’da yollara dizilmiş garlardaçığlık çığlığa peronlardaçocuklar gibiydi gözleri /adı nevinşarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin…/ IIo, kanadı kırık bir kuştubeyaza vurulmuştukimseler görmnedi bir başka renk sevdiğinikimselergörmedi kimseler kirlendiğini… /adı nevinhüzün kokar ve korkardı geceleyin…/ III“kendini martılarla bir tutma” derdim; “senin kanatların yok. düşersin, yorulursun, beni koyup …

Devamını oku

Diyalektik Mutsuzluklar

bir uzak sabah denizidir gittiğin kapıellerinde rüzgârın taşınmaz çamurları varköpürmüş soylarımı toplarken çürüyen yanlarımdaninan batmış şehirler gibi onarılmaz anılargözlerinde unuttuğum o eski aciz mirasalmaya gelsem soluğumda dalgın yosun kokusubiliyorum artık hiçbir gemi beni taşımazve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibiterk edilmek korkusu susarsın bir silahsızlanma akşamısusarsın dudaklarında ıslıklar kanaröpülmez dudakların ıslık yarasımavzerdir dokunmalarım kirvem …

Devamını oku

Canlı Hava

Önüme bakar bakmazSeni gördüm kalabalıktaBuğdaylar arasında seniAğaçlar arasında Sonunda gezileriminAcılarımın sonundaDönemecinde gülüşleriminAteşlerde sulardaSeni gördüm yazın kışın Evimde seni gördümKollarımda seniDüşlerimde seni gördüm Senden ayrılmak yok bana Paul EluardÇeviri : Abdullah Rıza Ergüven

Arkadaş

Bugünlerde bir akşam, şehrin aynalı gazinosuna ve aynaların içineSelim-i salis gibi oturacağım.Önümde rakı, dışarda akşam, akıntı,kayıklar ve gelip geçen,Meyhanenin kapısından, iki elini gözüne siper edip bakan birisi:“Bu herif aşık!”, diyecek.Saçları perişan, dudakları mürekkepli, halibencileyin serseri bir kızıBüyük bir sandal-Akıntının içinden çekip-Rakı kadehimle benim arama bırakacak.Diyeceğim:“Bu akşam değil, bir başka akşam, seni alıpbir kocaman şehre götüreceğim:“O …

Devamını oku

İmge Dedim Adına

Son çocukluk da bitmişti ömrümdeDüşlerim belki kış ölüsü belki yazKırlara bahar yetmese de içimdeYüreğim nar çatlamasıydı sana kadarDilimde sözcüklerin çelik direnciSesimde ölüm rengine inat aşklarMavilikler yasaklandı gökyüzündeÖzgürlüğü kuş kanatlarında bekledimDoğduğum gün adına “imge” dedimSevdim bütün insanları insan yanlarınıSen de seveceksinDallarına su yürümüş ağaçlara güleceksinKar yağsa da yaktığın ateşler üstüneAteşi yüreğinle körükleyeceksinKuş sesleri de ertelenebilir güne …

Devamını oku

Yoldaki Soru

… tek gerçek yolculuk, aynı gözle yüz değişik ülkeyi dolaşmak değil, aynı ülkeyi yüzdeğişik gözle görebilmektir. M. Proust kovalarken karanlığı alnımdaki asfaltuykunun köşetaşlarını sallayan arayıştayanıp ıslanan ışıklarda buruşur anlamgece alabildiğine sarmalarken evrenimiuzağın iki fersah gerisindeyine yalnızlık yine yalnızlık. ne zaman başımı göğe indirsemserçelerin yüzdüğü çöldeçepeçevre kaplıyor hüzün denilen şeyisöndürdüğüm izmaritin içindeki benkaçabilmek isterdim ve ankarada …

Devamını oku