Kör bir kuyuda yitirdim suretimi belki bir yezidiyim Bir ceylanın gözlerine akşam çökünce Sanki yağlı kementler dolanıyor boynumda Düşlerimde kanlı çocuk kundakları Delik deşik ağıtlar bin yıllık çıban Eski bir yalan oluyor babil söylenceleri Toprağa ateşe su ve rüzgâra Kan damlıyor avestanın sayfalarından Her coğrafyaya bir renk işledim belki bir çingeneyim Kırlarda unuttum desem de …
Kategori: Şiir
Şub 23
İnsan Tutkusudur
İnsan tutkusudur, ona benzer Yaşken güneşle dağlar gezmiş… Yorgun gelmiş bir kedidir insan hayatı yinelemekten. Kalbine koy, uyuyakalır Tırnakları gevşer, mırıltısı damlar damardan Unutur bazen kurutulduğunu Bu var ya, bu tutku, her gece kazana atılır rüyasında Sabah, acı da pıhtılanır. Esirlerden alınma kandan böyle bir huy geçmiş Akşam, açılır ansızın bir rüzgârla tutkunun arka kapısı …
Şub 23
Resim Arkası
Mahvolur bir gün vücûdum, nur-i çeşmim söner,Mahvolur ekdâr-ı dil, mâdûm olur âlam-ı can.İntifa bulmak bilir mi şule-i hıbb-ü vedad,Perde-i zulmetle mestur olsa zîr-ü asuman.Resm-i hüzn-âlûduma atfeyle gâhi bir nazar,Muhterik bir kalbi yâd et, rûh-i zârı şadman. Yaman Dede (Yaman Dede’nin 20-21 yaşlarında resminin arkasına yazmış olduğı şiirdir.)
Şub 23
Yâd-ı Sabâvet
Handân ki çeşm-i giryenâkim,Bir sur idi her zamanım evvel.Mahvolsa da arz yoktu bâk’im.Pürnur idi asumanım evvel. Günler geçer ıstırap içinde,Ten mahvolur ah-u zar içinde,Mes’ut görünen azap içinde,Rahat nerede, mezar içinde… Yaman Dede (Yaman Dede’nin 15-16 yaşlarında yazdığı şiir.)
Şub 23
Gazel
Hâl-i sekrim zâil olmaz, târumâr olsam da ben,Neşvedârım, gussa bilmem, dâğzâr olsam da ben. Âlemi bir noktadan fark etmem asla fariğim.Gözlerim dünyayı görmez pürhasr olsam da ben. Her taraftan derd-ü mihnet savlet eyler sineme,İştika etmem elemden eşkbar olsam da ben. Sen mi meyden, bâde mi benden harap olmuş, nedir;Bir harab –ender– harabım şehriyar olsam da …
Şub 23
Geh kar yağar idi geh karanlık
101. Sihr ile yağar o deste âteş / Gâhice de ef’i-i münakkaş101. Büyüyle o çöle ateşler, bazen de nakışlı ejderhalar yağarmış. 102. Allâh muîn olup geçersen / Kalb şehrinin âbını içersen102. Allah yardım eder de geçer; Kalb şehrinin suyunu içersen, 103. Kıl andaki kîmyâyı hâsıl / Gel bunda ol işte Hüsn’e vâsıl103. Ordaki kimyâyı elde …
Şub 23
Kan ağlasın bu dide-i dür-bârım ağlasın
Kan ağlasın bu dide-i dür-bârım ağlasınAnsın benim o yâr-ı vefâ-dârım ağlasınÇeşm ü dehân u ârız u ruhsârım ağlasınBaştan başa bu cism-i siyeh-kârım ağlasınAğyârım ağlasın bana hem yârim ağlasınGûş eyleyen hikâyet-i esrâr’ım ağlasınNâ-dide bir güher telef etdim dirîg u âhHâk içre defnedüp gerü gitdim dirîg u âh Zât-ı şerifi âleme bir yâd-gâr idiFakr u fenâ vü …
Şub 23
Şiirin Dip Sularında
1 Yeni bir dize’yi pencereden uzatıp, güneşe doğru tuttunuz mu akşam üzeri, hava esintiliyse eğer, pır pır ettiğini görürsünüz ışıltılar saçarak yer yer. Kimi kez elinizden kaçtığı da olur; tepe, göl, koru,tarlalar, karşı dağlar derken bulutlara karışır gider.Boş kalır şiirdeki yeri. Artık dilinizde bir soru : Nerde benim düş kelebeğim, ışıktan kuşum? Neydi zoru? Yokluğunu …
Şub 23
Eylül; Belki Son
güller vazgeçti, çocuklar büyüdü kuzeydeki vadiden geldi eylül belki birkaç sıcak gün daha sabahlarında üşüdüğüm epey uzağımda kaldı içimden geçen yol okunmuş bir kitaba kimseler dokunmuyor sığlaştı yüzümdeki gamze, kuytularım boşaldı toprak sert, yeni bir cümleye başlamak zor bacasındaki duman, duvarına yaslanmış ağaç bozmuyor kırdaki evin yalnızlığını akşam, ölü kuşlar gibi düşüyor bahçeme gece omzumda …
Şub 23
Eksen’den
-İpek’e- I Yola çıkıyorum Olağan ve sıradan bir şey sanki Bu kez de yola çıkmak. Kökler beslemez olur gövdeyi, gitmek gerekir. Yola çıkıyorum. Aşarak kendine kapanan labirentlerini kuşkunun, Varoluşun, yokoluşun korkusunu Bir ipek örtü gibi savurarak boşluğa Zamanın küllerine gömerek nasır bağlayan sevinçleri, Acıları… III Bir mavide yol alıyorum. Umut ya da umutsuzluğunuzu, düşlerinizi, karabasanlarınızı, …