Kategori: Şiir

Susamak Özgürlüğe

Artık ayrılmak gerek, sevdiğim; ne yıkıcı,Ne de acı gelsin bu bize. EskidenPek çok ay ışığı vardı, pek çok kendimize acıma;Bitirelim bunu burda; çünkü günHiç böyle yiğitçe dolaşmadı gökyüzünde,Yürekler hiç böyle susamadı özgürlüğe,Dünyaları yıkmaya, ormanları yakmaya.Tutamayız bunları, biz şimdi kabuklar gibiyizTohumların büyüdüğünü gören bir başka iyiliğe. Böyle olmasaydı, diyeceğiz; böyle söylenir hep.Ama çözülsün daha iyi yaşamlarımız …

Devamını oku

Baba Evi

Hüzünlüdür baba evi. Kalır bırakıldığı gibiKendini son terk edenin zevkine uygun,Yeniden kazanmaz istercesine o gideni.Oysa, sevindirecek kimsesi yokken, solgun,Bir türlü unutamaz yitirdiklerini. Ve yeniden başlayamaz dönüp geriye,İşte, her şey böyle olmalı, deyip coşkuylaBunu denediği günlere. Çoktan uğramış yenilgiye.Nasıldı bir zamanlar! Bakın: resimlere, şu vazoya.Çatal bıçak. Notalar piyanonun üstünde. Philip Larkin

Mezar Taşları

FRANCIS PICABIA NiçinSeni mezarına dört köpeğinleBir gazeteyleVe şapkanla gömmelerini istedinİstedin ki taşına şunu yazsınlarİyi seyahatlerBir şey değil öteki dünyada da deli zannedileceksin. THÉODORE FRAENKEL Öldüğün vakit harikulâde bir hava vardıMezarlık o kadar güzeldi kiHiç kimse mahzun olamadıEpeydir de senin artık orda olmadığını sanıyorlarHomurdanmalarını duymuyorumSusuyorsunYahut omuz silkiyorsunCenneti görmeyi asla istemezdinNereye gideceğini artık bilmiyorsunAma sen işin alayındasın …

Devamını oku

Georgia

Gözüme uyku girmiyor GeorgiaUykusuzum GeorgiaBekliyorum GeorgiaDüşünüyorum GeorgiaAteş de kar gibi GeorgiaGeceye komşuyum GeorgiaKulağım kirişte GeorgiaKaçıp giden dumanı görüyorum GeorgiaKaranlıkta usul usul yürüyorum GeorgiaKoşuyorum işte sokaklar işte mahalleler Georgiaİşte bir şehir ki hiç değişmemişTanımadığım bir şehir GeorgiaAcele etmeli rüzgâr çıktı GeorgiaSoğuk sessizlik korku GeorgiaKaçıyorum GeorgiaKoşuyorum GeorgiaBulutlar alçak düşecek GeorgiaKollarımı açıyorum GeorgiaGözlerimi kapayamıyorum GeorgiaBağırıyorum GeorgiaSesleniyorum GeorgiaSeni çağırıyorum …

Devamını oku

Yürek Yüreğe

Sonunda ayaktayım işteŞuradan geçmiştim benŞimdi de bir başkası geçiyor o yerdenTıpkı benim gibiNereye gittiğini bilmeden TitremiştimOdanın bir ucunda kapkaraydı duvarO da titremiştiNasıl aşmışım bu kapının eşiğiniBağır bağırabildiğince     Duyan yokAğla ağlayabildiğince     Anlayan yok Karanlıkta gölgeni buldumDaha bir tatlıydı sendenBoynu bükük bir köşede dururduEskidenSana bu erinci ölüm getirdiAma konuşuyorsun yine de baksanaBırakıp gidesim geliyor seni …

Devamını oku

Yürek ki Paramparça

Nasıl da uyarlıyor kendiniYatak çarşaflarından ödü kopuyorÇarşaflar çarşaflar gök mavisiYastıklar desen sisten buluttanİnancını örtünmek istiyor olmuyorKusur işlemeyim diye içi gidiyorAynada budanmış ağaçtan korkuyorKış için fazlaca zavallıNasıl da korkuyor soğuktanAynasının içinde nasıl saydamÖyle belirsiz ki yitip gidiyorZaman akıp gidiyor dalgalarındanKanı tersine akıyor kimi zamanGözyaşları çamaşırlarda lekeYeşil yeşil ağaçlar derliyor eliVe yosun demetleri kumsallardanDikenli bir çalılık inancıysaElleri …

Devamını oku

Kuru İskele

Ağaç dalları arasında ağlayan maskeBitmiş bir karnaval gecesindeYaşlar akıyordu kımıltısız gözkapaklarındangülmenin acının ve özlemin gözyaşları Gece yarısıyeniden boyanıyor her şeyYeni bir gün başlarEve dönen bir sarhoşanlatır sokağın kapılarına kendi öyküsünüAcılı öyküOnunla birlikte sabahın ışıkları Yağmur yağar ve parıldar gözkapaklarınHırıldayarak sular kaldırımları ağaçlarVe bakarım burun deliklerinden yolculuğuna gecenin Bulut sürüsü koşar solgun gökyüzü üzerindekendilerini sokak lambalarına …

Devamını oku

Unut Gece Bitince

Hadi son türkünü de söyleSöyle son türkünü de gidelim“Gece bitti” de – unut her şeyiunut bunu da gece bitince. Ben kimi sarmak isterim öyle kollarımlaHangi düşler onlarTutsak edilmeyen hangi? İşte o onmaz tutkuda ellerimYüreğime boşluğunu bastırıyorÇürük çarık göğsüm bağrım Sensiz. Rabindranath Tagore

Bahçe

Duvara savrulmuş bir ipek çilesi gibi boşalmışçasınaTahta bir çit boyunca yürüyor bir patikasındaKensington bahçelerinin,Dokunsalar dağılıverecek sankiöylesine kurumuş ki içi.Aksi gibi nereye çevirse başınıO mundar, o yedi canlı, topuz gibi çocukları ayaktakımının,düşün, bu piçlere kalacak yarın dünya! Geçmiş ondan üremek de, üretmek de.Güzel ama, ağır bir kokuya benziyor can sıkıntısı.Biri gelsin yanına konuşsun istiyor han’fendi.Hani korkmuyor …

Devamını oku

Çayhane

Çayhanedeki kızEskisi gibi güzel değil.Ağustos yıpratmış onu.Merdivenlerden öyle ürkek çıkmıyor artık;Evet, o da orta yaşa gelecek,Ve bizlere serpiştirdiği gençlik ışığıÇöreklerimizi getirirkenArtık serpilmeyecek.O da orta yaşa gelecek. Ezra Pound