Bu şehr-i sitanbul ki bi misl ü behâdırBir sengine yek pâre acem mülkü fedâdır Bir gevher-i yekpare iki bahr arasındaHurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâlBir bağ-ı iremdir ki gülü izz ü alâdır Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâEl-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır Her bağçesi …
Kategori: Şiir
Şub 23
Der Beyan-ı Şeref-i İstanbul
İlm ile marifete cây-ı kabulOlmaz illâ ki meğer İstanbulOlmaya mîve-hor-ı bâğ-ı hünerOlmaya şehr-i Sitanbul kadarİtsün İstanbulı Allah mamurAndadır cümle meâli-i umurMevlid ü menşe-i ashâb-ı himemTerbiyet-hâne-i esnâf-ı ümemNe kadar var ise ashâb-ı kemalHep Sitanbulda bulur istikbâl…….Ne kadar âlemi devr itse sipihrBulmaz İstanbula benzer bir şehrHüsn ile görmek ile müstesnâAnı âğûşuna çekmiş deryâNe kadar var ise aksam-ı …
Şub 23
Yer Yatağında İki Sevgili
Yer yatağında iki sevgiliNerden baksan Öğrenci evi “kaloriferler pek yanmaz” Uyarısına rağmen kiralanan.. Fakat yine de Sevişmelerle bazen Bazen gözyaşlarıyla Battaniyeler içinde Sıcak tutmuşlar düşlerini… Yer yatağında iki sevgili! Çokça zaman Türkü çığırıp Umut bestelemişler Sırtlarını dayayıp soğuk peteklere… Heyhat.. Zaman yine yapmış yapacağını Bir sabah ayrılığı işlemişler Doğan güneşe.. Ama artık Yer yatağında UYUMUYOR …
Şub 23
Hasret
benden uçup kaçmışsın ve ben sadeyim halasenin ihanetine inanmıyorumkalbimi sevgine öyle bağladım ki bir dahabaşka sevdalı bir yürek istemiyorum gittin ve tüm umudum sevincim seninle gittisevdanı senin nasıl arzularımsenin bir tek öpücüğünün sarhoşluğunubu karanlık acı suskuda nasıl ararım anımsa o deli kadını anımsa nasıl bir akşambağrında senin sarhoşluğun nazıyla uyuduheves susamış dudaklarında titredi,nasılutangaç gözlerinde onun …
Şub 23
Güz
Yapraklar düşmede bilinmez nerden,Gökkubbede uzak bahçeler bozulmuş sanki Yapraklar düşmede gönülsüz Ve geceler ağır dünyamız kopmuş gibi yıldızlardan Kaymada yalnızlığa Hepimiz düşmedeyiz, şu gördüğün el düşüyor Nereye baksan hep o düşüş Ama biri var ki bu düşenleri tutuyor yumuşak ve sonsuz. Rainer Maria Rilke
Şub 23
Teknenin Ölümü
Kara yakındı önce, hem çok yakın,Elimi uzatsam tutardı. Yıldızsız teknemdi inip çıkan gece, Kurumuş gece, kum, kömür, arduvaz… Kara yakındı önce, hem çok yakın, Denizleyin inip çıkan önümde Bir tanrının atardamarı. Açtım, yorgundum ama uykum yoktu. Günlerce yekesiz yelkensiz Ne de çok kuş takılmıştı ardımıza, Ne çok harman gördüm köpükten beyaz… Açtım, yorgundum ama uykum …
Şub 23
Troya Önünde Atlar
I. koşuKör bir ozan anlattı bunları, Atların da ruhu vardı Troya önünde, Ta Hades’ten duyulurdu kişnemeleri, Atsız bu bu kişneme ölüleri ürpertir, Köpeği deliye çevirirdi. Kimi de Troya önünde nal sesleri gezinirdi, Gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan. O gün Akhalar başka biri için yarışsalardı İlk ödülü Akhileus götürürdü barakasına. Çünkü ölümsüz atları vardı, Onları Poseidon …
Şub 23
Yalnızlıklar 9
Yalnızlık bir boşlukturiçimizde;sisli yamaçlarında babalarımızındev gölgesi dolaşırbabalar ki,bizde bitmeyen upuzun tiratlardır;bir masal ağacına benzeyen ellerini uzatıpellerimizdençocuklarımızı okşarlar.Torunlarına baba derler sonra,sürekli değişen sesleriyletorun çocuğunda hortlayarak. Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır. Kimi zaman asarlar kendilerini tütün dumanınabir akşamın en ince yerindeyorgun yorgun,kimi zaman iç kanamalı bir şilep gibirakıya demirlerler yüreklerini;kimi zaman dayanamayıp kusarlarbizi hızla,kimi zaman silerler görüntümüzükızları olmamış …
Şub 23
Kıştan Kalan Soğukluk
yine de kötü bir kış geçirmedik sanıyorumaltın düştü örneğinkarlar beyaz yağdı, direndi uzun zamangeleceğin sevgisi bir aklık olarak başladısevgilim senin ellerin bir keçi sever kadar tazesevgilim kolera yavaşladıüstelik birkaç kez de aya gidildigelindi bile şimdi ey benim badem gözlümsu çiçeği, kızamık boğmaca geçirmişimancak ölünce hatırlanan sarışınımaltın sarısının beyaza dönüştüğü şu günlerdesabah sabah aç karnına ölünen …
Şub 23
biraz sonbahardınız
biraz sonbahardınızne çok severdiniz harami rüzgârlarıgüz gülleri açarken gamzeleryeşile yasaklı dallarınızyaprak dökerdi en kuytunuzabir bulut saklardınız gözlerinizdehüzünlü şarkı gibiyağardınız geceye güneylere meylederkenne çok hazana tutukluydu ayaklarınızgezinir dururdunuz arka bahçemdeturnalar göçerdi düşlerimdenveda yorgunu gülüşünüzde bin bir sitemeteklerine rüzgâr toplayan kadınlar biraz fesleğen kokardınızyüzünüz dört mevsim hüzünanaydınızkadınlığı yağmalananannem kadar cesurablam kadar yenikasi değildiniz benim kadar hiç birinizsabrı …