AŞK İÇİN PRELÜD -1- İstasyon önünde bir top ağaç ağacın gölgesinde ben ve uzanıp giden sapsarı bir tül bozkır ve bir türkü “daha senden gayrı aşık mı yoktur nedir bu telaşın vay deli gönül” ve bir tren ne bir düdük çalar ne el eder kar yüklü yağmur yüklü kalbim gibi keder yüklü bir tren durmaksızın …
Kategori: Şiir
Şub 23
“hay’dan gelen hu’ya gider”
Erir gider kulağımdaO uzak sedaNamesi kalır Çileden çıkar hatırladıkçaBir uzun vedaEsamesi kalır 2006 Haziran’ı başladı – 2007 Haziran’ı bitti. Kaan Demirdöven
Şub 23
Sessiz Sabırlı Bir ÖrümceK
Sessiz sabırlı bir örümceği,İzledim küçük bir çıkıntının üzerinde duruyordu bir başına,İzledim çevreleyen sonsuz boşluğu keşfederken,İplikçikler fırlattı dışarıya, iplikçikler, iplikçikler, kendinin dışına,Hiç dolaştırmadan onları, hiç usanmadan hızlanarak. Ve sen ey ruhum duruyordun,Çevrilmiş, çözülmüş, uzayın sonsuz okyanuslarında,Durmadan düşünerek, tehlikeye atılarak, fırlayarak, çabalıyorsundünyaları birleştirmeye,Gereksindiğin köprü kurulsun, tutsun saldığın yumuşak demir,Attığın ağın lifleri sarılsın bir yere, ey benim ruhum. …
Şub 23
Gecikmiş Sevda
Evet, artık karşılık verebilirdim tutkuna senin.Akıl olmaz, diyordu, olur diyordu gönlüm.Senin ateşine yanmam için sanıyorum kiFırtınalarla sürüklenip gideceğim ben. Nerden çıktın böyle yalaz yalazAteş yıldızlarıyla sarmak için dört bir yanımı?Aldırmasan da şimdi ortada ve açık.Çocuğum yerindesin benim,Ya da çocuğum olabilirdin.Aşkın kanatlanıp uçuşu hep birden olur,Ayrım gözetmez, bir araya toplar insanları,Önemi kalmaz yaşın, eşitlenir,Tutkulu, ateşli ve …
Şub 23
Ah! Günebakan
Ah, zaman yorgunu günebakan,Güneşin adımlarını sayıyorsun.Gezginlerin yolu bitirdiği yerdeO güzelim altın ülkesini arıyorsun: Orada, arzuyla tükenmiş Gençler,Ve solgun Meryem, kardan kefeniyle,Doğrulup mezardan, can atıyorlarGitmek istediğin yere gitmeye. William Blake
Şub 23
Vietnam
“Kadın, adın nedir?” “Bilmiyorum.” “Yaşın kaç? Nerelisin?” “Bilmiyorum.” “Niçin o tüneli kazıyordun?” “Bilmiyorum.” “Ne zamandır gizleniyorsun?” “Bilmiyorum.” “Niçin ısırdın parmağımı?” “Bilmiyorum.” “Bizden sana zarar gelmeyeceğini bilmiyor musun?” “Bilmiyorum.” “Kimin tarafındansın?” “Bilmiyorum.” “Bu bir savaş, seçimini yapmalısın?” “Bilmiyorum.” “Köyün hâlâ yerinde duruyor mu?” “Bilmiyorum.” “Şunlar senin çocukların mı?” “Evet.” Wislawa Szymborska Çeviri: Tuğrul Asi Balkar
Şub 23
Bayan Lazarus
İşte yine yaptımHer on yılda bir Böyle bir tane beceririm Bir tür ayaklı mucize, tenim Bir Nazi lamba siperliği kadar parlak, Sağ ayağım Tüy kadar hafif Yüzüm ifadesiz, incecik Yahudi kumaşından. Çözün kundağı Ah, sevgili düşmanım. Korkutuyor muyum? – Burnu, göz bebekleri, 32 dişi yerli yerinde mi? Acı nefesi Ertesi gün yok olacak. Yakında, çok …
Şub 23
Bir Misafirliğe Gitsem
Şub 23
Leke
Kim ki güneşe sürekli bakıp dururSiyah bir lekenin uçtuğunu görürGözlerinde, çevresinde ve havada Bir zamanlar çok genç ve çok gözüpektirUtkuya bir an sabit gözlerle baktım; Aç bakışımda kara bir nokta kaldı. O gün bugün, bir yas işareti gibiGörürüm her yerde o siyah lekeyi,Karışır gözümün daldığı herşeye! Nedir bu? Mutlulukla arama giren!-Yazık bize, yazık! Bir kartal …
Şub 23
Zambaklı Padişah
Ne zaman elleri zambaklı padişah olursamSana uzun heceli bir kent vereceğimGirilince kapıları yitecek ve boş!Azizim, güzel atlar güzel şiirler gibidirlerÖldükten sonra da tersine yarışırlar, vesselam! IEy imece ile başsız gömülecek dervişSen kendin o zamandan değilsinYa bu hikayeyi nereden bilirsin?Ey ustalıkla taşaronluğu birbirine karıştıran veYaşayan okur!Sen yabancı değilsin bense bir fakir derviş. IIVe bir derviş … …