Bekliyorum kaç zamandır;Uykusuzum, sabırsızım. Başımı acıtıyor Geceleri yastığım. Dilim kurumuş Bir su yatağı Katı sözcüklerle Dolu tozlu ağzım. Bakıyorum eski Fotoğraflara. Hafız Burhan dinliyorum Taş plaklardan. Bir pencere çarpıyor Viran yüreğimde Sıvalar dökülüyorPervazından. Dörtnal giden Ürkek bir attan Düşüyorum da sanki Takılı kalıyor Ayağım üzengiye. Sürükleniyorum Sırtüstü Çalılar, dikenler içinde. Mevsim kışa dönüyor Hızar sesleri …
Kategori: Şiir
Şub 23
Beyaza Dönsün Diye Devran
Yanlış susuyorsun – gözlerin ağıt –maviye bak. Bir bugün mü , başında bunca bela. Hatırla , bulut değildi , umut hiç değil üstümüze abanan – isli duman. Biz ki milattan önce , milattan sonra acı kara yıllar devşirdik sabırla beyaza dönsün diye devran. Kimi zaman bir çığlıkla çıktık , çığ altından bir çığlıkla yıktık surları …
Şub 23
Patron Masaya Gelir
Ben patronum, şöyle böyle bir adamımBırakın konuşayımBir bira içeyim konuşayımKim ne derse desin kadınlara düşkünümNe yapayım öyleyimKadın dendi mi sanki benVişneli bir dondurmayı durmaksızın yalarım. Ruhi Beyi pek tanımamYok, hayır, belki de iyi tanırımNeden derseniz ben herkesi iyi tanırımİşsizim, dülgerim, boyacıyımHerkesle bir olurumKişiliksiz kalırım. Günün herhangi bir saatinde çıkar gelirNasılsınız Ruhi Bey, derimO her zamanki …
Şub 23
O Mavilik Derdi
Beni uykudan uyandırır uyandırmaz Dünyanın bütün huyları yüzünde Ben bunlardan birini seviyorum en çok Sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa Tutsam tanelerini Sevincin gözyaşları derdim buna. Bir süre bakışıyoruz karşılıklı Ben uykudan uyanır uyanmaz Benimle şiir gibidir bu Tam karşımda ama yazılmamış Durmadan bileniyor aklımda. Seni unutarak baktığımda bile Dünyanın her yerlerinden geçiyorsun Yayılıyorsun …
Şub 23
Öğle Sonu
Titriyor sazan balıklarıSuyun altındaDaha altında suyun saçları kesikBir kızın yürüyüşüGök bulanık ağlarken. Kırlangıç tarlaya yaslanmışBuğday giyinmiş duruyorTuğla yüklü bir arabaGeçiyor yoldanGöğsünde kırlangıcınTuğlaların iniltisi. Öğle sonu yaşlılıktır biraz. Edip Cansever
Şub 23
Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir
Gah sakisi gehi sagarı geh badesi yokGörmedim meclis-i maksudu tamam amade Gonca gülsün gül açılsın cuy feryad eylesinSen sus ey bülbül biraz gül-şende yarim söylesin Habda busesin almak nice mümkin ziraBusenin sayesi ruhsarına düşse uyanır Ey meh leyal-i vesvese-hiz-i firaktaSen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir Peyam-ı lutf kim cana leb-i canandan geldiNesim-i can-fezadur canib-i gül-zardan …
Şub 23
Perço Yordanov’un Coşkulu İçkonuşması
Yatıyorum Granitovo’da. Ve keşfediyorum bir daha: Birbirinin omuzundan yükseliyor dağlar ve düzlükleri gerdikçe dengede tutuyorlar ayakta zor duran yaralı kentleri. Yaralı değilim ben. Çimen yemyeşil, uzandığım yerde. Alabildiğine büyük üstümde dünya. Güneş damlası kızlar geçiyor yoldan. Ne ki ben eski moda biri. Serinletiyorlar alnımı saçlarının rüzgârıyla ve. geçip gidiyorlar.. Öldürülmüş değilim. Dönüp bakıyor kızlardan biri …
Şub 23
Avara
anımsıyor musun?bir çetemiz vardı: Vahşi Siyah Atlar ısmarlama serserilikler yaşardık kimseden bir şey demeden kaçıp gitmeler gibi sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak yabancıları mahalleye sokmamak gibi Ve bir gün gideceğimiz bir Amerika vardı herkesin bir Amerika’sı vardı o zamanlar herkes gece istasyonlarında kendi Amerika’sını aradı kısık ışıklı arkadaş odaları plağın bir yüzünü kaplayan uzun parçalar eşliğinde …
Şub 23
Denize Övgü
rıhtımda kimsesiz, yapayalnız, bu yaz sabahıbakıyorum kumsalın kıyısından, bakıyorum belirsizliğe, bakıyorum ve küçük, siyah parlak bir vapurun yaklaştığını görmekten mutluluk duyuyorum. uzakta, öyle açık seçik ve bildik ki kendince ardında kendi dumanından bir bayrak bırakıyor havaya. limana giriyor ve sabahı da birlikte getiriyor ve nehirde denizcilere özgü bir canlanma başlıyor, yelkenler açılıyor, çatanalar yaklaşıyor, rıhtıma …
Şub 23
Özruhsal Öykü
Numaracı biridir şair.Öyle ustaca numara yapar ki,Gerçekten acı çekerken bileRol yapıyormuş gibi görünür. Ve yazdıklarını okuyanlarınİyice hissettikleri,Onun çifte acısı değil,Sahte acılarıdır kendilerinin. Böylece döner durur raylardaEğlendirmek için aklımızıKalp adını verdiğimizO küçücük oyuncak tren Fernando Pessoa