hüznümün anahtarlarınıneden istiyorsun benden?hüznüm ki, bülbülün hüznü gibisevinçli bir hüzün…ben böyleyim…elli yıldırçılgınlığımın bir kıyısı yokne de bunalımımın bir sınırı. ben böyleyim…hüznümün otelleri arasında gidip geliyorumdenizler ne kadar çiğnedigök gürültüleri ne kadar da tükürdü beninedentenimin değişmesini istiyorsun?tenimin değişmesiuzak bir ihtimalsesimin değişmesiuzak bir ihtimal… ne kadar çok bana tapanlar sarsa benio kadar hissediyorum kendimiyalnız bir ilah olarak..ne …
Kategori: Şiir
Şub 23
zeynep beni bekle
zeynep beni bekle / gece ağaçlarınayağmur çiseliyorum / cam tozu su beyazıyalnızlığını mutlaka değiştireceğim.bir yaprak halinde süzülüp saçlarınaeski teşrinlerden / kederli kırmızızeynep beni bekle mutlaka döneceğimsöyle kim önleyebilir buluşmamızı geceleyin ışıkları söndürdüğün zamanbenim şiir kitaplarından sızan aydınlıkelinde uyuyakaldığın heyecanlı romanpancurların çarpıldığı lodos gecelerirüzgârın değil benim / pencerendeki ıslıkher akşam koridordaki ayak sesleriyanlış çaldığını zannettiğin telefonzeynep …
Şub 23
Bağbozumu
yerin üzgünlükle kırışan yüzündeyiz unuttuk ihtiraslı bükülüşünü dudaklarındışına düştük ırmakların: kurak ve ayaz ince çizgiler çektik kentlerle mağaralara:kalbimize iliştirdiğimiz solgun papatya,şimdi sınırsız ölümler kadar beyaz kıta alçalıyor, yükseliyor okyanusbu yepyeni bir veda düşlere, tutkularageçiyor bağbozumu, su sızdırıyor küpparmaklar yetişmiyor güneşe uzanmaya bozuk sesler içinde birkaç zavallı ezgikırılıyor ince çizgi, çitler devriliyor: fırtınasiyah sular ıslatıyor renksiz …
Şub 23
bir fincan kahve
çok zaman sonra oturupbir fincan kahve içebilmeli insaneski sevgilisiylegeride bunu bırakabilmeliyalnız ya da birlikte çekip giderken bir ilişkiden! her şey dün gibiykenyıllar geçtiuzakta birbirimizden. cam kenarına oturduğum masadanyüzüme sokağı vuran tülün gölgesindedüşünüyorum:yavaş yavaş anıların da terk ediyor benigit gide azalıyorgünün birindebirliktebir fincan kahve içebilmeninsadakatihayali… neden mümkün olmuyorayrılmakyok pahasına tüketmeden her şeyi?! garbage’ın şarkısı:“cup of coffee”benim …
Şub 23
Derin Gürültüsüzlük
sakin olmayı öğrendim senden duru sulara bakmayı bir ermiş gibi pas tutmuş kapıların ardında kendimle buluşmayı sessiz kalmayı öğrendim sendensevinçlerde ve büyük acılarda yerine ulaşmayan bir mektup gibi kendime dönmeyi soruları cevapsız bırakmayı öğrendim senden bir budala gururuyla dolaşmayı anılarda yeri unutulmuş, hiç umulmayan bir yerde bulunmuş yanlış ağaçlarda bitmiş yapraklar gibi yabancılaşmayı zamanı hissetmemeyi …
Şub 23
Aynadaki Görüntüye Tepki
bütün savaşlardan yenik çıktık ve yorgun yolculuk gibi sürdürdük ömrü: günden geceyebir sarmaşığa sarılıp kaldık sonunda: tutkun yangınına su taşıdığımız gergin üçgenlerboşluğa eklenen aceleci ve tedirgin bedenlersığdırıldı iki düş arasındaki keskin nefeslere biriktikçe birikti lekeler: yenilgi ve yanılgılarateşe sığınmanın modası geçti, su zaten eskibir tepkiydi yaşamak aynadaki görüntümüzesesler uğultulu uçurumlarda birbirini kesti hayat: çocukluktaki oyunları …
Şub 23
Kendine Yolcu
1. maviye kesen bir özlemi büründü içtenlikle güne dökülüveren güz dinlendi buluta yaslanıp güneş bulut alabildiğince deniz olabildiğince rüzgâr göçmen kuşlar ilkeleriyle var olan telaşlı martı dillendirdi günü içsel kasırgasında örtüsü güzdü sarındıkça bulutsu şalına sınırsızlığı arıyor, kendinden göçebe… – gülümseme gözlü küçük çocuk pipnanlığı yüklenip uzaklaştığın gemi yağmurlara nokta koyan hangi limanda demirli?- 2. …
Şub 23
Dalgıç
Kendi denizlerimin dalgıcıyım benBir alışkanlığı sürdürür gibiyim belkiSoluğum son aşamalarına geldiGeçtim durdum bilincin dehlizlerinden. Bahçeler mi yoktu, eski ve yeniŞarkılar mı, anılara benzerGemiler mi yoktu, küsmüş yelkenleriGözümün önünde eriyip gittiler. Bilirdim çizgen neresiydi, yol neresiDalardım mavilerin güneşle buluştuğu yerdenHevesleri, coşkuları, sevinçleriBen yaratmışım gibi dökerdim içimden. Ne varsa doğayla aradığım uyumdaÇiçeğe durmuş ağaçlar gibi iyimser…Ve sesinin …
Şub 23
Dönüşsüz
I Irmak değildir kalbin senin z a m a n çeşmesinden s u içmeye konan kuş, bir kanadında güneş bir kanadında gölge k ü s e c e k s i n bir mevsim sonra gökyüzüne, ayrılırken yarı susamış senin yüzünü bulacağızı r m a ğ ı n sularında II gurbet değildir kalbin senin bir …
Şub 23
Kuzeyden
Biz yoksulluğu doğuya gelin verdik Kederli dağ yollarına vurmuş kendini bir adam varsayalım bütün harfleri dökülmüş sallanmaktan susup bize benzeyen birine bakıyorduk su başlarını eğri atların tuttuğu mevsimler dayanır kapıma acılı kız kardeşlerin belini kırmızı kurdeleyle bağlayan ölüm konuşan eski bir zamandır artık pervazlara yaslanmış, üzerine oturmuş neneden kalma ceviz sandığın… Biz yoksulluğu doğuya gelin …