Umutla bekleyiş de gitti, sabır da gitti, çünkü onlar gittilerGittiler, oysaki onlar kalbimin en gizli yerine yerleşmiştiler Onlara sordum: “Kervanlar öğleyin nerede konaklar?”Kervanların öğleyin konakladığı yer, dediler,şîh’ ve ‘ban’ ağaçlarının kokusunun yayıldığı yerlerdedir O zaman rüzgâra şöyle seslendim: Haydi git, yetiş ve katıl onlaraÇünkü onlar küçük korulardaki ağaçların gölgesinde oturmaktadırlar Üzüntülü ve kederli bir adamdan …
Kategori: Şiir
Şub 23
Eski Denizlerden Kim Kaldı
yani sen de denizsen be Marmaraiki boğazın var diye göl demiyorlarsa sanacanına okurum ben böyle işinhaberin var mı ben altı boğaza birden bakarımbenden sorulur Elif’imin benden sorulur dört şeytanımın karın tokluğusenin İstanbul’un okula gider mi, kağıt kalem ister miÇanakkale’nin çocuk felci, yatak yorgan yatması var mıdıradalarından birinin bile ah Marmara kara mıdır bahtı yani sen …
Şub 23
Akgün Akova
Marmara’yı tam ortasından yarıp geçen koca bir tankerAcıtır mı acaba deniziniEzilir mi acaba bazı gemilerin altındaKöpürmesi canı yandığından ve kızgınlığından mıdır bilememBildiğim tek şeyGemi gider kaybolurAma izi kalır köpük köpük dikkat etSen tankersin… Ben MarmaraDenizi de sen tahmin et Ceyhun Yılmaz
Şub 23
Delinin Ölümü
ölüm diye mırıldandı gün boyu sonra duru duru sustu hep yalan yok, onunla dalga geçtik nerden bilirdik ki sıcak bir kumru ölüsü gördüğünü hem öyle pek eski değil, dün öğle üstü ardından gök çıldırmış, bunu gören yok deyin ki yıllardır bir periye aşk dokurdu yeşimle enikonu balkonunu cin çarpmıştı, duyardık daha kötüsü kedisi de düşmüştü …
Şub 23
Sen Yaşat Beni
Gün gelir de terkeylersem eğer bu teniYanında değilsem eğer, sen yaşat beniUzandığında elime, yoksa yerinde artıkSeni istese de gönül, biçareyse artıkGün be gün duyamasam da o tatlı sözleriKurduğun hayalimizle sen yaşat beniBırak bu yakarışları, bu dostane halleriAnla! Vakit geç. Tek arzum sen yaşat beniBir an çıkarsam aklından, üzme kendiniYeter ki sonradan da olsa sen yaşat …
Şub 23
Çince
ayrıldık ya, ateşini söndürdüm, uçuçböceklerini yaktımiçim cız etmedi mi, etti, allah kahretsingözlerime uçaklar düşmedi mi, düştü, allah kahretsingül yapraklarını tuvalet kağıdı yaptım, yıldızların bodrumdaNuh’un gemisi sırtımda paramparçacami kedilerinin yalnızlığından geçindim ve daha bilmem nelerdenseni unutmak istedim bunca kıskançlığımlaezogelin çorbanı, arapsaçınısigara külünü unutmak istedimunuttum mu, unutamadım, allah kahretsin ayrılık taş duvarayrılık Çin Seddi aramızdaÇin Seddi ne …
Şub 23
Senin Kalbini Taşırım
senin kalbini taşırım yanımda (taşırım onukalbimde) onsuz olamam asla (her nereyegitsem sen de gidersin, sevgilim, ve benimyaptığım her neyse senin eserindir, güzelim)korkmam hiçbir yazgıdan (çünkü benim yazgım sensin, tatlım) istememhiçbir dünyayı (çünkü senin güzelliğindir benim dünyam, gerçeğim)ve bir ay daima ne anlama geliyorsa o sensinve sen bir güneşin daima şakıdığı şarkısınişte kimsenin bilmediği en derin …
Şub 23
Sol Elle Yazılanlar
kuyu dolana kadar, dolup taşana kadar bekle,yeni bir şey yazma, yazmaya çalışma.daha önce yazdıklarına bakabilirsin,onların saçlarını tarayabilirsin,tüylerini yakabilir, yüzlerine bir kat boyabir kat hüzün daha atabilirsin; yeni kuyular açma, bu kuyu işini görür; huş ağacının altında otur cinlerinin başını okşa, bitlerini ayıkla. senden de, babandan da yaşlı,senden de babandan da bizanslı kargalarla konuş;süleyman’ın neşidelerini meşk …
Şub 23
Eski Zaman Aşkları
Aşktı bir hüküm süren o eski zamanlardaHer şey nasıl da yapmacıksız oluverirdi;Şöyle içten bir demet çiçek verildi miydiDünyayı bağışlamak demekti bu sırasında,Çünkü öylesine yürekten kopup gelirdi. Sonra hani bir kere de seviştiler miydi,Ah bilir misiniz bağlanırlardı nasıl da?Öyle bir yirmi yıl, otuz yıl: durdukça dünyaO eski zamanlarda. Artık aşkın o hükmü hiç mi yok şimdi;Yapmacık …
Şub 23
Yeni Bir Dünya
Tam üç ay hasta yattım,kendimi bilmeden ve şehrin sokaklarını, tavlada dübeş kapısını unuttum. sevdiğim kızın yüzünü. şimdi ne güzel, yeni baştan yürümeye ve sevmeye başlamak! Melih Cevdet Anday