Ömrün bu yakasındaAnılar öreni dünya Yaşadıklarım umarsızca geriDöndürüyor beni, günlerim eskiGünlerin solgun defteriBu yazı kimden kalmaAnlaşılır mı buralarda bu dilBu yürek nasıl direnmiş kuşatıldığında Ne kaldı yüzyıllarımdanBirkaç hayat dersiBozukdüzen bir sesAcı veren gururdan başka Bazı ânların altındaÖlü kelebek mezarlarıAhdlar, anıtlar, ukdeler…Arasında yapraklarınKalbim, güzel başlangıçO resimli mağaraBir göçükte ağzı kapanır mı onun da Kazancımmış yitirdiklerimBir ömrüm …
Kategori: Şiir
Şub 23
Rüzgâr
Çözülüyor ruhundaki sıva, dökülüyor duvarderin bir oyuk açılıyor içindeki mağaradayıkılıyor kalbini koruyan oda, oradaki vaha dönüşüyor güven duygusunu yitirmiş bir çocukluğadoğru başlayan bir yolculuğa sürüklüyor senizalimlerin ruhundan esen bu nemli rüzgarizin vermiyor uzaklaşmana içindeki vahadanfarksız bir varoluş başlıyor bu sokakta hangi kulağa seslensen kapıları mühürlü mahzenhangi yüze baksan perdeleri çekili pencerehangi ele dokunsan panikle tutuşan …
Şub 23
Suya Su Demek
Bu da olduGök bahçesinde boğuldum Işık içimde kaldıBildiklerimden soğudum Söz her şeydiYalnızlıktı unuttuğum Bir tel saç imişYirmi dokuz harf çırpındığım Ana rahmimdi gittiğim her yerDünya diye avundum Küller güz ağaçları duvar dipleriYazgınızdı büyüdüğüm Güneşin sevinciniYıldız mezarlarına gömdüm Bitti kalbin suçuSuya su demeyi öğrendim Acı güzellikSana inandım senden korktum Anladım ve öldümBir hoş mutsuzluk içinde yaşadım. …
Şub 23
Ecel Temennisi
Yarın kırkım okunur, ona göre giyinyani şık ol dudakların seni tamamlasın, akşama doğru istanbul’un bütün şamdanları yanar sarhoşların mektupları kırkım gibi okunur amin deme bana, bu söylediğin bana çok dokunur saçma sapan bir laf gibi ortada kalırım gecenin bir yarısı kalkar gider, amsterdam’a bir bilet alırım çok canım çeker seni inan çok canım var seni …
Şub 23
Verasus
Ben çok hüzünlü adamlar gördümhiçbir şey konuşmadım onlarlakarşılıklı iki keman gibi işlek çizdik omuzlarımızı…sadece biri: ateş almaya mı geldin! dediçok hüzünlü adamlar gördümyalnız o beni gördü iki kadın sevdimbirine siyahlar giyiniyordum giderkendiğerine böyle anlatılmazüstüm başım rüzgâr gidiyordum ergani diyarbakır arasmdatarlaya giden kızlarher birinin içinden Dicle akarherkesin evi varmış! olsungöz göze gelince bütün evliler bekâr tokat …
Şub 23
Şehre Girdik Ve Tartıldık Ağırız
şehre girdik ve tartıldık ağırız iki erkek bir kadınız yani biraz sarmaşık cebindeki taşların sesine dalıp üç şarkı boyunca susan söylesin: haziran kimin hakkı güz neyle astarlanmış (sevgilim yağmurun atını …
Şub 23
Biten Bir Aşkın Belirtileri
Doğaldır ki sular çekilir önceKirlenmeye dönüş, kaldığın yerden İkinci belirti: Omzunda puhu Üçüncüsü: Raydan çıkmış bir tren Yüzlercesi var da, birisi var ki Biten bir aşkın diyorum açıldı belirtisi Açlığın sınırında, iflas yakındır Küçük esnaf, veresiye defteri Anadolu kentinde bir İstanbul vapuru Şaşkın sular, kör iskele, yolcular Evet bunlar da olacak, çok tuhaf belirtiler Denizin …
Şub 23
Yeryüzü Aşk İçindir
Kum. Çöl kendine döndü. çağın kalbindeki dinamitken aşiret ve feodal dediler parlayan yüzünde yıldızlar şavkırken; ah, dili titrek, ey fırtınası olmayan deniz kentleri!Deprem. Özlemi aşıyor içinde deniz geçen kentlerde yaşamak. Ne çöl kalacak… ne o yalanlar. Fabrikası kapatılmış işçinin direnişi. Tüfeğini kırmış gerilla. Aşkını bağışlamış yeryüzlü yürek. Ne kıskanç, ne acılı. Dimdik şarkılar söylüyor yeniden …
Şub 23
Cigarayı Attım Denize
Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüyoruzGökyüzünün o meşhur maviliğindeUzun saçlı iri memeli kadınlarıylaBir akdeniz şehri çıkabilir içindeAlıp yaracak olsa yüreğiniŞimdi bir güvercinin Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacakÖnünde durulacak tam elinden tutulacakHangi bir elinden güzelim hangi bir Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuzÖbür elinde yetişkin bir günışığıDaha öbür elinde de kilometrelerce hürlükÇalışan insanlar için akşamlara kadarToz …
Şub 23
İmroz’da Alageyik Çığlığı
bu boşluk sizin mi bayan LenaDereköy’de taş evin avlusunda dalıp gitmiştiniz, daldığınız kıyılarda bulduk sizi kulaç kulaç ıraklaşırken ada sahillerinden gözleriniz bu yüzden mi ovaların ötesinde boşluğa tanıdık geldi, adını sordum bir ağaca yanındaki söğüte, yolda madama sordum ağaç sallandı ışıltılarla, söylemediler yol unutmuş yürüyeni, şimdi evler konuşuyor evler, adını unutmuş ağaçlar gibi rüzgârda duvarı …

