Kapılarını yıllardır çalmadığımEski dost evleri gibiEski şiirlerimKitaplardaBekler beni…Girip dinlendiğim olurİçlerindeBir kahve içimiÇıkıp giderim sonraBuruk bir hüzünBırakıp geride… Ataol Behramoğlu
Kategori: Şiir
Şub 23
Adını Funda Oteli Koy
Adını funda oteli koyAklından gelip geçen bir yazınVe akşam güneşlerinde orda burdaBir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıdaİnce ince gezinen turuncu adamların. Adını funda oteli koySevdamızın da adınıAyakları dibinde gün batımının.Ve ağzında binlerce güneşin tadıDilinin ucunda yalnızca kendi adın. Çünkü sevdikçe beni sen, kendini tanıdın. Edip Cansever
Şub 23
Hemingway’ın Bir Hikayesinden Çağrışımlarla
Kadın ve adam oturuyorlardıUzakta beyaz dağlar vardıGara girmek üzereyken Barselona-Madrid treni Kadın üzgündü, üzgündü, üzgündüAdam düşündü, düşündü, düşündüAşkımız bitmesin isterim dedi Biralar içildi ve başka içkilerKadın ve adam kederliydilerNe birleşiyor, ne ayrılıyor elleri Neden, neden sönüp gider bir aşkAcının silinmez tortusunu bırakarakOnulmazca inciterek yürekleri Kadın daha gerçek bir acıyla yaralıydı belki deTasalı bir sevecenlikle baktı …
Şub 23
Ruhi Bey ve Limonluktaki Yangın
Niye imalı öyleyseAşk mutlu bir sürgünlükse. Üvey annemdi benim, ben sarışındımOn altı yaşındaydım, sarışındımBulanık çıkmış fotoğraflar gibiydim, görünümsüzYalnızdım, karışıktımBeni tanıyan kimseler yoktuHiç yoktuİçime kapanıktımBüyük ağaçların altındaHavuzun kırık taşları arasındaBilmezdim mutluluk nedirBilemezdimAlıp başımı gitmek isterdimİsterdim ama, kalırdım Sanki kar yağışlarının ardındanUzun süren kar yağışlarının ardındanSevimsiz bir lunaparktaKimsesiz bir atlıkarıncaydım. Bir limonluğumuz vardı, öğle saatlerindeBazen o limonlukta …
Şub 23
İhtiyarlar Balladı
onlara ün mü gelir bazı ses mi duyarlaryumuşak bir kedere ufalır bakışlarıidam mahkumlarıdır aslında ihtiyarlarölüme koşullanmış bütün davranışlarıyorgun öksürükleri oturup kalkışlarıyaşayıp durmaktan gizlice utanırlarher gece artık gitmek vaktidir sanırlargeçmiş günlerinden bir destek aranırlaruysal bir gülümseme tek sızlanışlarıidam mahkumlarıdır aslında ihtiyarlarölüme koşullanmış bütün davranışları yolculuk sabaha mı yoksa akşam üstü müaylardan bu ay mı günlerden acaba …
Şub 23
Yeniliş
Açılmamış bir şarap şişesiydimKi öyle kaldımAcımı köpürtmedimİçime sağdımGözyaşlarımı göstermedimKi sildimÖzgürlüğüm beni tutsak düşürdüBaşaramadım İçimde kara kara bulutlar sallandıKi sallandılarDışarı yağamadım Ve yenildim ve sustum Edip Cansever
Şub 23
İnsanlar
İnsanlar da ülkelere benziyorSınırları var, yüzölçümleriYasaları varBayrakları, ilkeleriKimi dağlık bir arazidir.Kimi kıraçKimi bereketliKimi dardırKimi engin gözalabildiğinceKiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeriSonuçta ne küçümse insanları kızımNe de önemse gereğinden çokAma anlamaya çalışNedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri Ataol Behramoğlu
Şub 23
Ben mi? Evet..
ben mi? evet…bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak…bir çiçek merhaba diyecek…hoşgeldin diyecek dağ…orman gülümseyecek…anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerinhırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerdetam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir…hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece…kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı…ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyükbir şeydir halk…deniz ve ufuk …
Şub 23
Çok Sevdim Bir Zamanlar
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine deAlıp başımı gitmeyi yollar boyuncaSeyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsünMasal şehirlerini geçerken hızla Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine deÜrpertili, sımsıcak tenini kadınlarınSalmak serin sulara gövdemiDüşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine deVarolduğumu düşünmeyi, ürpererek…Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibiYağmurdan ve yalnızlıktan …
Şub 23
Aşk
Hayatın hızıyla yaşadık o aşkıHer şey bir anda başladıYaşandıVe bitti… Yan yana gidip de bir süreAyrı yönlerde uzaklaşanİki tren gibi… Ataol Behramoğlu