Kategori: Şiir

BOŞLUK

DokunduğumdaParmaklarımın eridiği yerHangimizin ruhudur? Kokunla dolduğumdaGöğe çekilir içim.Dağılır gövdemin harfleri,uzaklara… Ne sen varsın, ne benSarıldığımızda,Ilık bir soluk eser ufka. Mehmet Başkak

Gülümsüyor çocuk yıkıntılar içinde

Heves söner, yer kırılır, gül kopar.Ne şefkat tutar hayatı,Ne izleyenlerin duası…Üzülenler reklam arasındaykenSökülür betonlar,Annesinin bağrını ezer.Gülümsüyor çocuk yıkıntılar içinde. Kimin gözlerini bekliyor bu Marmara,Ya bu ege!Hangi acı için damlalarını biriktirir denizler? Mehmet Başkak

Nasıl tutsam incinir

Nasıl tutsam incinir,bir kuşun kırık kanadıdır sevmekÇocuk gibi severim yaYetmedi ki kimseye,Oysa içi de dışı gibi evimin. Suya baktım, akıp gitti renkler. Hep sevdiğinden önce gelir;özlemek, akşamıdır kalplerin Mehmet Başkak

Şem’ü Pervâne; İran Edebiyatı ve Divan Şiirinde Ateşe Uçan Kelebekler

“يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِۙ“O gün insanlar, ateş etrafında çırpınıp dökülen pervaneye dönecekler.” (Kur’an-ı Kerim Kâri’a 4. Ayet) Hatırlarım bir gece gözüme uyku girmediDuydum ki pervâne muma şöyle dedi:Ben âşığım, eğer yanarsam yeridir,Peki ya senin ağlayıp yanman nedendir? Sa‘dî-i Şîrâzî Hali perişan bir pervâne vardı,Ateşe helâl kıldı tatlı canını.Yüzlerce ateş ve dert içinde olan mumu …

Devamını oku

Pervîn İ’tisâmî’nin mezar taşına yazılmasını vasiyet ettiği şiiri

İşte yastığı kara toprak olanEdebiyat âleminin yıldızı Pervîn’dirGerçi felekten acıdan başka bir şey görmediSözleri gerçi olabildiğince tatlıdırOnca sözün sahibi, bugünFatiha ve Yasin istemektedirDostların onu anması güzel olurDostsuz kalp, üzgün bir kalptirGözde toprak çok can yakarGöğüste taş çok ağırdırBu yastığı görüp ibret alırHer kimin hakikat gören gözüvarsa Her kim olsan ve nereden gelsen deVarlığın son yeri …

Devamını oku

Umutsuzlar Parkı

IBiliyorsunuz parklarınSizi çağıran taraflarıİnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlıOrada saklanıyor onlarÇünkü her türlü saklanıyorlar oradaBir yağmur öncesinin loş sokaklarıylaDağınık mavisiyle gözlerininSevgi vermez kadın uçlarıylaKorkuya, sadece korkuya sığınmış olarakEskimiş, kurtlanmış ikonlarıyla kiliselerininYalvaran bakışlarıyla –nasıl da sevimsiz-En kötüsü, belki en kötüsüBir duygu açlığıyla soluyarakParklara yerleşiyorlar, parklarınOnları çağıran köşelerineBir karıncayı selamlıyorlar, besili, siyahBacak aralarındanÇömelmiş, öyle sakinSelamlıyorlar“Günaydın” diyorlar atılmış bir …

Devamını oku

Bir gün pişman olmak için hepimiz sıraya gireceğiz

Bir gün pişman olmak için hepimiz sıraya gireceğizişte o günbaşımdan hiçbir şey geçmemiş günlerin hatıra diyekabul edilmesini isterken Risto Trifkoviç’tenanlatsamyarısında izin alıp gideceğiniz bir hikayedir burasıburasıdünya bizi nasıl kırdıysa öyle de gönlümüzü almamayı bildiğiyerdir. Bülent Parlak

mesele dostum yenilirken yenmiş gibi durabilmekte

… mesele dostumyenilirken yenmiş gibi durabilmekteyenerken de yenilmiş gibi olabilmektekuru tahtaya düşen toprağınson diye fısıldadığı güne kadartoprak anamızınbütün yenilgileriyenmelerikanı dagöz yaşlarını dasevinç çığlıklarını daörteceği güne kadar … *** Yalnızım. Bir manastır gibi yalnız ve günahkar,ıssız bir telgraf direği gibi başında dağın,bugündünyaların, kentlerin sonsuz gürültüsü içinde Aram Pehlivanyan

Futur

Beni anlayanlar bana yabancı beni anlamayanlar benden davacı ne yapmalıyım o zamanyosunları kutlamalıyım onlarınyumuşak ve alıngan umutlarınıyeşertmeliyim, umutsuzlaraçakmak taşı armağan etmeliyimateş böceklerini kunduzlarlabisikletlerine mavi kurdela takıp dolaşanuçarı genç kızlarla barıştırmalıyımher gün şaşı yıldızlara bakıp daha da şaşıranablalarından birine kendimi armağan etmeliyimikindi güneşinin son mektubunda bildirdiği gibibelki ben de daha mutlu olurum o zamankorkularımdan ve kuşkularımdan …

Devamını oku

Çiçek

anlamazsınız günlerin yorgunluğu içindesizin için kalın kitapların arasındakurutmaya bırakmadığınız bir çiçeğiuzatır size bir günanlarsınız geceyi vuran kurşun değil sessizlikbir gün alçak sesle söylerduymak zorundasınızgeceyi vuran kurşun değil sessizlik yavaş yavaşve biterkimsenin gecesine girmeyen bir hüzündürbir size söylenirbir siz bilirsiniz 1966 Eray Canberk