Kategori: Şiir

Kundak

davacı değilimsavcıyı geri gönderin geri durun şöylealışmadığımız şeyler bunlarne ilk öldürülüşüm bune ilk yıkılışı evimincesetleri yan yana koyunbüyüğümü küçüğümün yanınaayrılmasınlar /her dönemeçte bir eşkıyayakendim veriyorum gömleğimigönül rızasıyla/ sizin gurbetinizde ilk vuruluşum busanırım bundan telaşlandınızne var bundabir Robinson öldürülüyorşunun şurasındayahut Tarzanyani bir çocuk /kabahat kendisininditam kırk kez öldürüldüğü haldebüyümedi/ savcıyı geri gönderindavam yok fazla malum olduğu …

Devamını oku

Gözlerimi kim kapayacak?

Ölüm kapımıza hızla yaklaşanAlaca kanatlı bir atlıdır şimdiNal sesleri içimizde yankılanan.. Oysa vakit çok erkenÖpünce seni gözlerindenYolculuk başlayacak.. Sen de yoksun başucumdaGözlerimi kim kapayacak? Şinasi Özden

Bu ne biçim sonbahar

Bu ne biçim sonbahar Ben anlamadımYapraklar yeşillenmek istiyor… Nakata

Ebedi

Gerçi, kafamı vurdum duvarlara yeisle; Gerçi, benden kaçtığın zaman yanlış bir hisle, ‘Niçin anlaşılmadım? ‘ diye çok inledimdi. Şimdi kalbim rahattır, şimdi başım serindir… Kalbim ki senin en son sığınacak yerindir Ve tekrar geleceğin günü bekliyor şimdi… Çünkü insanlar yarın isteyince etini, Aradığın lekesiz kardeş muhabbetini, Yalnız benim serseri kalbimde bulacaksın… Maskesi çabuk düşer temiz …

Devamını oku

Düş ve Şiir

Hep bilinen yaşantılar,Hep bilinen imgeler.Nasılsa bir düşte birleştiler,Sonsuz yeni biçimlerle. Hep bilinen duygular,Hep bilinen sözcükler.Nasılsa bir şairle buluştular,Sonsuz yeni şiirlerle. Sarhoş olunca anlar insan şarabın gücünü,Aşka düşünce aşkı:Siz benim şiirlerimi yazamazsınızBen sizin düşlerinizi göremem. Hu Şö Çeviren : Halil Bener

Çocuklar Gibi

Bende hiç tükenmez bir hayat vardı Kırlara yayılan ilkbahar gibi Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı Göğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyim Bazı beni seven bir göğüsteyim Kah el üstündeydim, kah hapisteydim Her yere sokulan bir rüzgar gibi Aşkım iki günlük iptilalardı Hayatım tükenmez maceralardı İçimde binlerce istekler vardı Bir şair, yahut …

Devamını oku

Gelincik

Senin resmini yaparkenParlak kırmızıyla lacivertiBirbirine karıştırıyorum.Söyle bana ey gelincikToprakta ne al, ne lacivert,Ne kırmızı, ne de sarı varkenSen nasıl boyuyorsun böyleÇiçeğinin yapraklarını?.. Nakagawa KazumasaÇeviri: Sami Akalın

barbar ve şehla

1 ‘hayyam, yalnızdın sevgilinin yanında şimdi gitti, artık ona sığınabilirsin’ rivayetdi ve zaman sakin bir su gibi hareleniyordu senin için orman uğultuları uzun kış geceleri getirdim artık okunmayan masallardan bildim ama bilemeyip düştüm yollara ıslığımdaki gül kokusuyla çünkü gül mağrur bir yalnızlık yahut dalgın bir keder olarak yakışırdı senin şehla sesine ‘rivayetdi ne zaman sahi …

Devamını oku

Bülbül

Kapıma geldiğinde bakmadım yüzüneGittiğinde yüreğim de gitti peşindenO kara gözler, o pembe yanaklar neredeO rayiha, o yüzdeki renk nerede Seslendi bana sevdiğim: ey çılgın bülbülNiçin ağlayıp figan edersinOvaları ve dağları kokusuyla güzelleştirenSevdiğin burada işte, gözün önünde Ey bülbül artık biliyorsun kim olduğumuÖzgürsün hep, tutsağım benÇıktım dinden imandan, yurtsuzum, yuvasızım,Adım Cegerxwîn, bir Kürt genciyim. Cegerxwîn (1903-1984)Kürtçe’den …

Devamını oku

25 Haziran 1981

Yoktun ya burdaBurda yokkenDaha sıkı tuttum elleriniDaha yakından baktım yüzüneDaha iyi daha çokGördüm dinledim seniTakıldım peşine sonraGözlerinden geçen bulutlarınYere düşmüş bir gülünBelki senin önündeyim şimdi Arif Damar