Kategori: Şiir

Kılıcım, Çekicim, İnce Gül Dalım

Çekici parmağına indirdiğim günSevdakâr bir çırak olduğum anlaşıldıGülümsedi ustam. Parmağımın ucundan acıyı emerek büyüdüm benGül desenli kılıçlar işledim merhametliAşkı övme savaşlarına girdim bismillahİlk hamlede en güzel yerimden yaralandımÇok iyi savaştım ve yenildim. Keçenin dört ucunu da salıvermiştim suya.Güzele yakınlaştım, ilmim arttıSırları çözüldü yeşil çöllerinÇözüldü dağların bilge duruşuYaşamayı sürdürdüm bitmemiş destanımıŞehirlere yürüdüm meydana girer gibiDenizler karşılamaya …

Devamını oku

Beni Yanlışsız Sakla

Saate baktım yirmibeş yaşındayımGeç kalmadım tanrım yeniden inanmayaAşka geç kalmadım Ardında yıkık şehirler ve leylaklar bırakanBir cümle dudaklarımı geçip beni ihlâl ettiSaate baktım müthiş bir yenilme vaktindeyimSevgilimBen nerede yağmur yağarsa orada şemsiye kırmanın kitabıyımVe en güzel cümlen sensin Saate baktım buzlar ve çiçekler arasındayımGömleğim asyaya düşerkenBeni yanlışsız sakla bu son görünüşüm Mevlana İdris Zengin

Aç Kollarını

       “Tutunamıyorum Tanrım affet,         Kadınların saçları dökülüyor.” Bir şehrin ölümünü görüyorumUpuzun elbisesini giyinmiş ışıklar.Büyük reklam panolarında masallarUpuzun bir rüyaya dalıyorum. Ah Dünya!Uzak bir resim gibi karşımda karanlık,Sisli bir şehir.Yüzler…Ve yüzlerde gölgelerBana bakan bir genç kız;Kim bilir hangi çılgın ihtirası saklıyor gülüşünde? Şeytan!İki adım ötesindeEteklerini kaldırıyor kadınınKarşımda ışıksız bir şehir… Çok …

Devamını oku

Dönemeç

Yol ayrımına geldikya ayrılmalıyız ya seninle gelmeliyimKararsızımŞüphelerimin karanlığındaAşk ışığını yaktımVe yüzünde gördümSeçmem gereken yolu Aıg HIGO

Ayrılık

kaç gecenin çölüdür bu ayrılıkkaç şiirin dölüdür üstümeörttüğün bu ince sessizlikkalbim alış artık, kır kendinikendi duvarında, sesinikendi duvarına haykır. tesadüfen birbirine rastlamışbaşka başka aşklarsızın siz artıkgeceyle gündüz gibi birbirineayrılmış. O ki rüzgar, bir zamansenin çölünde kumlar uçurmuş,o ki gece ve esmer, görmüyorsahrayı, sesi içinde karışmış. her ayrılıkta kendine saplanan bir hançerkendi sabrını deneyen taş,kendi uykusuzluğunda …

Devamını oku

Aşk

Aniden. Birdenbire, beklenmedik olandan…Beklemeyene: Dilegelen bir dünya.Vahiy gibi, en çok ona benziyor.Baharın karnını öptüğüm rüya. O yüzden “ayak”landım, yukarı ağdım.Sana vardığımda ağlamam bundan… Adını andığımda sıcak akıyor bütün nehirlerDünyayı dolduran sözü olduran o.Ve ben ne desem şimdi, benden değiller.Hâlâ soruyor musun bana, aşk ne demek:O en “bir” ve “tam” olana yürümek. Durup durup geçmesin içinden …

Devamını oku

Hurûfî

terkedilmiş evlerin,kendine sarılan yalnızlığı neyse,o dur kucaklaşmaları şehirlerarası terminallerinçünkü insan içine doğru genişlerlime lime soyar derisinihallacdan mansura geçer orada aşk ve ölüm ve su ve ateş ve toprak ve rüzğar savurunca saçlarını bir kızın simsiyahyükleyip eşyasını mensura artık kimse tutamaz hurûfî,giderbu betondan tanrı kentin aşkı kovan dükkanlarından bu çirkef bu geniş bu iltihapiçine doğru çünkü …

Devamını oku

Daralan Vakitler

Bu ateş bulutu hangi kavmin üzerinde?  Çam ormanlarının salınışında,Kuşların cıvıldayışında,Otların serin tenlerinde.Eğer varsan bakıp görmeyeŞeffaf perdenin az ötesini,Bir ateş bulutu var en bildik yerde,En emin yerde. Ve bak, asıl ölen yaylalar, villalar, tok karınlarHissiz dudaklar, gayretsiz kalpler,Asla değil kavruk çölde yatan kadavralar. Farzet körsün, olabilir,Elele tut,Taş al ve at,Kafiri bulur. Hani ceylanların,Hani cihat marşın? Bir …

Devamını oku

Ey sevgili…

Sür’un sedasına an kala sırtımızda kirli bohçamızla karşına çıkmaya utanıyorken… ah o erken ayrılık yok mu? Peşinden koşamadım sevgili, bir akşam üzeriydi…ayaklarım kavrulmuştu…gidişinle kumlar nâr olmuştuve seni uzaklara götürmekten utanırdı yollar…gözlerimizden düşen o billur hüzün daha toprağa varmadan meleklerin nurunda kayboluyordu…. Sevgili Bir fecir vakti sana olan bütün özlemlerimi alarak ve Gaza’nın çocukları gibi koşarak …

Devamını oku

Çölde Gizli Bezginler

bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden. saçlarının seyriyle seni yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran akreplerdir duygunun. karanlık ordulara güneşsiz sokulan bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek şakakların sıcağında kuytu bir ses büzülüp ölecek sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında bahar şenlikleriyle. sürdüren ellerini yangın …

Devamını oku