Kategori: Şiir

bir yılın en soğuk akşamında aşk övgüsü

yemin ederim şiir değildir, şiir değildirdaha başka bir şeydir ki, göz yumulur.. nasıl yadsınabilir yüreklerde gezinmesitozlu bir gümüş tabağın, çiçeksiz bir sardunyanınbir kadifenin avuçları kamaştıran anısııpışık caddelerden, armağanlık çiçeklerdenkanı çekilir gibidir eski dünyanınkalabalıkta, yarışsız bir hipodrom ıssızlığındabir suyun durmadan durmadan aktığı sanısıgeceyi, egemen geceyi hazırlayan akşamıbir altın yüzük gibi sıyırmak taşbebeklerdenköşebaşları acımasız bir yüzdürler sunarlar …

Devamını oku

Cem Gibi

gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken sugecenin yenik bahçesinde dolaştım, sarı bir yağmurdubitip tükenmeyen kayalıkların ortasında mahsuriçimde titrerken anılar ve kaçışın bakır kokusuçocukluğum bir taht odası, bursa’da yenik sultanlığımbütün kapılar kapanmış, bütün kapılar surdöndüm, ardımda yansıyan o büyük aynayı gördümvarlığın ve hiçliğin kaynaştığı, göçebe yağmur. gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken suvardığımda yoktu bütün kapılar. …

Devamını oku

üzgün kediler gazeli

gözlerin yağmurdan yeni ayrılmışgibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak sen bir şehir olmalısın ya da narbelki granada, belki eylül, belki kırmızı gövden ruhunun yaz gecesi mi neçok idil, çok deniz, çok rüzgar çocukluğun tutmuş da yine aşık olmuşsunsanki bana, sanki ah, sanki olur a aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerinidiye övgü, diye sana, diye haziran …

Devamını oku

Orda Kaldım

giden gitti (yiten zaman)açtığın kapıdan girdim, adımı söyledimişte orda kaldım herkes nerde? (gibi yanlarında durdum)yiten zaman (onlar öyle sandı)hiç ayrılmadım ki (aklım)ben orda kaldım senden bana hiç durmadan akan neyseolsan olmasanyansıladım (yüreğim, ben)sen yoksan da iki oldukgidenlerle gittim (gibi)dünya (zaman)ben orda kaldım Gülten Akın

Yoksul Yokuşu

yoksulların çocukluk fotoğrafı az olurhiç olmaz belki de avuntunun bez bebeğimisketler yuvarlanır yokuş aşağıher şey masallar kadar yakınken gerçeğesabahları umuda yoran babalarakşamları yarı bunak ve kamburyokuşu sırtlanıp da gelirler eve çok yokuşlu semtlerde yaşadık hepderimiz de bahtımız da abanozgillerdenbeş taştan biri yuvarlanır dört taşakız oyunu der çekilir erkeklereğilir topaçlar ve gazoz kapaklarıölüler de yoksulluğun payandasıymış …

Devamını oku

Hayatta Ben En Çok Kendimi Sevdim

“Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim” şairi C. Yücel’e, “Hayatta Ben En Çok Annemi Sevdim” şairi A. Budak’ave kendime Hayatta ben en çok kendimi sevdim:Karanlık suların, sivri yapıların dibindeÇırpınıp durdu kırmızı bir yaratıkBoğuldu ve kurtuldu kendi kirindeYağmaktan bıkmış bir yağmur gibi dindim Hayatta ben en çok kendimi sevdim:Dağılmış cambazhane, dikenli telGüneşli bir günün derin uykusuDerinleşen …

Devamını oku

İlik

Bütün evlilikler bir gün bitecekSize bunu bildirmeyi bir görev bilirimBütün kelimesine yakışmayanHer ne anlamı varsa evliliğinBütün koltuk takımlarıyla beraberBütün ah canım nasılsınlarGüzel kadın çirkin kadınHasta ve gebehepsi bitecekTüller de perdeler deGündüz ve gecehepten sönecekBelki aranızdan biri ilk sabah hiç bitmesin isterİlk sabah hiç bitmeyecektirBen bunu kastetmemiştim Ben bunu kastetmemiştimİlk sabah hiç bitmeyecektirKuşların uğultulu kanat çırpışları …

Devamını oku

Aşk Şiiri

ben uzun yeni harmandım, sen tekinsiz bir bakış sen haldun tanerin duvar dibiydin, ben bodrum katta öğrenci evi sen yanlış alarmdın, ben sızlayan on yedi böylece karar verdim aşk şiiri yazmaya fazla tutkulu, fazla türk, fazla bilmem ne kızkulesi-üsküdar, üsküdar-kızkulesi arada boşluk yok, arada hiçbir şey fazla yakın, fazla tehlikeli dersten kaçınca içimdeki geri dönme …

Devamını oku

Gelincikler

gelincikler tek tek göründü mü çayırlarda işi iş kasabanın su yüzlü çocuğun işi iş bir de poyraza döndü mü hava başlar masmavi damarlar fışkırmaya yanaklarından faytonların turuncu tekerlekleri yansır gaz tenekeleriyle çevrili bahçelerde asılı çamaşırlarından bir tutam çivit kokusu alıp gider gelincikler tek tek göründü mü çayırlarda. saat onikilerde postanede mektup yazan adamlara bakar bir …

Devamını oku

Ateşte Unutulmuş Ferman

herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar kendi külünde söner bütün rüzgârlarına yazıldığın akşam ateş tadında kum tadında kalarak derinleştirir bazı ayrılıkları zaman al ağrını git burdan en uzun eylülü ömrümüzün uyutmuyor seni ne kömürleşmiş bu gurur ne göğsündeki kaplan seçilmiş taş milyonlarca taş arasından başını vurduğun çok gençti genç olmak için bile kendi zamanına muhtaç …

Devamını oku