Kategori: Şiir

Urla

Diyelim bir masa var önümdeElimde bardakOturmuş içiyorumBardak mı Urla mı tuttuğum? Bardağı masayaTak!Vurdum mu vurdumMasaya dönüyorumUrla, uzak, uzak, uzak Diyelim oturmuş yazıyorumBirden duruyor kalemBir görüntü ak kağıtlardaEv ev sokak sokakYine Urla oluyor konum Bir ağız mızıkam varÜflüyorumRe mi fa sol laBir es mi giriyor araya-Ya Urla? Bardak değil o baylarTak!Masaya vurduğumHak arıyorumDüpedüz hak!Bütün mahpus kasabalarKüçük …

Devamını oku

Buz Gibi

Aşk iyidir bakDuyumunu artırır insanınHele don gömlek sabahlarıTıraş olacağını duyarsınYeni gömleğini giyeceğin gelirBir yeni biçim eklersin insan olacağaMasaya, merdivene, aynalı dolabaDerken ardından şıpın işi bir kahvaltıAmanın dersin bu ne delice gidiş?Paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı?İspinoz düşünür müydü?Deli olan kaşınır mıydı?Kolların upuzun Walt Whitman’ı okumaktanAğzın desen bir karış açıkSokaklar yok mu, o sokaklarÖnce bir yeşile …

Devamını oku

Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiçYağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm deBir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle…Ve yarışırsa ancak Monet’ninKadınlarına yaraşan giysilerinleGördüm deBen seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç. Öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilindeBir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstündeBir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasındaÖyle …

Devamını oku

Gül

Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tiren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum Her nasılsa sokağa düşmüş …

Devamını oku

Huzur

Kalemi her elime aldığımda,Gelip gözlerimin önüne perde oluyorsun…Gözlerini yazmak istiyorum, olmuyor,Gülüşün takılınca aklıma, öylece kalıyorum… Ne bir satır, ne bir harfSeni yazmak böyle zor işte,Huzur nasıl anlatılır ki?Bir kalemin ucuyla, damlar mı bir kağıda?Sen kal yine aklımda…Hep hatırladığım, hep sevdiğim gibi… Azize Su

Ufuk Hasreti

sarp dağlardan örülmüş dört duvar içindeyim,nerdesiniz güneşler, nerdesiniz ovalar?dağılmaz, simsiyah bulutlar içindeyim;nerdesiniz güneşler, nerdesiniz ovalar!.. yine duman kapladı zindanımda her yeri,çoruh’a savuruyor yaprakları sonbahar…nerdesiniz ey sabah ve akşam güneşleri;nerdesiniz atımı koşturduğum ovalar?.. duvarlara çarparak çırpınan bir kuş gibi,gözlerim uzak, geniş bir ufuk aranıyor.çoruh, dağlar içinde akamaz olmuş gibi;süzülerek geçtiği ovaları anıyor. ufuk… ufuk… upuzun deniz …

Devamını oku

Layya – iki

iki leylaklar yas tutuyor bu şehrin ötesindezindanlarda gül açmış bu gece duyuyorumkaybolup gitmiş sesim senin tatlı sesindebu gece bir kartalı öldürmek istiyorum rüyamda bir mezarın son defa yanan mumuve zakkum ağaçları tırmalıyor ruhumusana bu gece benim artık kaybolduğumusöylenmemiş sözlerle bildirmek istiyorum kimi uyur ve kimi dansa başlar delicebiri bu dansa bakıp matem tutar gizlicebense burda …

Devamını oku

Layya – bir

bir karanlıklardaçok az kalmışsa zamanaşk için konuşmayakaybolup gitmişse cananve vakit yoksa ağlamaya onun aranan bakışlarındanşiirlere can damarıma kangibi bir alev dolanmıyorsaben bu karanlıklardasusmaya dayanamam ırmak olmuş bakışlar akıyor akıyorböyle duramamaşk yarılmak üzere bir gökyüzüdür şimdiki varolmak adınakanıyor kanıyorartık susamam ilk sezgi ilk rüya ilk kelimelerben tutkunu oldum hıçkırıklarınkonuşan ve susan o inlemelerakar denizine tüm çığlıklarıngül …

Devamını oku

Seni Öpsem

seni öpsem, gülse bir halkseni öpsem, yoksullukutansa verdiği acılardankırılsa her türlü korkunun kanadı. seni öpsem, silinsealın çizgilerinden gamyürek kuytularından akşam.bir sonsuz yağmur yağsaaşkın kardeş bulutlarındanaynı mutlulukla ıslansa dünya.ayrılığa kapanmasa kapılarodalar üzgün durmasa. seni öpsem, buğulanmasa gözleringülse yaz günleri gibiinsanların gölgeli yüzleri.kar yağmasa dar yolunakardeşimi koynunda saklamış dağlarınçıkıp gelse alanlardananılardan, duvarlardano gencecik ermişler.işısa yeniden annelerin yüreğiçocuklar …

Devamını oku

Kurander

Uzaklarımda bir yerlerde; binlerce yıldır toprağın altında kalmış bir medeniyetin krallarına ait mezarlar gün yüzüne çıkarılıyor. Her biri ölürken; en değerli eşyalarının arasında, onlarla birlikte toprağın altına gömülmüşüm. Adet olduğu üzere bana da cenin pozisyonu vermişler her seferinde ve her seferinde bu pozisyona inanarak, kanarak, yeniden ve yeniden doğmuşum. Şimdi birileri; ellerinde kazmalar, kürekler, son …

Devamını oku