Kategori: İstanbul Şiirleri

Kırık Değirmen

Bir içimin alacakaranlığında dayanmak meselesi,Bir bu fena İstanbul akşamını yaşamakNice odaların kapanmış penceresiGene bana iniyor yalnızlığıma sığınmak. Gene benim, şimdi tek başına, sonra beraber.Bir yanım mağrur sağlam, bir yanım gücüme gider.Bir yanımda karşı koyma, bir yanımda ezilmeler.İkili tutkular gibi canıma okuyacak. Her şeyler devam eder bu bildiğim gidişte.Evli evine giderken yolcu yoluna.Ne rüzgârlar yapacağını yapmış …

Devamını oku

Korkulu Yalnızlık

Şimdi sen gideceksin, ben kalacağımHer defasında yeniden kaybeder gibiYa bir iskele kahvesindeYa bir tramvay durağındaUzaklaşan adımlarına bakacağım. Tarzıevin ya da bir başka vapurÜsküdar iskelesinde dururkenSeni deniz aşırı bir yoldaBırakmak dediğim budur işteZamanlar geçer doğrudurAma bu vazgeçilmez çırpınışlarSana doğru sürüklerken beniYarı düşler içinde geçen her geceden sonraEllerim dalıp giderse karanlıklaraEllerin karanlıklara dalıp gitmesiNe demek olur?… Şimdi …

Devamını oku

İstanbul

İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasınHavada kaçan bulutların hışırtısıKaraköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyorYenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişlerHiç kımıldamıyorlarAyasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev evİnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlarBoyunları bükükYorgun asabi kederli kindarYığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyorBir anda şehrin dört bucağına akacaklarBir …

Devamını oku

Sardunyanın Yazgısı

bir çok adın var seninevlerden evlere geçerken değişmezrakıda sınırsız…şarapta aynı sessizliksarısabır çiçeklerinin okşanması sırf telaş!yüzünde gezinen gün sonlarıalacası var karanlığı varsesinde bitimsizyeryüzünde an çağcıl acıdır:ansızın unutmakönce beni sonraadını unutun.ve ellerini tutuşturdun gün sonlarısonra kapalıçarşı’yı, ayasofya’yıbir istanbul gibi yandın iskeletindeoysa ten sarı, dil sarı, ateş sarıbir tek unutmazsa kendini sarı unutmazsakla bunu.tekrarlarsam adını unutmam seni.bir çok …

Devamını oku

Galata Kulesi

6 Haziran 1973,pırıl pırıl bir yaz günüydü, aydınlıktı, güzeldi dünya, bir adam düştü o gün galata kulesinden. kendini bir anda bıraktı boşluğa; ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu. bir adam düştü galata kulesinden; bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat, ışıl ışıldı gözleri, içi, bütün insanlar için sevgiyle doluydu çıktı apansız o dönülmez yolculuğa kendini …

Devamını oku

Ayrılık Şiiri

Her satırıMendireğe dizili karabataklara benzeyenBir mektup bırakarakbalıkçı koyundansisler icinde uzaklaşan kayık gibibir sabah usulca ayrıldınkoynumdan Bütün yolcularınıBoğaz köprüsünün çaldıgıAraba vapurununboş seferlerigibi yanlızca rüzgârgezinir sensizyüreğimde Durgun bir sudur aslında denizki çocukların acemi oltalarını denediklerikuytu bir iskelenintahtaları altına yazıdıgımayrılık siirini okudukcadalgalanır… Sunay Akın

Aşk

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. GitGözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyorduŞurda senin …

Devamını oku

Yar Çekimi

Beni alıp çıkarsalar feza füzesiyle gözümü bağlayıp, atsalar sırtımdan itip; Yine İstanbul’a düşerim. ‘Yer çekimi’ değil; ‘Yar çekimi’ derim. Küçük İskender

Rüzgar Gülü

önümden çekilirsen İstanbul gözükecek nerede olduğumu bileceğim sisler utanacak eğilecek ağzının ucundan öpeceğim saçına kalbimi takacağım avcunda bir şiir büyüyecek nerede olduğumu bileceğim bu çıplak geceler yok mu bu plak böyle ağlamıyor mu camları kırmak işten değil delirecek miyim neyim kirpiklerimden mısra dökülüyor kenya’da simsiyah yalnızım yoksul bir şilepte gemiciyim malezya’da yük bekliyorum önümden çekilirsen …

Devamını oku

Bir De Beni Ekleyin

hatalarımızı çıkarsak geriye ne kalır hayatımızdandokunulmuş yerlerimizde soğuyan sevinçli yaşamlar mıhiç solmayan çiçeği görmüş müdür hai-kai ustalarıve dikenlerini içine büyüten bir gül kimin kanayanıdırbir de bunu ekleyin neden yorgun akşamları giyindik her sabah üstümüzeaktar ölçeğinde mi incelir hüzün, sarraf nezdinde mioluksuz bıçaklarla sevişen kaçıncıda ölürve kısa pantolonlu bir çocukluğun dizleri neden hep kanarbir de bunu …

Devamını oku