Bir şey bilmiyorum -dedi- bir şeyim yok, bir şey değilimburadaysam, dünyanın içinde, çakılmış bir büyük kanatla göğsüme,odur öğrendiğim tek sözcük, söyler ağlarım- onu tanıyorum, onunla varım, onu haykırırım rüzgâra-uykusuz ıssız gecelerde öldürenlerin öğrettiklerionca taşın taşlanmanın altında -yalnız bir sözcük:Özgürlük, Özgürlük, Özgürlük. Yannis RitsosÇeviri : Ahmet Yorulmaz
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Yalnızım
Yalnızım, yaslanmışım sisin içindebir yoldaki ağacın gövdesineve yüreğimde yalnızcasenin anın,soluk, engin,yitmiş soğuk ışıklarda, uzakher yerden, ağaçlar arasında. Ama kimi zaman daha ateşli bir sızıtitretir yüreğimi,o zaman eğilirim, kendimi sıkarak,neredeyse uzatmak, daha ateşli duymak,içimde hapsetmek içinbu amansız titreyişi. Senden kalan tek şey,bu acısını çekebilme gücü,soğuk yalnızlıkta,yitik görüntünün,sarışın ruhunun,hüzünlü ateşin varlığındaki,ölen, sonsuza dek …
Şub 23
Ana Gibi
Girmiştim seninle bir zamanlarbir aşk evineve bırakıp gitmiştim orayıanlayışsızlık yüzünden,nefret ederek uzun sokaktan dayıldızsız gökten de.Sonra ilk taş düşüverdiyüreğime.Yapı bitti şimdi.Soluk alınıp verilmiyor içinde. Nina CassianÇevirenler: Kemal Özer / Ergin Koparan
Şub 23
Zamanın Ritmi
Saklı bir şey vardır her insanın içinde,Biliyor musun arkadaş, ne olduğunu onun?Dayanandır o, bir milyon yıldır darbelereVe sonuna dek de dayanacak olan. Önce doğdu o, takvimlerden,Ve büyüdü ötesinde yaşamın,Kesti zehirli sarmaşıklarını şeytanınBir bıçak gibi, dehşetli yangın. Oydu harlayan ateşleri, yokluğunda ateşinVe tutuşturdu aklını insanın,Su vererek çeliğine kurşunlanmış yüreklerin, Başladığı andan beri zamanın Süzüldü sularından Babil’in,Kayıplardayken …
Şub 23
Piyadenin Şarkısı
Bağışla piyadeDüşünmeden öylece:Yürüyoruz her an,Kızıştığında yer yüzünde bahar.Yanlış adımla,Ve kaçışı olmayan, basamaklarda kararsız…Yalnızca beyaz söğütler,Gibi beyaz kız kardeşlerin, bakakalır ardından. İnanma havalara,Aralıksız yağar yağmurlar.İnanma piyade,Söylenir hep, o yüreklendirici şarkılarİnanma, inanmaBahçelerde bülbüller çığlık çığlığaSürüyor hala, hayatın ölümle hesaplaşması. Zaman bize öğretiyor:Devam ediyorsa hayat, açık kalmalı kapılar…Yoldaşım, dostum.İşte tamamıyla cazip bir görev sana:Daima gezeceksin yollarda,Ve sadece bir …
Şub 23
Sana Saklayacağım Yer
Sen yoksun,hiç olmayacaksın,görüntünse halagözlerimde.Başka hiçbir şeyin…Seni görmek içinHer günYollarını bekliyorumBir umutbulmak için.Üzerini toz kaplamışresim misali,hergün gözlerimisiliyorum,gözlerimdeki görüntünüsana saklayacağım,sen yoksun diye. Qalib Bagirov
Şub 23
Uyandırmaya Gücüm Yetmedi
Hayallerim,Benden uzak düştün.Sensiz özledim,Aradım, aradımBir kızın göğsündeMayışıp uyurkengördüm.Kıyamadım uyandırmaya –gücüm yetmedi.Af ettimSeni. Qalib Bagirov
Şub 23
Urla
Nasıl kiKalkar, doğup büyüdüğün şehreGidersin bir geceVe bakarsın temelinden yıkılıp yeniden o şehirVe yakalamaya çalışırsın geçen yıllarıOnları yeniden bulmanın umudu içinde Yorgo Seferis (1 temmuz 1950 İzmir günlükleri)
Şub 23
Ama gene de üzülüyorum
geçmiş dönmez, mümkün değil, yas tutulacak bir şey yok bunda.her devrin kendine ait bir güzelliği var.ama gene de üzülüyorum işte. artık yemek yiyemeyeceğizaleksandr sergeyeviç’le, yar meyhanesi’ne gidemeyeceğiz iki kadehliğine. artık el yordamıyla dolaşmamız gerekmiyor sokaklarda.otomobiller hazır, roketler hazır uçurmak için bizi uzaklara.ama gene de üzülüyorum işte, bir tek troyka bile kalmadı moskova’dave hiç olmayacak bundan …
Şub 23
1 Ocak
Günün kapıları açılırdilin kapıları gibi, bilinmeyene. Dün gece anlattın bana: Yarın imleri düşünmek zorunda olacağız, görünümü çizmek, planı tasarlamak çift katlı sayfası üzerine kağıdın ve günün. Yarın, yaratmak zorunda kalacağız, yeniden bu dünya gerçeğini. Gözlerimi geç açtım. Saniyenin bir anı için Aztek’in duyumsadıklarını duyumsadım, uzanıp beklerken dağlık durunun kıvrımında ufuktaki çatlaklar arasından zamanın kesin olmayan …