Büsbütün yitirdi onu. Şimdi arıyorher yeni sevgilinin dudaklarındasevdiğinin dudaklarını, kucaklarkenbir başkasını aldansın istiyoraynı çocuğa kendini hep ona veriyor sansın. Büsbütün yitirdi onu, sanki hiç olmamış gibiçünkü kurtulmak-öyle demişti o- kurtulmak istiyorduhasta tensel eğlencelerin lekesindenlekesinden tendeki utancınvakit var daha diyordu- vakit var kurtulmaya. Büsbütün yitirdi onu, sanki hiç olmamış gibi.düşlerinde, sanrılarındabaşkalarını dudaklarında hep onun dudaklarıyanıyor, yeniden …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Ayrılık Türküleri
1geldi üç yara ile:aşk yarası,ölüm yarası,hayat yarası. gelir üç yara ile:hayat yarası,aşk yarası,ölüm yarası. benim var üç yaram:hayat yarası,ölüm yarası,aşk yarası. yazdım kumlar üstüneben bu üç adı:hayat, aşk, ölüm. bir dalga geldi denizden,köpüklü, kocaman.hepsini sildi süpürdü. 2zorbalığın ağızlarıpusuya yatmış gözler.hırlayan köpekler.köpekler, köpekler.sonra ne oldu,hep kurudu. cesetler ve tarlalar.cesetler ve cesetler.öf, yollar ne pis,yollar küllü küllü. …
Şub 23
Bayılırım Kır Zambaklarına
Bayılırım kır zambaklarına, uzak,çaresiz hep birini bekleyip duran;ve kızlara, saçlarına çiçek takarakıssız pınarların orda düşler kuran; Ve güneşte şakıyan çocuklara,yıldızlara bakıp bakıp da şaşan;bana şarkılar getiren günlere sonra;ve gecelere, çiçeklerle dolup taşan. Rainer Maria RilkeÇeviri: A. Turan Oflazoğlu
Şub 23
Eski Şarkılar
Bir gün döner gelirseOna ne söylemeli?– Dersin ki bekleyerek,Kapadı gözlerini.Ya yine o sorarsaBeni hiç tanımadan?Belki bir derdi vardır,Ona kardeşçe davran.Nerde diye sorarsaNe cevap vereyim ben?– Ver altın yüzüğümü,Hiç birşey söylemeden.Ya derse ki salondaNeden yok hiç kimseler?– Açık kalmış kapıyı,Sönmüş lambayı göster.Ya o zaman derse kiNasıl oldu ölü mü?– Belki ağlar, korkarım,Söylersin güldüğümü. Maurice Maeterlinck
Şub 23
İncelikle Sevdiler Birbirlerini Uzun Zaman
İncelikle sevdiler birbirlerini uzun zamanDerin bir tasayla, çılgınca, isyancı bir tutkuyla!Kaçınıyorlardı itiraftan ve karşılaşmaktan,Düşman gibi; boştu ve soğuktu konuşmaları da. Suskun ve gururlu bir acı içinde ayrıldılar,Bazen ve ancak düşte gördüler yitik sevgiliyi.Öldüler sonunda, mezar ötesinde buluştular…Fakat orada da tanımadılar birbirlerini. Mihail Lermontov Çeviri : Ataol Behramoğlu
Şub 23
Ayrılış
Bir son öpüştü rıhtımdakaldı ardımda. Akıntıdan yana, denizlere yolun gidiyorsun bir kırmızı, bir yeşil ışıktır uzaklaşır. Wolfgang BorchertÇeviren : Behçet Necatigil
Şub 23
Son
Bu sözcükleri kanımla yarattım,Evet, acılarımla yarattım bu sözcükleri!Anlıyorum sizi dostlar, her şeyi anlıyorum.Benim olmayan sözcükler girdi araya,Anlıyorum sizi dostlar!Havalanmak istiyormuşum gibiKuşların kanatları, bütün kanatlarİmdadıma yetişti,İşte benim olmayan bu sözcüklerRuhumun bu karanlık esrikliğini kurtarmaya geldi.Şafak,Sıkıntı düğümlerini boğazımda hiçBu kadar sıkmadı sanki.Yine deKanımla yarattım, evet, acılarımlaBu sözcükleri. Yarattım onları!Neşe için sözcükler yarattımAlev alev bir taçken yüreğim;Çivileyen acının …
Şub 23
Yol
Bir gün bile uzak olma gün uzunGün uzun anlatamayacağım kadarTrenler bir yerlerde uyuduğundaİnsanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni Bir saat bile gitme gidersen uykusuzlukDamla damla birikir o saatteVe bir evi arayan bütün dumanYitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de Kırılmasın kumun üstünde görüntünGöz kapakların bensiz uçmasınBir dakika bile gitme sevdiğim Bir an bile uzaklaşsanDünyayı dolaşırım …
Şub 23
Elveda
Elveda! Artık ben dünyada Bir daha göremiyeceğim seni. Sen unutulmazsın ben unutulurum da, Sen gidince anlıyorum sevdiğimi. Ağlayıp – sızlasam ne var boş yere Gelecek güzel günler sağolsun. Gel, seni götüren yelkenliye, Sana geleceğim buralarda yoksun. Gidiyorsun ya böyle umut yüklü, Gene geleceksin çalım satarak, Seni arıyanları boynu bükülü Tanımayacaksın artık tanımayacak. Elveda! Sen güzel …