Evden kaçmak için yolu geçmeyiyapsa yapsa bir çocuk yapar.çocuk değil ki artıkbütün gün sokaklarda sürten bu adamüstelik evden de kaçmıyor. Hani yaz ikindileri vardırmeydanlar bomboş uzanır batan güneş altında,geçip gereksiz bitkilerle bir bulvardandurur yalnız adam.Değer mi bunca yalnızlık, gittikçe daha yalnız olmak için?Boştur yollar meydanlar yalnız gezildiğinde.Oysa bir kadın durdurmalıkonuşup da birlikte yaşamaya inandırmalı,yoksa hep …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Baba Olmak
Gereksiz denizin önünde yalnız adam bekler durur akşamı, bekler durur sabahı. Orda çocuklar oynuyor, ama bu adam isterdi ki bu adam onun da bir çocuğu olsun ve seyretsin onları oynarken. Her gün yıkılıp yeniden doğan ve çocukların yüzüne renk katan bir saraydır suyun üstünde koca bulutlar. Deniz her zaman olacaktır. Yaralar sabah. Bu ıslak kumsalda …
Şub 23
Güney Denizleri
Sessizce yürüyoruz bir gece yamacında bir tepenin. İlerleyen loşluğunda ikindi vaktinin, beyazlar giyinmiş bir dev sanki amcamın oğlu davranışı ağır, yüzü kavruk ve suskun bir dev. Bize bunca sessizliği öğretebilmek için çok yalnız kalmış olmalı atalarımızdan biri – ya aptallar içinde bir büyük adam veya zavallı bir deli Amcaoğlum konuştu bu akşam. Kendisiyle çıkıp çıkmayacağımı …
Şub 23
Bahçenin Fethi
BaşımızınÜstünden uçan Ve giren serseri bir bulutun karışık düşüncelerine Ve sesi kisa bir mızrak gibi geçen, ufku baştanbaşa O karga Kente götürecek bizim haberimizi Herkes biliyor Herkes biliyor Sen ve ben o soğuk asık yüzlü delikten Bahçeyi gördük Ve kopardık elmayı 0 oynaşan ve uzak daldan Herkes korkuyor Herkes korkuyor ama sen ve ben Ulaştık …
Şub 23
Giderek daha uzak
Giderek daha uzak, giderek daha ıssız bir yerden Ve yalnızca düşlerde görebilirim seni. Sana yazsam, hava yakar mektuplarımı. Karşılamaya gelsem seni, atım tökezler. Yol boyunca aldığım yaralardan Başka bir şey değilim, sana ulaştığımda. Gözlerinde yansıyan, bölünen ve bozulan Kendimden son ayrılıştan başka bir şey değilim. Yolun iki yanında, gerideki dağları işaret eden, Yüzleri beyaza boyanmış …
Şub 23
Pire
Bak şimdi şu pireye; bak da gör işte, Benden esirgediğin ne denli küçük bir şey. Benim kanımı emmiş, sıra gelmiş seninkine; İki kan karışmış bile şu anda bu pirede. Sence de, ne günah sayılır bu, ne ayıp, değil mi; Ne de kızlığın elden gitti yani şimdi? Oysa şu pire, kur falan yapmadan alıyor alacağını, Şişiyor …
Şub 23
Bekleyiş
Kimdir demiştiniz?Keder kuşlarını ben de gördüm Flütün ucundan bir oraya bir buraya Evet, biliyorum, herşey benim düşgücüm Şeyi, nasıl söylenebilir, bu kelimeler Böyledir işte: Tam tutacakken… Yağmur yürüyüşüne çıkmıştık o gün, Unutmam ben ayrıntıları, kimdi Hatırlayamıyorum tabii, ne önemi olabilir İsimlerin, evet yüzünü de getiremiyorum Gözümün önüne, eylüldü, eylüllerden Biri, cehennem kimdir diyordunuz? Enis Batur
Şub 23
Kaçış
durgun denizde gün döner,bir kahraman ağlar gibi görkemli. bir yalnız yıldız izler onu telaşla. batı göğünden aşağı: yalımlar içindeki şimdi kara yel eser üstünde sarı kumların ve o yoğun, sinsi gecede sırtında bir dev ruhla geçtiği görülür hızlı bir uçuşla zaman atının. Chin Tzu – HaoÇev: İsmet Özel
Şub 23
Kış Buluşması
I. Öyle bekledim ki bu kışı başka hiçbir kış beklenmemiştir o denli başka kimselerce, hepsinin mutlulukla buluşma sözleri vardı: bense yalnız seni bekliyordum, karanlık saat. Eski kışlara mı, benzer bu, ana babayla, kömürün ateşiyle ve at kişnemesiyle sokakta? Gelecek yılın kışına mı benzer, Yokluğun ve tam soğuğun kışı mı ve doğa bilmez mi göçüp gittiğimizi? …
Şub 23
Guillermina acaba nerde?
Guillermina acaba nerde? Ablam çağırmıştı onu, gidip kapıyı ben açtım, güneş girdi içeri, yıldızlar girdi; iki buğday başağı girdi, iki göz girdi, dipdiri. On dördüme basmıştım , hoşuma gidiyordu ağırbaşlı görünmek, inceciktim, çeviktim, ama bir yandan kaşlarımı çatıyordum boyuna. Örümcekler arasında yaşıyordum, her karışını biliyordum ıslak ormanın, beni tanıyordu böcekler, üç renkli arılar tanıyordu beni. …