Kategori: Çeviri Şiirler

YAĞMUR DAMLASI

Az önce denize düşen bir
Yağmur damlasını arıyorum.
Acele acele aşağı indiğinde,
Daha parlaktı diğerlerinden.

AYRILIK

Beni terk ettiğin an,
Gittiğin an değil inan ki.
Git, küçüğüm, bırak beni, .
Git de bir an önce kurtar kendini !

TEFEKKÜRE DALMA

İnsan öylesine sever önce,
Bir zevk ve merak uğruna,
Belki bir umut görür diye,
Hayran olduğu bakışlarda

SUSMUŞUZ

Nous nous taisons İki söğüt, yalağın üstünde Salınır beşik gibi. Susmuşuz. Hiçbir şey söylemesen de Biliyorum, bu son gecemiz. Hoşça kalın, solan yapraklar, Gökteki Ay, dekorlar anlamsız ! Kumrular, alacakaranlıklar; Hoşça kal son noktadaki yıldız ! Senin yüzünde acı bir gülücük, Benim yüreğimde ise tütsü tütsü Uzaklardaki ıssız, boynu bükük Bahçelerin o tatlı şimşir kokusu. …

Devamını oku

Maurice Careme: Oyun oynadığım bir yerin yakınına gömülmek istiyorum ama mezarlığa değil.

Ecel gelip elim kolum bağlayınca,
Ruhum çıkıp dağlarına erişince,
Çayırda uyuyakalan bir çocuk gibi ben de
Ebediyen dinlenebilecek miyim koca bağrında

Konuşmadan önce düşün

Konuşmadan önce düşün;
Gereği var mı?
Şefkat barındırıyor mu?
Kimseyi incitebilir mi?
Sessizliği bozacak kadar değerli mi?

HEYECAN

Ve sonsuz bir aşk dolduracak içimi;
Göçebeler gibi, uzaklara gideceğim,
Mutlu, bir kadınla birlikteymiş gibi

KİTABE-İ SENG-İ MEZAR

Épitaphe Mezarlığa uzanan kenar mahalleden, Bin bir hayal içinde her geçtiğimde, Tahta haçlarla, künyelerini bekleyen Çok sayıda taş mezar ilişirdi gözüme. Uçup gittin yavrucuğum, ve karanlık Ördü ağını umudu tükenen ruhuma. Ah, adın kalbimden hiç çıkmayacak, Bir mezar taşına kazınmışçasına. 1877 François CoppeeÇeviren: Yakup Yaşa

GÖL VE SÖĞÜT

Yalnızlık şu derin gölün
En tatlı, en sadık misafiri :
Ne o güzel söğüdü ne kendisini
Bir an olsun terk etmiyor hüzün.

KİTABE-İ SENG-İ MEZAR

Bir gün fâni dünyadan göçüp
Gidersem, tabutumu örtüp
Şöyle yazın mezar taşıma
“Burda, bahtsızların piri yatıyor,
Şu kara yerde ne güzel uyuyor