Sensiz mehtaplı bir gecede yine o sokaktan geçtim,Bütün bedenim göz kesildi şaşkın şaşkın senin ardından baktım.Ruhumun derinliklerinde senin hatıranın gülü parıldadı.Yüzlerce hatıranın kokusu yayıldı. Birlikte o sokaktan geçtiğimizi,kanatlanıp o muhteşem halvette gezindiğimizi hatırladım.Gönlümün senin arzunla kanat çırptığı ilk gün,Bir güvercin gibi çatının saçağına kondum.Sen beni taşladın! Ben ne ürktüm ne de kopup gittim.O gece ve …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Misafir
Dünya, hiç durmadan seferde olan bir tren gibidir.Zaman raylarının üzerinde, süzülen yıldız gibi akar geçer.Ezelin karanlık derinliklerinden,ebedin bilinmeyen yarı aydınlık çöllerinene haberler götürüyor da, böyle acelesi var?!Trenin yolcuları, ezelden ebede değil, ah, kısa bir fırsatta,bu upuzun yolun iki durağı arasındaisteseler de, istemeseler de ilerliyorlar.İki durak,tanıdığın iki durak:doğum ve ölüm;iki yokluk arasında kısa bir varlıkAdı ömür …
Şub 23
Dünya Geçidinde
Gül seyrinden doyulur mu?Gül ile arkadaş olan yaşlanır mı?Yüzlerce dağ büyüklüğünde üzüntünbir arpa kadar mutluluğun olsa bileonu karanlığın derinliklerine at, bunu koru.Dünya bir geçittir.Başlangıcı ve sonu belirsiz.Yol, ama düzgün değil.O yoldan bir defa geçeceksinAh, bir defa…Bir defa…Bir defa…Görürsün, bir gün seni gülden daha nazik bir şekilde doğurur,sıkıntılarla besler büyütür,ertesi gün soldurur ve yapraklarını yerlere serer!Toprağını …
Şub 23
Tarih Geçidinde Bir Damla Gözyaşı
Kâbil’in eli, Hâbil’in kanına bulandığı günden beri,Adem’in çocuklarının damarlarındaki kanda,acı düşmanlık zehri dolaşmaya başlayalıdan beri,İnsanlık öldü!Adem diri olsa da…!Kardeşleri, Yusuf’u karanlık kuyuya atalıdan beri,Baskı, zulüm ve kanla Çin Seddi’nin duvarları yükseleliden beri,insanlık ölmüştü!Sonra dünya insanlarla doldu…Ve bu değirmen döndü, döndü…Adem’in ölümünden sonra asırlar, asırlar geçti.Yazık!İnsanlık bir daha geri dönmedi!Asrımız,insanlığın ölüm çağıdır!Dünyanın sinesi iyiliklere kapalıdır!Özgürlükten, doğruluktan, …
Şub 23
Barış Diyarından Bir Esinti
Birisi günün birinde bana:“Bunca yaşadın. Ne yaptın?” diye sorarsa,Ben, defterimi gözlerinin önünde açıp ağlayarak,gülerek başımı kaldırırım:“Yeni bir tohum attım toprağa,dirilip boy atacak, meyve verecek.Ancak, çok bekledi, geç kaldı.”“O uçsuz bucaksız masmavi gökyüzünün altında,avazımın çıktığı kadar her yerde aşkın yüce adını tekrarladım, durdum.Bu yorgun, bu kısık sesimle,dünyanın bir köşesinde uykuda kalmış birini uyandırırım diye.Ben şefkati övdüm.Ben …
Şub 23
Ferîdûn-i Muşîrî Şiirlerinden Mısralar
Asırlardır iyilik uykuda,Kötülük her tarafta kol gezmekte…Ne oldu? Ne oldu?İyilik gülleri birdenbire soluverdi.Yoksa gizli bir el,gecenin bir yarısında sevgiyi ve şefkati çalıp da beraberinde mi götürdü.O devirlere nasıl inanırlar?Çocukları buna inandırmak için yemin etmek gerekecek.Bu dünyada iyi olmak, yemin olsun ki, işlerin en kolayıdır,İyi olmak, yemin olsun ki işlerin en kolayıdır.Bilmiyorum, neden insan, bu derece, …
Şub 23
Vefalı
Gece oldu, çöktü karanlık ay yüzlüm gelmedi.Yoluma aydınlık saçan gelmedi.İnlemek istedim ama yapamadım,Gönlümden dilime ahım gelmedi. Yorgunum, kırgınım, sıkıntılıyım ama,Ondan uzaklarda ölmeği istemiyorum.Değilim avın senin, uzaklaş benden ecel!Yar deyip ben güç kazanıyorum. O gelmezse ben giderim.Huzuruna kimin istersen giderim.Feleklere uçar, gezegen olurum.Denizlere dalar, balık olurum. Bulurum, şüphem yok onu bulurum.Azizim, canım, ay yüzlüm derim:Öldüreceksen öldür …
Şub 23
Vatana Dönüş
Yaşlandım yuva üzüntüsüyle.Bir tek isimdir varlığımdan geriye kalan.Öldüm üzüntüden. Ne günlerdir bunlar?Usandım ben bu hayattan. Kolum kanadım yoksa da,Çimenlere doğru uçamasam da,Değil mi ki Pençem, gagam, göğsüm ve başım var,Sürüne sürüne giderim bahçeye kadar. Uzaktan göründü çimen gözüme.Güç geldi dizime ve belime.Islak gözlerim gördü bir yuva.Yanıp kavruldu ciğerim vardığımda.Baktım bu yuva değil, tuzakmış.Ah…Yine esir düştüm …
Şub 23
Sevgilim benim
Duy uzaktan sesimi, sevgilim benimGözümden daha değerli, canımdan tatlı benimİlk ilham kaynağım, son andım benimYaşlı ülkem, ama şanlı şerefli yaşlım benimTabiatım, tarihim, imanım, İran’ım benim. Ayrı düşmüşüm senden, evladınım seninRuhum bağlı ama şefkatinle ve sevdanla seninHer zaman sanki gönül çelen kucağındayım seninTutkunuyum eşi benzeri olmayan geçmişinin seninKölenim, aşığınım, özleminle yaşamaktayım senin Ebu’l-Kâsım-i Lâhûtî Çeviri: Nimet Yıldırım
Şub 23
Son Aldatış
Olmasaydı son aldatışın eğer ey hayat,Yüz kere terk etmiştim şimdiye kadar seni.Çekmezden önce beni kendine yine,Feda etmiştim ölümün ayaklarına seni. Kesmek istediğimde ümitlerimi her defasında sendenAçtın hep yüzüme sıcacık kucağınıYaptığın her şey sadece bir aldatmaca, anladımGizlemişsin ama efsanelerle bu aldatmacalarını. Yok perdenin arkasında bu aldatmacaların dışında bir şeyGiydirmişsin binlerce elbise ama bedenineArtık usandığımdan gecenden gündüzündenİstiyorsun …