Kategori: Çeviri Şiirler

Uyku

gece, karanlık camlara çöküyor usulca,korlu küller gibirüzgar, evin avlusunda durmaksızın yerle bir ediyor gölgelerinilüferin kıvrımları, duman gibi dalgalanıyor duvardaçamların arasında büyücü mehtapışıksız kandiliyle süzülüyor usulcasanki kör karanlıkta avare ruhunu arıyor bu karanlıktan ve suskunluktan yorgundedim ki ey uyku, başparmağın yeşil bahçelerin anahtarıgözlerin, dinginliğin balıklarının karanlık havuzuağlayan çocuğumun yarattığı yükü çekip alve beni unutmanın peri suretli …

Devamını oku

Sonraları

benim de ölümüm gelip çatacak bir günışık dalgalarıyla parıldayan bir bahardauzak ve dumanlı bir kıştaya da feryat figandan arınmış benim de ölümüm gelip çatacak bir günbu acı,tatlı günlerin birindediğer günler gibi bomboş bir gündebugünün ve geçip giden günlerin gölgesinde gözlerim karanlık hollere döneceksoğuk mermerlere benzeyecek yanaklarımansızın bir uyku alıp götürecek beniacının çığlığından boşalacağım defterime usulca …

Devamını oku

Veda

gidiyorum; yorgun, solgun, ağlamaklıviraneme doğrusizin şehrinizden Tanrı’ya götürüyorumperişan ve divane gönlümü alıp götürüyorum, o uzak noktayagünahın renklerinden arındırmayaaşkın lekesinden temizlemeyeyok olup gitmiş, yersiz bunca istekten arındırmaya alıp götürüyorum, senden uzak kalsın diyesenden, ey boş umudun cilvesialıp götürüyorum onu, diri diri gömeyim diyebundan sonra konuşmayı hatırlamasın diye inleyiş titriyor, gözyaşı oynuyorah, bırak, bırak kaçıp kurtulayımsenden, ey …

Devamını oku

Hiç Unutmadığım

Ey seni hiç unutmadığım!Hiç beni hatırladığın oluyor mu? Hâfız-ı Şirâzî

Bir derdim var sevgiliden hatıra

Ben senin derdini kolay yitirmemCan vermedikçe gönlümü sevgiliden koparmamBir derdim var sevgiliden hatıraO derdi ki bin dermana değişmem. Fahrettin Irâkî

Mâzursun

44. Fasıl İşin gönül çelmektir senin; mâzursunGam nedir hiç bilmezsin; mâzursunHer gece kan ağlarken ben, sensizBir gecen bile yok sensiz, senin, mâzursun Ahmed Gazali Sevânihu’l-Uşşâk (Âşıkların Halleri)

Yadında mı doğduğun zamanlar?

Yadında mı doğduğun zamanlar?Sen ağlar idin gülerdi âlem;Bir öyle ömür geçir ki olsunMevtin sana hande halka matem. Hâfız-ı Şirâzî

Baba Tahir Üryan Rubaileri

Bahtım karadır, talihim allak bullakYas oldu nasibim, kaldım çırçıplak.Bir dağ yoludur aşk, yürürüm ağlayarak;Tanrım, kana boğ kalbimi, öldür ve bırak! * * * Neyler gibi inler yüreğim, yas doludur;Sensiz kalıverdim: Bu, cehennem yoludur.Mahşer günü? Bir Tanrı bilir. Son güne dekYazgın çiledir, gönül: Dövün, kıvran, dur. * * * Bak, geldi bahar: süsledi hasbahçeyi gül:Dallarda sevinç …

Devamını oku

Ardım Sıra Gel

Solgun zambağın güzel kokusuDüşlerime bir süs gibi çöküyor.Zambaklar kıyamet habercisi,Bu dünyada kalmayacaksın, diyor. Gönlüm huzura kavuşur benim,Ne ki hiçbir şey sevindirmez inan.Unutma, geçince son günlerim,Anla beni, yok olduğum zaman. Bilirim dostum, kısa bir yol var,Bu zavallı vücut yorgun düşecek.Bilirim: Aşk güçlü ölüm kadar.Yok olduğum zaman, sen ol sevecek. Gizli bir andı duyar gibiyim…Bilirim, o yürek …

Devamını oku

İki Pencere

Taştan bir duvarın içindeiki tutsak pencereiki yorgun iki yalnızbiri sen biri ben. Kara taştan bir duvarsoğuk eğri büğrü taştan… Vurulmuş sessizliğin kilidiyorgun dudaklarımıza.Kıpırdayamıyoruzduvarın ağırlığı altında. Aşkımız bizimbir var oluş öyküsüdür, bir bakışma öyküsü, ah! Daima boşelimle elinin arası.geçer aynı acıylagecemiz gündüzümüz seninle benim.uzak bir mesafe değil aramızdakiama çok fazla yine de!Rüzgarın şefkatli elleri birleştirir bizi …

Devamını oku