Kategori: Çeviri Şiirler

Darp

Bana göre Şiirin ve çivinin Başı birbirine benzer, İkisinin de,Sivri uçları dalınca derinlere, Şiirin üstünde acınınÇivinin üstünde ise çekicin izleri kalır. Şerko Bekes

Sızı

Ben uzun boylu bir sızıyımBaşka bir acının omzuna konmadan;Yaralar nerede ise beni bulur, Yoksullar da neredeyse ben onları bulurum. Şerko Bekes

Misafirlik

Ben yağmuru misafir ettim odamdaGittiğindeBir kır çiçeği bıraktı banaBen güneşi misafir ettim odamdaGittiğindeKüçük bir ayna bıraktı banaBen ağacı misafir ettim odamdaGittiğindeBir tarak bıraktı banaEvet, ey güzel kız ne zaman kiMisafir oldun sen odamaGittiğindeKendinle, gül, ayna ve tarağı götürdünFakat ardındaÇok nazlı bir şiir bıraktın.Şerko Bekes Mêvandarî Min baran kir mêvan li oda xweDema ku çûKulîlkek ji …

Devamını oku

Küçük Ölüm

Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar. Ağır ağır ölür tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar, beyaz üzerinde siyahı tercih edenler, gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında onarılmış yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine “i” harflerinin üzerine …

Devamını oku

Sevgili

Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne;Saçlarım içindedir saçları;Hali var, ellerimin halinden;Rengi var, gözlerimin renginden;Kapılmış, koyulmuş gölgeme,Göğe karşı bir taş gibi. Gözleri var, açıktır, herdaim,Uykuyu haram ettiren bana;Ya güneşleri önüne katan,Ya o ışık delisi rüyaları,Güldürür ağlatır da güldürür beni,Söyletir bilmeden ne söylediğimi. Paul Eluard

Hiç Kimse Bilemez Beni

Hiç kimse bilemez beniSenin bildiğin kadar Gözlerin, içinde uyuyupKoyun koyuna uyandığımız gözlerin,Ağarttı dünyanın tüm geceleriniİnsan parıltılarınla senin Gözlerinden başladı yolculuğumDünyalar ötesine anlamlı bir güzellikİçinde binbir hevesle uçtuğum gözlerin Gözlerinde yansıtırdı biziBitip tükenmeyen yalnızlığımızO bakışlar değil ki şimdi gözlerindeki Hiç kimse bilemez seniBenim bildiğim kadar Paul EluardÇeviri : Sacide Üçer

On Altı Ton

Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştırZavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştırKas ve kan ve deri ve kemiklerZayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırtOn altı ton yüklersin, eline ne geçerDaha da yaşlanıp daha da borca batarsınAziz Peter beni çağırma çünkü gidememRuhum şirkete zimmetliGüneşin ışıldamadığı bir sabah doğdumKüreğimi alıp madene doğru yürüdüm9 numara kömürden on altı …

Devamını oku

Merdivenden İnen Bir Nü

Cinsellik saçan buluşmalarıGerçekleşti duraksayarak, ilk kezmişçesine,Bir trenin pencereleri ışıltılarlaGörüntüleri yinelerken.Karşılarında kendini bilmez cafe’lerVe teneke, sineklerin taşıdığı dükkanlar. Coşkuluydu ikisi de.Bir ay ya da fazlası geçmişGörüşmemişler telefonla bile,Uzun süre sırt sırta dönmüşler: Kimin ilk adımı attığınıBilemedi öteki. Dolaşabilirler ufuk çizgisininKırıldığı yerdeGerçek dostlar gibi-Gölgelerin maviye döndüğü köşelerdeVe kuytularda.Şimdi eksik kalansa bir nü. Anna Rouse

Muallâka

1- Durun! Sevgilinin ve onun ed-Dahul ile Havmel arasındaki Sıktu’l Liva’da bulunan yurdunun hatırasına ağlayım. 2- Tudih ve el-Mikrat’a kadar uzanan, güney ve kuzey rüzgarlarının dokuması sayesinde henüz izleri silinmemiş olan hatırasına ağlayım. 3-Sevgilinin yurdunun geniş alanlarında ve oradaki su birikintilerinde, bembeyaz ceylanların karabiber tanesine benzeyen gübrelerini görürsün. 4- Göçlerini yükledikleri günkü ayrılık sabahında ben, …

Devamını oku

Yaşlı Bir Adam

Gürültülü kahvenin içerlek bölümündeyaşlı bir adam oturuyor tek başınabaşını masaya eğmiş, önünde bir gazete. Ve sefil yaşlılığının küskünlüğü içindehayatını nasıl boşa harcadığını düşünüyorgüçlü, yakışıklı, sazı sözü yerindeyken. Biliyor artık çok yaşlandığını, duyuyor, görüyor.Oysa daha dün gibi geliyor ona gençlik günleri.Nasıl da hızla geçmiş zaman, nasıl da hızla geçmiş. Onu nasıl yanılttığını düşünüyor aklının,ona nasıl her …

Devamını oku