O giden sensin sensin beni taşıyan, beni bırakan o deniz Dalgada ara beni o sonsuz olan sensin: gölgelerin ardında o yanıp sönen rüzgâr. Karda ara beni. O bilinmeyen sensin: kimseyle konuşmayan o kıpırtılı toprak. Rüzgârda ara beni. Rafael AlbertiÇev: Ülkü Tamer
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Sesim Karada Ölürse
Sesim karada ölürsedeniz düzeyine indirin onu,götürüp kıyıya bırakın. Deniz düzeyine indirin onu,beyaz bir savaş gemisininkaptanı yapın. Ey denizci nişanlarıylasüslenmiş sesim: yüreğin üstünde çapa,çapanın üstünde yıldız,yıldızın üstünde rüzgâr,rüzgârın üstünde yelken! Rafael AlbertiÇev: Ülkü Tamer
Şub 23
Sürgünden Şiir
Kimsin sen, uzaklardan çağıran beni korkular içinde, ses çıkarmadan, o ürkek ve sessiz rüzgârlara sessizce adımı ünleyen? Kimsin sen, niye bağırıyorsun, o uzak seslerde ölen nedir; kimsin sen, böyle fısıltılarla derimden ayıran kemiklerimi? Donmuş bir söz tadı var dişlerimde, ölmüş bir korku tadı ölü dilimde, yüreğimde bir vuruşun sessiz tadı var. Soğanın derisi kanda yüzüyor, …
Şub 23
Riprap
1.ÇİÇEK Ağlama, çengel, diş, ulumalar,etobur hiçlik, çalkantı,hepsi yokolmakta bu basit çiçeğin önünde. 2. O KIZ Her gece iner kuyuyaertesi sabah ortaya çıkarkucağında yeni bir sürüngenle. 3.BİYOGRAFİ Ne olabileceği değil,ne olduğuydu önemli olan:Ölmüştü işte. 4.GECELEYİN ÇANLAR Gölgelerden dalgalar, körlük dalgalarıalev alev yanan bir alında:Düşünceme su dökün, boğun onu! 5.KAPIDA İnsanlar, sözler, insanlar.Duraksadım:Yukarıda orada, yalnız ay vardı. …
Şub 23
Gönlü yanık kelebek, ateşten korkmaz
Güle sevdalanan, dikenin sataşmasından korkmaz,Sevgilinin yüzüne hayran kalan, başkalarından korkmaz.Kendi başından geçmiş, cesaretli delikanlı,Kan döken hançerden, darağacından korkmaz.Mansûr gibi “Ene’l-Hak” diye haykıran,Sırlardan habersizlerin kınamasından korkmaz.Ey hazine ve mücevher arayan, düşünme yılanı;Hazineyi ve cevheri götürecek olan yılandan korkmaz.Sevgilinin yüzünün ışığına aşığım, korkum yok ateşten,Gönlü yanık kelebek, ateşten korkmaz. İmâduddîn-i Nesîmî Çeviren; Nimet Yıldırım
Şub 23
Bellek
Her şeyi anımsamalıyım,çimen yapraklarını saklamalıyım,ipliklerini hırpanî olayların,ve metre metre dinlence yerlerini,sonsuz demiryollarının izini,acının yüzeyini. Eğer bir gonca gülü yitirmişsemve geceyi bir tavşanla karıştırmışsam,ya da belleğimin bütün bir duvarıyıkılmaktaysa,mecburum oluşturmayahavayı, buharı, toprağı, yaprakları,saçı, hatta tuğlaları,beni delik deşik eden dikenleri bile,kaçışın hızını. Merhamet gösterin şaire. Her zaman hızla unuttum,ve benim bu ellerimyalnızca kavranılmaz olanları tuttu,artık var olmayan …
Şub 23
Artık Kimse Yok
Artık kimse yok, hayır, ne ses, ne ağız,ne gözler, ne eller, ne de ayaklar: herkes gitti,duru gün bir çember gibi koşuyor,çıplak bir metaldir soğuk hava.Evet metal su ve hava, ne sarıçiçek öbeği salkımında öyle sık,onun o yapışkan kokusu bir de,eşsiz kalıtı bu toprağın. Nerde gerçek? Anahtarşaşkındırdır bir kapılar ordusu içindearasında başkalarınınbulamadankilidinibir türlü. Artıkişte bunun için …
Şub 23
Yitik Mektuplar
Benim için yazdıkları ne varsagörmez gibi okuyorum geçerken,bana yöneltilmemiş gibio haklı ya da kıyıcı sözler.Yadsıdığım falan yokiyi gerçeği, kötü gerçeği,bana sunmak istedikleri elmayıya da almış bulunduğum zehirli gübreyi.Başka şeyden söz ediyorum.Tenimden, saçlarımdan,dişlerimden,yandığım şeyden mutsuz saatlerde:gövdemle gölgemden söz ediyorum. Niçin diye sordum kendime, sordular bana,sevgisi de, sessizliği de olmayan başka biriaçar çatlağı ve bir çiviylevura vuraulaşır …
Şub 23
Yüzüstü Kalakalmışlar
Değil yalnız deniz, değil yalnız kıyı, köpük,güçleri boyunağme nedir bilmeyen kuşlar,değil yalnız şurada buradaki kocaman gözler,değil yalnız yaslı gece ve gezegenleri,değil yalnız orman ve yüksek kalabalığı,acı da, evet, acı da ekmeğidir insanın.Ama neden? Ben o zamanlarip gibi inceydim ve daha karabir gece suları balığından,ve elimde değildi,elimde değildi dayanmak, dünyayı değiştirmekisterdim bir yumrukta. lsırdığımı sandım birden …
Şub 23
Adonis Gibi Angela
Bugün yattım masum genç bir kızın yanındabeyaz bir okyanusun kıyısında gibi,korlu bir yıldızınyavaş yörüngesinin ortasında gibi. Sonsuz yeşil bakışındanaktı ışık kuru su gibiberrak derin çemberlerindetaze gücün. İki alazlı ateş gibi göğüsleriparladı dikelmiş olarak iki bölgede,ve çifte bir akıntıda ulaştı ateşbüyük ışıklı ayaklarına. Altın bir iklim olgunlaştı erkendenbedeninin gündelik uzantılarınave doldurdu onu akın akın meyvelerleve gizli …