karanlık bir dağdan iniyorum
o, dudaklarında mevsimsiz iki gelincik
çıkıp geliyor çalıların ardından
her zaman bir çit aramızda 
yürüyoruz şehre doğru 
dizlerinin üstünde bir çanta 
omuzu yaz hırkalı 
hayatın ucuna ilişir gibi 
oturuyor bahçe sinemasında 
acılannı boyuyor duvardaki kadınla 
filmi ellenyle seyrediyor 
düşmekten korkar gibi 
elimi arıyor karanlıkta 
yüzüme bakıyor arada bir 
bekler gibi bir okulun dağılmasını 
Söylemek istiyorum ona 
saçlarımı geriye tarama hakkının 
yalnızca onun olduğunu 
ve okşanarak uyandırılmak isteyen 
o eski çocuğun 
hala içimde uyuduğunu 
beyaz gemi battı, diyor, dönüş yolunda 
olmadı belki de hiçbir zaman 
bir sal yaptıydım, hatırla 
şenlikli güverteden geriye kalanlarla 
temizlenirken kirleri, gördüydün işte su 
işlemişti tahtaların içine 
takılı kalıyor boğazında 
sıyrılan başörtüsünün düğümü 
ağlayacak, biliyorum 
araladı çünkü yine yüzünü 
Nuri Demirci
                
                                                                











