En çok yorum alan yazıları
- Bize Kalan Nedir Söyle — 3 yorum
- DEPREMDE GÖRDÜKLERİM — 3 yorum
- Ayrıldığımızda İkimiz — 2 yorum
- Son Hatıra — 2 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Bir defa, bir defacık, sevimli, tatlı kadın, Zarif kolunuz kolumaDayandı (ve ucunda o ruh karanlığımın Bu anı solmadı asla); Vakit geçti; tıpkı bir yeni madalyon gibi Bir ay kenti yıkıyordu,Ve Paris üzerinde gecenin alayişi, Nehir gibi akıyordu. Evden eve …
Şub 23
Bönlükler, yanılgılar, günahlar, cimrilikler,İşleyip tenimize, kaplar ruhlarımızı,Ve besleriz sevimli pişmanlıklarımızı,Kendi bitini nasıl beslerse dilenciler. Günahlarımız katı, pişmanlığımız gevşek;Sık sık ceza öderiz itiraflarımıza,Ve sevinçle döneriz o çamurlu yollara,İğrenç gözyaşlarıyla kirim çıkar diyerek. Bu Kocaman Şeytan’dır kötülük yastığındaEsrimiş ruhumuzu uzun uzun sallayan,Ve görkemli madeni irademizin o anBir buhar olup uçar bu bilgiç kimyacıyla. Hep o Şeytan’dır bizim …
Şub 23
Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda; tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zamanın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üstünde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün …
Şub 23
Delphine ile Hippolyte Hippolyte, lambaların solgun ışığı vuran,İçine koku sinmiş minderler üzerinde,Düşlüyordu kızlığın perdesini kaldıranGüçlü okşayışları, saf bir duygu içinde. Fırtına bulanığı bir gözle arıyordu,Uzaklaşmış göğünü günahsız yaşamanın,Sanırsın ki başını mavi bir ufka doğruÇeviren bir gezgindir, ötesinde sabahın. O yorgun gözlerinin ağırlaşan yaşları,Kırgın, uyuşuk hali, hazları kasvet veren,Hurdaya çıkmış silah gibi, mağlup kolları,Yansıtıyordu narin güzelliğini …
Şub 23
Ibiraz yukardantaş etot mu yoksataşetotalır şaşmadangündüzden geceye geceden gündüzeve bütün geleceklereçağırır şimdiden ve el koyarne varsane dökülse küreden güneşi çıkarırken toprakbir de süsler koşturur insanoğlununbir günlük atınısıcak el üfler güneşi karnında köpükleriylebir göl huzurundan tutşupbaşlar yanmayave seslenir yüce dağserintoplar kartalı yılanıyla atlasın omuzlarından gencecik kayalareğildiler bir mermerin önüne koşunuz ak saçlı bulutlardenize yakınbir çakılın kızgın …
Şub 23
Anımsarım seni ben geçen güzkü halinleBaşında gri beren ve o sakin yüreğinGünbatımı ateşi oynaşır gözlerindeYapraklar dökülürdü nehrine benliğinin Bir asma dalı gibi dolanırdın kolumaTatlı, sakin sesinden yaprakların soluğuBeni sımsıkı saran mavi sümbülümsün senBaş döndüren ey ocak, içimin tutuştuğu Güz kadar uzaklara dalarken bakışlarınGri beren, kuş sesi, avcı kadın yüreğiUzaklar: acıların göçüp gittiği yerlerMutlu öpüşlerimin kızıl …
Şub 23
Bî huzurum nâle-i mürg-i dil-i divânedenFark olunmaz cism-i bîmârım bozulmuş lânedenBunca derd u mihnete katlandığım âyâ nedenTerk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethâneden Sultan Abdülaziz Han
Şub 23
7. Fasıl Gönlüm! Sakın, sırrını yâre söylemeBu “aşk” sözünü ikide bir söylemeGönlüm dedi: “Bir daha böyle söylemeTeslim ol sen, çok söz söyleme” 25. Fasıl Vuslata ruhsat vermezse eğer hicrinMahallenin tozu-toprağıyla avunurum senin 46. Fasıl Sarayının önünden az geçmemin nedeniAmansız korumalarının korkusundandır haniSen ki gönlümdesin ey sevgili gece gündüzGönlüme bakarım hep ne zaman özlesem seni 59. …
Şub 23
1.Neden kimse sana benzemiyor Hatice? 2.Gözyaşımın sahibiNe zaman alnımı camlara dayasamKanatlarını batıra batıraSana uçuyor bütün kuşlar. 3.Ölümü senden mi öğrenecektimSoluğu canımdan çekilen kadınım. 5.Çocuklar geldiler mi hiç? Geldiler Haticeİçimize baktık uzun uzunSana geldikTek tek odaları kokladılarBizimle ağladın sen deSonra yine ikimiz kaldık. 6.İster ölüm olsun ister ayrılıkİnsan unutur mu var olduğu bedeni.Dünya sözüm, can evimBir …
Şub 23
Yıllarca yalnızlık şiirleri yazdım.Kalabalıklardan yapılmış bir cezaKalabalıklarda boğulmuş bir arzuTanrının sureti, ormanların uğultusuSeslerden soğuk bir sessizlikÇıngıraklı zamanlarBoyasız evler, çatısız duvarlarBir şey söylemeden gidenlerBir şey söyleyip de unutanlarSokak köpeklerinin ıslık çalan gecesiAğaçların sabah rüyası yollar boyuncaYoksulluğun çarşılarda döktüğü yaprakAyrılık dedim, kavuşma dedim“İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi” dedim. Şimdi içimde kirpiklerinin uğultusuAğız dil vermez bir dünya cezasıBaşkalarının kaderlerinden …